TAEK, Ankara Üniversitesi'ni binasından çıkarıyor!
TAEK, beş yıl önce Ankara Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsüne giriş katı tahsis edilen binanın boşaltılmasını istedi. Üniversite, radyasyonla çalışan cihaz ve donanımlara sahip Enstitü binasının taşınmasının devlete olarak büyük yük getireceğini sav
Üniversite yetkilileri, DPT tarafından 4 milyon TLlik yatırımlarla
radyasyonla çalışan cihaz ve donanımlara sahip Enstitü binasının taşınmasının
devlete ekonomik olarak büyük yük getireceğini savunuyor.
Yetkililer, üniversite bünyesinde enstitünün yerleşeceği bir binanın
bulunmadığını, ayrıca enstitüde kullanılan cihazların radyasyon yayması ve yüksek
teknolojiye sahip olması nedeniyle özel tasarımda bir binanın yapılmasının
gerekli olduğunu belirtiyor.
Ankara Nükleer Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Doğan Bor, enstitünün
temellerinin Ankara Nükleer Araştırma Merkezi adıyla Atom Enerjisi Komisyonu
tarafından AÜ kampüsü içine yaptırılan binada üniversite ile yakın işbirliği
içinde faaliyet sürdürmek amacıyla 1967 tarihinde kurulduğunu anlattı.
Bor, AÜ kampüsü içinde Türki Devletler Nükleer Araştırma ve Eğitim
Merkezi (TÜDNAEM) olarak faaliyet gösteren binanın 2009 yılında kapatılarak, aynı
yıl TAEKin eğitim faaliyetlerini düzenlemek amacıyla binanın üst katına
yerleştirildiğini ifade etti.
Nükleer Bilimler Enstitüsünün ise 2006 yılında AÜ Mühendislik Fakültesi
Fizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinin öncülüğünde iyonize edici
radyasyonun tıpta ve çevresel izlemelerde uygulanması vizyonu ile kurulduğunu
bildiren Bor, kampüs içinde mülkiyeti TAEKe ait olan binanın giriş katında
faaliyetlerini sürdürdüklerini, TAEKin ise binanın üst katında 10-15 kişilik
ekibiyle çalışmalar yaptığını söyledi.
TAEKin eski idaresinin enstitünün kurulması için büyük çabalar
sarfettiğini ve enstitünün kurulumu için Beşevler yerleşkesinin bir kısmını
üniversitenin kullanımına 5 yıl süreli bir protokolle 30 Ocak 2006da verildiğini
anlatan Bor, bu tarihten sonra üniversitenin binayı tamamen yeniden inşa ederek
tüm laboratuvarları radyasyonla çalışacak cihazlara uygun bir şekilde
yapılandırdığını ve bu yatırımların 300 bin TLyi aştığını söyledi.
Enstitünün tüm teknik alt yapısının da DPTden sağlanan yaklaşık 4 milyon
TLlik destekle hazırlandığını bildiren Bor, halen Türkiyede bir nükleer tesiste
çalışacak sağlık fizikçisi, radyasyondan korunma uzmanı gibi meslek gruplarını
yetiştirmekte olan tek kuruluşun Nükleer Bilimler Enstitüsü olduğuna işaret
etti.
TAEK ile ortak yürütülen eğitim programları için laboratuvarlara yeni
cihaz ve donanımların enstitü tarafından alındığını, ayrıca TAEK
laboratuvarlarında yapılacak çalışmaların doğruluklarının karşılaştırılacağı
laboratuvarların da enstitüde bulunduğunu belirten Bor, Enstitülerinin
radyasyonun kullanıldığı medikal incelemelerde hastaların ve çalışanların
aldıkları radyasyonların saptanmasına ve bu amaçla kullanılan cihazların
performanslarına yönelik olarak bir çok çalışmayı Türkiyede ilk kez yaptıklarını
belirtti.
"HİÇ BİR BİLGİLENDİRME YAPILMADAN BİNAYI TERKEDİN DENİLİYOR"
Prof. Dr. Bor, TAEKden sözleşme bitiminin son gününde hiçbir görüşme,
bilgilendirme yapılmadan binanın 15 gün içerisinde boşaltılması ihbarnamesini
aldıklarını savundu.
Kamu kaynakları kullanılarak alınan milyonlarca lira tutarındaki
cihazların radyasyondan dolayı böyle kısa bir sürede taşınabilmesinin pratik
olarak mümkün olmadığını vurgulayan Bor, "Yapılacak yeni binanın, tüm cihaz ve
donanımlarının sökülmesi ve yeniden montajının devlete vereceği masraflar ve
olası zararlar dikkate alınmamıştır" dedi.
