Sürdürülebilirlik için doğayla birlikte çalışacak mimari şart!
URSA Isı Yalıtımın yeni çevre dostu ürünü URSA Terra mineral yün ürününün lansmanı çerçevesinde düzenlenen 'Sürdürülebilir Mimari ve Konutlarda Akustik Konfor' başlıklı seminer, Yapı-Endüstri Merkezi'nde (YEM) gerçekleştirildi
URSA Isı Yalıtımın yeni çevre dostu ürünü URSA Terra mineral yün ürününün lansmanı çerçevesinde düzenlenen 'Sürdürülebilir Mimari ve Konutlarda Akustik Konfor' başlıklı seminer, Yapı-Endüstri Merkezi'nde (YEM) gerçekleştirildi.
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, Yapı-Endüstri Merkezi (YEM), URSA Isı Yalıtım San. ve Tic. A.Ş, Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK) ve World Green Building Council (Yeşil Binalar Derneği) işbirliğiyle düzenlenen seminerin ana konusu, mimari projelere sürdürülebilirlik ilkelerinin uygulanması ve yeşil bina kavramının mimarlıktaki önemiydi. Açılış konuşmalarını URSA Isı Yalıtım Genel Müdürü, GBC İspanya Başkan Yardımcısı Manuel F. Geremias Carnero'nun ve ÇEDBİK Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Sur'un yaptığı etkinliğin diğer konuşmacıları ise Dr. Felipe Pich Aguilera ve Miguel Angel Romero'ydu.
Manuel F. Geremias Carnero: Yeni bir ürün sunmanın gururunu yaşıyoruz
Gecenin ilk konuşmasını yapan URSA Isı Yalıtım Genel Müdürü, GBC İspanya Başkan Yardımcısı Manuel F. Geremias Carnero, seminerin kendileri için taşıdığı öneme vurgu yaparak, "Bu akşam, yeni ürünümüz URSA Terra'nın lansmanı çerçevesinde düzenlediğimiz bir organizasyon için bir aradayız. Bizim için çok önemli bir etkinlik; çünkü yeni bir ürün sunmanın gururunu yaşıyoruz" dedi. Carnero, sürdürülebilirliğin son yılların üzerinde en çok konuşulan ancak ne olduğu hala çok net olmayan konu başlıklarından biri olduğunu anımsatarak, ekonomik, toplumsal ve çevresel girdileri olmayan bir kavramsallaştırmanın sürdürülebilirliği karşılamayacağının altını çizdi. Bugün insanlığın, küresel ısınma gibi sorunlarla yüzleşmesi zorunluluğuna işaret eden Carnero, üzerinde durulması gereken en önemli başlıklardan birinin de insanlığın 200 yıllık gelişimini borçlu olduğu enerji olduğunu belirtti. Avrupa'da kullanılan toplam enerjinin yüzde 40'ının binalar için harcandığını, söz konusu dilimin yüzde 60'ının da ısıtma - soğutma için kullanıldığını vurgulayan Carnero, "Biz yapı sektörü oyuncuları bu durumda ne yapabilir" diye sordu ve şöyle devam etti:
"Elbette daha iyi bir tasarımla ve verimli sistemlerle önemli oranlarda tasarruf yapılabilir. Ancak burada yalıtımın öneminin altını çizmek gerekiyor; çünkü yalıtım, enerji verimliliğini artırmak ve enerji tüketimini düşürmek için alınabilecek maliyeti en düşük önlem".
Haluk Sur: Gayrimenkul sektörü için yepyeni bir dünyanın kapıları açılıyor
Carnero'dan sonra söz alan ÇEDBİK Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Sur da, dünyanın, özellikle 1960'tan bu yana çok hızlı bir değişim ve dönüşüm yaşadığına değindi ve gelinen noktada gayrimenkul sektörünün önünde yepyeni kapılar açılmakta olduğunu söyledi. "1960'larda pek farkında değildik, ama 1970'lerde neyle karşı karşıya olduğumuzu gördük. Sorunu, arıtma tesisleriyle, filtrelerle çözebiliriz sandık; ama ozon tabakası delindi, buzullar erimeye başladı" diyen Sur, ancak ekolojik arayışların da hız kazandığını ifade etti. Bugün dünya genelinde 70 yeşil bina konseyinin olduğunu anımsatan Sur, ABD'nin eskimekte olan 130 milyon civarındaki yapı stoğunun yüzde 1'inin yeşil bina kriterlerine göre dönüştürüldüğünü sözlerine ekledi. Sur, Türkiye'deki 18 milyonu aşan yapı stoğunun yüzde 45'inin de ömürlerini tamamlamak üzere olduğuna ve bunun da yeni fırsatlar anlamına geldiğine değinerek, buna hızla artan şehirleşmenin ve nüfusun da eklenmesiyle yeşil binaların önünde çok önemli bir fırsar olduğunu sözlerine ekledi.
Miguel Angel Romero: Anahtar sözcükler, kalite, sürdürülebilirlik ve verimlilik
Mimar Miguel Angel Romero da, Equip Arquitectura Pich-Aguilera'nın hem kentsel planlama, hem de yapı ve ürün tasarımına odaklanan 20 yıllık bir pratik olduğuna işaret ederek, bu zaman boyunca kurdukları ilişkilerin süreçleri, malzemeleri ve operasyonel sorunları daha iyi anlamalarını sağladığını söyledi ve "Mimarlığın, çevresel ihtiyaçlara karşı daha sorumlu davranması gerektiğini, değişim konusunda belirleyici olabileceğini gördük" dedi. Tasarıma yaklaşımlarını belirleyen anahtar sözcükleri 'kalite', 'sürdürülebilirlik' ve 'verimlilik' olarak yorumlayan Romero, ayrıca enerji, çevre ve ekonomi gibi alt başlıklardan da bahsetti. Romero, bu ilkelerle tutarlı hareket edebilmek için farklı teknolojiler ve araçlar kullanmanın gerekliliğine vurgu yaparak, sürdürülebilir binaların çevresel etkileri minimalize etmek gibi bir amacının olduğunu, binalarda teknolojinin de bu doğrultuda kullanılması gerektiğini anlattı.
Dr. Felipe Pich Aguilera: Doğanın dostumuz olduğunu görmeli ve mimarlar olarak onunla birlikte çalışmalıyız
Gecenin son konuşmacısı Dr. Felipe Pich Aguilera ise, "doğanın düşmanımız değil dostumuz olduğunu görmeli ve mimarlar olarak doğayla uyumlu çalışmalıyız" mesajını verdi. İnsanlığın şimdiye kadar hep kaynaklarını harcayarak geliştiğini, ama herkesin doğayla içiçe yaşama hayali kurduğunu aktaran Aguilera, mimarların işinin de toplumun ve kendilerinin hayallerini gerçekleştirmek olduğunu, binaların da bunun araçlarından biri olduğunu ifade etti. Aguilera, gerçekleştirdikleri bazı projelerle de sürdürülebilirliği ve 'yeşil'i nasıl yorumladıklarını örneklendirdi. Etkinlik, soru cevap bölümü ve kokteyl ile sona erdi.
Mesut TUFAN/yapi.com.tr