23 / 12 / 2024

Taksim için ortak akıl!

Taksim için ortak akıl!

Belediyenin Taksim Projesi için teklif götürdüğü şehir planlamacılarının projeye itirazları var. Trafiğin yeraltına alınmasını problemli bulan uzmanlara göre 'Bu eski bir şehircilik anlayışı'



 

Topçu Kışlası replikasının projelendirilmesi yüksek mimar Halil Onur’a emanet. Taksim Meydanı ve çevresinin kentsel tasarım projesine gelince, teklif sunulan firmalar tepkili. Henüz veriler tartışılmadan 10 Ocak’ta çıkan kararla trafiğin yerin altına alınması projesinin onaylanmasını yanlış buluyorlar. Yayalaştırma Projesi’ne dair belediyenin teklif sunduğu mimarlardan Prof. Dr. Aykut Karaman’ın da Özcan Biçer’in de ortak kaygıları, projenin çoğunluğun fikri alınmadan, demokratik bir yolla hazırlanmamış olması. Biçer izlenmesi gereken yöntem konusunda İlke Planlama’nın tamamladığı Talimhane Projesi’ni ve hali hazırda Fatih’te yaşayanların da görüşlerini alarak uyguladıkları Fatih Yenikapı projelerini örnek veriyor.    Her iki isim de öncelikle STK’ların, akademisyenlerin, mimarların ve halkın görüşlerinin alınmasından yana. Biçer, YTÜ’den Prof. Dr. Zekai Görgülü’nün bir sözünü hatırlatıyor konuya dair: “Akıllı adam aklını kullanır. Daha akıllı adam herkesin aklını kullanır.”  Trafiğin yeraltına alınmasını öngören 1/5000 ölçekli planın koruma kurulu tarafından 10 Ocak 2012 tarihinde onaylanması üzerine Prof. Karaman, Kentsel Tasarım projesini bu ön kabullerle yapmalarının mümkün olmadığını belirten bir yazıyı H.Onur’a vererek MSGSÜ Şehircilik Araştırma ve Uygulama Merkezi olarak bu sürecin içinde yer alamayacaklarını belirterek geri çekildiklerini söylüyor. Özcan Biçer ise tam olarak reddetmediğini, trafiğin yeraltına alınması konusundaki kaygılarını paylaştığını ve gelen cevaba göre hareket edeceklerini belirtiyor.    Trafiğin yeraltına alınması Karaman için de, Biçer için de problemli. Yayaların karşıdan karşıya geçmelerini engelleyen tünel duvarlarının kullanışsızlığından bahsediyor Biçer. Taksim Meydanı’na bu kadar yakın yere batıp çıkan yolların meydana giriş sirkülasyonunu engelleyeceğini söylüyor. Çin’den gelmiş granitlerle meydan yapmak yerine üzerine düşünülmüş, belki gerektiğinde bir konser meydanına dönüşecek ses sistemlerinin yer altına döşendiği bir meydan hayal ediyor Biçer. Gezi Parkı’na dairse bu haliyle kullanışsız olduğunu, mevcut merdivenlerin ve otobüs duraklarının kaldırılmasını öneriyor.  Karaman da trafiğin yerin altına alınmasını kentsel tasarım ilkeleri açısından doğru bulmadığını, alternatiflerin tartışılması gerektiğini söylüyor. Keza trafiği tamamen yerin altına almadan, Taksim’deki ağaçlara dokunmadan da Taksim’i yayalaştırmak mümkün.    Karaman yerin altına batıp çıkan yol modelinin dünyada da tercih edilmeyen eski bir model olduğunu belirtiyor ve yurtdışındaki mevcut örneklerden hareketle bu tür batma çıkma mekanlarının güvenlik sorunları ve görsel kirlilik yaratması, kentsel estetik ve yaşam kalitesine olumsuz etkileri olan demode yaklaşımlar olduğunu söylüyor.    Karaman’a göre karayolları çözüm mantığı ile tarihi kent merkezine böyle bir operasyonun yapılmasının sakıncaları arasında yeraltı trafiğinin yaratacağı egzoz kirliliği, yaya hareketlerinin kısıtlanması ve meydanın ıssızlaşması da var.    Biçer de, Karaman da Topçu Kışlası’nın inşasıyla bir ilgilerinin olmadığının altını özellikle çiziyorlar. Kışlanın replikasının Gezi Parkı’na kondurulacağı haberi çıktığından beri mimarlar bu görevi üstlenmeye pek de istekli değiller. Özcan Biçer kışlanın replikasıyla bir ilgileri olmasa da orijinalinden 1930’lardaki durumundan hareketle kışlanın sadece Gezi Parkı’nın McDonalds’a bakan bölümünde kalan kısmının yapılmasından yana.    Keza 1930’larda Taksim’e ve Divan Pastanesi’ne bakan kısımlardaki bölüm yıkılırken McDonalds’a bakan taraftaki bölüm bir süre korunmuş söylediğine göre.    Karaman ise Taksim Meydanı ve yakın çevresine yönelik bir kentsel tasarım yarışması düzenlenmesini, yarışma şartnamesinin kamuoyuna açıklanmasını öneriyor. İlgili bütün tarafların görüş bildireceği, ortak akıl ortamı oluştuktan sonra alınan sonuca göre de projelendirmeye geçilmesi gerektiğini söylüyor.   Berrin Karakaş / RADİKAL

Geri Dön