Tüm bu zaman süreci içerisinde enstitü bünyesinde verilen eğitimlerin de
önemli ölçüde aksayacağından söz eden Bor, "TAEK gibi bir kurumun 700–800
metrekarelik bir yer için, planlanmış, birçoğu gerçekleştirilmiş işbirliklerini
bir anda yok ediyor olması ülkenin eğitiminin, sağlık sektörünün, nükleer
araştırma faaliyetlerinin ve başta TAEKin zarara sokulmasından başka bir şey
değildir" ifadelerini kullandı.
Yeni binanın yapılmasının ve taşınmanın uzun bir süreç gerektirdiğini, bu
sürede eğitimi eden bazı yüksek lisans öğrencilerinin bu eğitimlerini
tamamlayamamalarının söz konusu olduğunu belirtti.
"TAEK tarafından yollanan ihbarnamede söz konusu binanın nükleer alanda
ulusal eğitim programlarının ve halkı nükleer konularda aydınlatma amacı ile
kullanılacağının bildirildiği"ni aktaran Bor, "Gerçekte TAEKin tüm
yerleşkeleri ve merkezi binanın kapasiteleri dikkate alınırsa, Beşevlerdeki
yerleşkeye hiçbir ihtiyaç yoktur. Üniversite kampusundaki bir binanın nasıl
halkın ziyaretine açılacağı anlaşılır bir husus değildir. TAEKin bu tür
eğitimleri vereceği tesisler Sarayköy ve İstanbul CNAEMde zaten var. Üstelik
nükleer konularda eğitim için Sinopta beş milyon metrekare yer alındı. TAEK
CNAEMdeki kendi araştırma reaktörünü lisanslayıp çalıştırırsa eğitim için en
büyük alt yapıyı elde etmiş olur" diye konuştu.
Halen üniversite bünyesinde Enstitünün yerleşeceği bir binanın
bulunmadığını bildiren Bor, ayrıca kullanılan cihazların radyasyon yayması ve
yüksek teknolojiye sahip olmasının da özel tasarımda yeni bir binanın yapılmasını
gerektirdiğini söyledi.
"İSTİFA ETTİ"
Bu arada, Enstitü Müdürü Prof. Dr. Borun söz konusu binaya ilişkin
yaşanan gelişmeler üzerine Türkiye Atom Enerjisi Komisyonu Üyeliği görevinden
istifa ettiği ve istifa dilekçesini Başbakanlıka gönderdiği öğrenildi.
"BU KARAR BİZİ ÇOK ÜZDÜ"
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemal Taluğ ise olayın kendilerini
çok üzdüğünü ifade ederek, "Enstitümüzde medikal görüntüleme alanındaki
radyasyon riskleri üzerine önemli araştırmalar yürütülüyor. Bu konunun ne kadar
önemli olduğunu Japonyadaki kazada gördük. Sadece nükleer reaktörlerdeki
radyasyon tehlikesi değil, aynı zamanda tıbbi araçlardaki radyasyon dozları da
halk sağlığı açısından son derece önemli. Bunların doğru kalibrasyonunun
yapılması, bu konuda eğitimlerin verilmesi için enstitümüz çok ciddi araştırmalar
yürütüyor" dedi.
TAEKle 5 yıl önce yaptıkları işbirliği ile enstitünün görevlerini
yapması karşılığında, kendilerine bina tahsis edildiğini anlatan Taluğ, şöyle
konuştu:
"TAEKin bize tahsis ettiği alanda biz başka bir işle uğraşmıyoruz.
Kaldı ki bu bina yapıldıktan sonra TAEKin 11 katlı bir binası yapıldı Yani
TAEKin Ankara Üniversitesi yerleşkesindeki tek ve küçük binaya gereksinimi var
mı bilmiyorum. Türkiyede bu kadar önemli bir kurumun bu küçücük binaya
gereksinimi varsa diye üzülüyorum. Yani bu gereksinimini karşılayamıyorsa ve
Ankara Üniversitesini bu binadan atarak karşılayabilecekse bu duruma da
üzülürüm."
TAEKin binada nükleer alanda eğitim faaliyetleri yürütmek istediğini
dile getiren Taluğ, "Dünyanın hiçbir yerinde bir üniversite kampüsü içinde o
üniversiteyle alakası olmayan bir kurumun bulunması söz konusu olamaz. İkinci
zorluk ise bizim taşınmamızla ilgili olarak cihazlarda ortaya çıkacak sorunlar.
Ayrıca ekonomik olarak radyasyonla çalışıldığı için buna uygun binanın yapılması
gerekecek. Bu da devlete ekonomik olarak bir yük getirecek" diye konuştu.
