05 / 11 / 2024

Taksim Gezi Parkı için ilk kazma birkaç ay içinde meydana vurulacak!

Taksim Gezi Parkı için ilk kazma birkaç ay içinde meydana vurulacak!

Özellikle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın kurulmasıyla birlikte son derece merkezî hale getirilen kentsel dönüşüm ve yenileme çalışmalarında projelerin ihale yöntemi son günlerde mimarlık çevrelerinin en başta gelen gündemi oldu




 

Pek çok restorasyon ve dönüşüm alanında bakanlık ve belediyenin müzakereye kapalı tutumu eleştiri konusu olurken Taksim'i yayalaştırma projesinde yaşanan son gelişmeler, mimari rekabeti yok eden merkeziyetçi tutumu bütün açıklığıyla ortaya koydu. İstanbul'daki bütün kentsel dönüşüm ve yenileme çalışmalarına köktenci bir şekilde karşı çıkan çevrelerin engelleyici tavrını bertaraf edip şehirleri dönüştürmek için yapılan yasal düzenlemeler ortaya, müzakereye ve rekabete kapalı tepeden inmeci bir kentsel dönüşüm iradesi çıkardı.   Bakanlık ve yerel yönetim şehrin bir yerinde kentsel dönüşüm ya da yenileme kararı aldığında önce bir firmayla anlaşma yapıyor. Ardından firma dönüşüm yapılacak bölgede yaşayanlarla görüşmelere başlıyor. Anlaşma yapmak istemeyenlerin karşısına 5366 sayılı Yenileme Yasası çıkarılıyor. Yani yerel yönetimin özel mülkleri kamulaştırma ve belirlenen rayiç bedeli üzerinden mülklere el koyma yetkisi.   Kentsel dönüşüm kararı alınan bölgelerde nelerin yapılacağına, alanın nasıl değerlendirileceğine ihaleyi alan firmanın görevlendirdiği mimarlar karar veriyor. Ortaya çıkan proje, koruma kurulu onayına sunuluyor, yerel yönetim zaman zaman akademiyi de devreye sokabiliyor ancak bu durum mimari rekabetin ortadan kaldırılmasının önüne geçemiyor.   Dönüşüm çalışmaları yalnızca bir inşaat işi olarak değerlendirildiğinde, etütlerde yalnızca bunun üzerinden yapılıyor. Mimari itirazların, alternatif projelerin dışlanması bir yana çalışma yapılacak alandaki nüfusun yapısı, ortaya çıkan sosyal problemler de görmezden geliniyor. Örneğin son beş yılda Sulukule, Tarlabaşı, Balat, Ayvansaray gibi projelerde sonuç bir kentsel dönüşüm değil, yükselen inşaatlar oldu.   Bu statükocu yöntem, bu kez de Taksim Meydanı'nı yayalaştırma projesinde uygulanıyor, İstanbul 2. Numaralı Koruma Kurulu Taksim Meydanı'na çıkan tarihî caddeleri birer otobana çevirecek planı geçen 10 Ocakta oybirliği ile onayladı. Bununla birlikte 1939 yılında yıkılan Taksim Gezi Parkı'ndaki Topçu Kışlası'nı da (Yani olmayan bir yapıyı)" korunması gereken kültür varlığı" olarak tescil etti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ise yıkılan kışlanın bir replikasını inşa etmek için ihale açtı. İhaleyi alan yüksek mimar, İstanbul'da özellikle Beyoğlu'ndaki kentsel dönüşüm projelerinde öne çıkan bir isim. İstiklal Caddesi'ndeki Narmanlı Han, çok tartışılan Cercle d'Orient ve Emek Sineması projelerini hazırlayan Yüksek Mimar Halil Nur, Topçu Kışlası ve yayalaştırma alanları için mimari projeler hazırlıyor. Halil Onur’la geçen hafta telefonda konuştum. Kışla ve yaya alanları üzerinde çalıştığını ama henüz ortada somut bir proje olmadığını, Taksim’deki trafik düzenlemesiyle ise bir ilgisinin bulunmadığını söyledi.    Edindiğim bilgiye göre Taksim Meydanı’na ilk kazma birkaç ay iç inde vurulacak. Ancak hiçbir tartışma süresi yaşanmadan. Hiçbir müzakereye girilmeden İstanbul'un bu en önemli meydanında yapılacak düzenleme kabul edilemez. Nitekim Avrupa Birliği mevzuatına göre de bu tür kentsel alanlarda yapılacak düzenlemeler, müzakereye ve rekabete açık olmak zorunda. Pek çok Avrupa şehrinde mimari düzenlemelerde yarışma yöntemi benimseniyor. İhale aşamasına gelmeden önce kent yaşamı, çevre, mimari ve sosyal dokuya uygun projeler arasında yarışma düzenleniyor ve kazanan proje için ihale yapılıyor. Yani bizde olduğu gibi yatırımcının projesine mimar bulmak yerine mimari projeye yatırımcı bulunuyor. Tarihî bir kışlanın henüz inşa edilmemiş replikasını kültür varlığı olarak tescil etmenin komikliği, kentsel projeleri müzakereye açmamanın nelere yol açtığını göstermek için tek başına yeterli bir örnek. Eğer bu kararı almadan önce sorsalardı, "saçmalamayın" diyecek biri çıkardı mutlaka.   ŞEHİR FISILTILARI   Ataşehir'de ihalesi yapılan İstanbul Finans Merkezi'nde Bağdat Caddesi, Nişantaşı ve Boğaz sahillerindeki yürüyüş yollarının birer benzeri yapılacak.   İstanbul Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Şerafettin Turan bütün İstanbul'u dolaşarak 170 tarihi okul binası tesbit etti. Şimdi bu binaların nasıl korunacağı tartışılıyor.   Ertan Altan/Taraf  

Geri Dön