Genel

Taksim meydanına yapılacak olan caminin son hali belirlendi!

Yüksek Mimar Ahmet Vefik Alp, İstanbul'da Taksim Meydanı için hazırladığı projeye Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın önerileri doğrultusunda son şekli verip vakıf aracılığıyla Başbakan Erdoğan'a sunulduğunu söyledi..

Yüksek Mimar Ahmet Vefik Alp, İstanbul'da Taksim Meydanı için hazırladığı projeye Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın önerileri doğrultusunda son şekli verip vakıf aracılığıyla Başbakan Erdoğan'a sunulduğunu söyledi Memleketi Kuşadası'nda tatilde bulunan Yüksek Mimar Ahmet Vefik Alp, Taksim Meydanı'na yapılması planlanan cami projesinin son durumuyla ilgili açıklama yaptı. Daha önce hazırlanan ve Başbakan Erdoğan'a sunulan projenin çok fazla modern bulunduğunu ve bu nedenle bazı değişiklikler yaptıklarını kaydeden Ahmet Vefik Alp, Taksim Camii Kültür ve Sanat Vakfı tarafından Taksim'deki eski mescidin yerine kurulması planlanan cami için, 2 bin 500 metrekarelik alandan yerin yedi kat altına inilerek 17 bin metrekarelik inşaat alanı çıkarıldığını, projenin onaylanıp, hayata geçirilmesi halinde Taksim Camii'nde kadınlar için ayrılan 70 kişilik üst bölümle birlikte aynı anda toplam bin 450 kişinin ibadet edebileceğini söyledi. En tutucu bilinen ülkelerin bile modern mimariyi kullandığını kaydeden Yüksek Mimar Ahmet Vefik Alp, projede cumhuriyetin kodlarının kullanıldığını kaydederek şöyle konuştu: "Taksim'e yapılacak caminin Cumhuriyetin camisi olması için projelendirdik. Bayrağımızı, Atatürk'ümüzü ve dinimizi birleştirdik. Özellikle bugünlerde buna çok ihtiyacımız var. 

Camiye üstten bakıldığında ayyıldız görülürken, yeraltındaki 7 katın üç katı bu nedenle dinler müzesi olacak. İlk projede, cami Allah'a yalvaran eller üzerinde bir çanakta taşınıyordu. Çanağın üzerini kapayan, kuş yuvası, ağaç kabuğu, beyin çizgilerine benzetilen kubbe dokusu, benim için sonsuzluktu; İslam'ın sonsuzluğunu gösteriyordu. Gizemli üç noktada da Allah lafzı okunuyordu. 

Sofya'da, tek Müslüman üyesi bulunmayan Dünya Mimarlar Birliği jürisinden birincilik, Los Angeles'ta Dünya Tasarım Ödülleri ikinciliği aldı. Londra Uluslararası Yaratıcılık Yarışması'nda listeye girdi. Projeyi Sayın Başbakanımıza sunduk. Sayın Başbakanımız, fazla modern olması nedeniyle görüşlerini iletti. Vakıf tarafından gelen bilgi ışığında bazı düzenlemeler yaptık. Gerek yerel bazda İstanbul'da gerek Türkiye genelinde tüm partilerin vizyonuna cevap verecek hem çağdaş Türkiye'yi anlatan ama geleneksel değerlerimizi de sonuna kadar kullanan çok hassas bir sentezden oluşan bir projedir. Bu bakımdan ben şuna inanıyorum önümüzdeki seçimlerde İstanbul'un yönetimi değişse bile bu proje gündem de olacaktır." Son düzenlemeyle birlikte projedeki dört halifeyi anlatan dört hilal ve İslamiyeti sembolize eden büyük bir hilalden oluşan minarenin değiştiğini vurgulayan Alp, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunun yerine daha farklı bir minare projesi oldu ve kubbede değişikliğe gittik. Kubbede Kur'andan ayetler bulunuyor ve dünyayı temsil ediyor." Projede dinler müzesinde değişiklik yapmadıklarını anlatan alp, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kubbe çanağında kemerle birleşen ayaklar olacak. Cami ile ilgili Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası tarafından açılmış bir dava var ama o dava açıldığında bu projeyi görmemişlerdi. Belki de görseler dava açmazlardı. Proje, tamamıyla bugünkü anlayışımızı, kültürümüzü, teknolojimizi, malzememizi, işçiliğimizi yansıtacak ve çağdaş Türkiye'yi ve Cumhuriyet'i anlatacak. Bu proje dünyada üç ödül aldı. Taksim'e çağdaş bir cami yapılmalı diye düşünüyorum. Türkiye'nin birleştirmesi gereken, Türk halkının birleştirmesi gereken bir çok unsuru birleştirmeye çalıştık. Bir taraftan camimizi, diğer taraftan bayrağımızı, öbür taraftan büyük önder Atatürk'ümüzü bu projede birleştirmeye çalıştık. Hepimiz biliyoruz ki ülkemizi üzen bir ayrışım zaman zaman yaşanıyor, işte bir tarafta üniversite, bir tarafta kışla, bir tarafta cami üçgeni içinde ülkemiz zaman zaman üzüntülü günler geçiriyor, biz bunu yenmek ve bu unsurları bu projede birleştirmek üzere hareket ettik ve yeni projemizde de aynı ilk versiyonunda olduğu gibi geceleyin yukarıdan baktığımızda ayyıldız şekli gözüküyor, bayrağımız orada şekilleniyor." Gezi, Yeşil Ve Park Olarak Kalmalı Yüksek Mimar Ahmet Vefik Alp, konuşmasında Gezi Parkı ile ilgili gelişmelere değindi. Gezi Parkı'nın hem park hem de yeşil kalması gerektiğini kaydeden Ahmet Vefik Alp, sözlerine şöyle devam etti: Taksim Meydanı için benim bazı çekincelerim var. Genel olarak biz meydanları kategorilere ayırıyoruz 1. Kategori insanı kavrayan içine alan bir nevi bırakmayan meydanlar. Bunların daha çok örneklerini İtalya, İspanya ve Fransa'da görebiliyoruz. Dar sokaklardan ulaştığınız etrafı binalarla çevrili rüzgar almayan küçük ölçekli daha çok işte bir anıtı olan çeşmesi olan meydanlar İtalya'da, Floransa'da, Siena'da var her tarafta bunlara rastlıyoruz. Birde bunun tam tersi uçta uçsuz bucaksız fiziksel sınırları olmayan işte Pekin'deki, gibi Sovyet rejimini gibi o zamanların bir nevi anlayışına aksettiren ucu açık meydanlar var. Taksim ne yazık ki ne o, ne o. Yani ne binalarla tamamen sınırlanmış sizi içine alan, sizi bir nevi özümseyen bir meydan ne de demin bahsettiğim Pekindeki gibi uçsuz bucaksız işte askerlerin, tankların yürüdüğü bir açık alan. Bir tarafta biliyorsunuz şu anda muamma şeklinde bekleyen Atatürk Kültür Merkezi var, diğer tarafta epeyce eskimiş olan benim öğrenciliğimden kalma yine hocam Fatin Uran Bey'in tasarladığı o gün için tabi bir büyük eserdi, The Marmara Otel'i var, karşıda Taksim, Gezi var işte bir tarafta da cami yapılacak. Maksimin arkasında şimdi bu bütün saydığım görsel öğelerin bir devamlılık, bir bütünlük oluşturmadığını maalesef görüyoruz." 


Ankara Son Söz