Taluğ, kendilerinin görüşü alınmadan binadan çıkarılmaları yönündeki
kararın alınmasının kendileri için "üzüntü nedeni" olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Taluğ, sözlerini şöyle tamamladı:
"Biz TAEKle çalışmak istiyoruz. Yaptığımız işi iyi yaptığımıza
inanıyoruz. TAEK protokolü uzatmadı ve biz de bunu Siz bu işleri kendi başınıza
yapın" olarak algıladık. Nükleer santral kuracak bir Türkiyede üniversite
içindeki bir katlık bir alanı ihtiyacı, ancak bu enstitünün binasıyla
karşılanacaksa buna da söyleyecek sözüm yok. Sadece üzüldüğünü söyleyebiliyorum.
Bu kararı TAEKin yeniden değerlendireceğini umut ediyorum. Ankara Üniversitesi
gibi kendisi ile işbirliği yapmak isteyen büyük bir üniversiteye sırtını
çevirmeyeceğini, bu üniversite ile yaptığı anlaşmaya ilişkin kararını yeniden
değerlendireceğine inanmak istiyorum."
"TAEK BAŞKANI ALPER NE DEDİ
TAEK Başkanı Zafer Alper ise Beşevlerden Konya Yoluna kadar uzanan,
Ankara Üniversitesinin Tandoğan yerleşkesinin de bulunduğu arazinin asıl
sahibinin Milli Emlak Genel Müdürlüğü olduğunu söyledi.
Milli Emlakın 1960lı yıllarda söz konusu arazinin yüzde 95ini Ankara
Üniversitesine, yüzde 5lik bölümünü de TAEKe tahsis ettiğini belirten Alper,
söz konusu yerde bulunan TAEKe ait binanın geçici kullanıma yönelik olarak bir
protokol ile üniversiteye verildiğini kaydetti.
Hukuken 15 gün önceden bildirmek şartıyla binayı geri alabileceklerini
ifade eden Alper, "Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi adında bir merkez kurduk.
Burayı nükleer konusunda halkın eğitimi için kullanacağız, şehir içinde başka
binamız yok" dedi.
"BİNAYA İHTİYAÇLARI VARSA NİYE YÜZME HAVUZU YAPSIN"
TAEK olarak söz konusu araziyi ve binayı Ankara Üniversitesine verme gibi
bir mükellefiyetlerinin olmadığını, çünkü yerin Milli Emlaka ait olduğunu
vurgulayan Alper, şöyle konuştu:
"Biz üniversite ile geçici süre ile işbirliği yapmışız. Bu arada
üniversite de zamanını kullansın ihtiyacı varsa bina yapsın diye. Arazide bir
sürü boşluk var. Bunlar ne yaptılar, gittiler yan tarafa yüzme havuzu yaptılar.
Yani binaya ihtiyaçları varsa niye yüzme havuzu yapsın.
Benim burada gördüğüm hukuken pek sağlam olmadıkları bir konuda gereksiz
bir uğraşı içine giriyorlar. Biz tüm üniversitelerin olduğu gibi onların da
faaliyetlerini destekliyoruz. Kesinlikle bir husumetimiz yok. Konu zaten
mahkemede, hukuk (onlara ait) derse onların olacak, bize ait derse bizim olacak.
Ama gidişat pek lehlerine gitmediği için sansasyonel bir şeyler yapma içinde
görüyorum kendilerini."
ERDAL İNÖNÜ DE İZİN VERMEMİŞ
Söz konusu araziyi Ankara Üniversitesinin geçmiş yıllarda da istediğini
ve açılan davaların üniversite aleyhine sonuçlandığını ifade eden TAEK Başkanı,
araziyi Ankara Üniversitesine vermeyi düşünmediklerini vurguladı.
Alper, "Ankara Fen Fakültesi de bu arazinin olduğu yerde. Bu fakültenin
bir numaralı diploma sahibi merhum Erdal İnönü. Erdal İnönü 1990lı yıllarda
Başbakan Yardımcısıyken ona da çok rica ettiler üniversite rektörleri, (siz
başbakan yardımcısıyken alıverelim bu araziyi) diye... O zaman dahi İnönü izin
vermemiş. Kaldı ki dediğim gibi izin vermeyle alakalı bir durum da değil zaten.
Arazinin sahibi Milli Emlak" diye konuştu.
Alper, yargıya intikal etmiş bir konuyu basın önünde tartışmak
istemediğini, fakat binaya nükleer santral konusundaki eğitimler nedeniyle
ihtiyaçları bulunduğunu sözlerine ekledi.
AA