Taksim-Yenikapı Metro Hattı'nda 29 Ekim'de deneme seferi yapılacak!
Geçmişi 1950'li yıllara dayanan ve yapımı kördüğüme dönen Taksim-Yenikapı Metro Hattı projesinde sona yaklaşıldı. Metro Geçiş Köprüsü'nün gövdesi tamam. Başbakan 29 Ekim'de deneme seferi yapacak.
Yapımı kördüğüme dönen, ancak 2011'de yeniden başlanan Haliç Metro Geçiş Köprüsü nihayet görücüye çıktı. Unkapanı ve Beyoğlu yakasındaki metro istasyonlarını birbirine bağlayacak köprünün mimarı Hakan Kıran, 29 Ekim'de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın metro test sürüşü yapması ve 2014'ün başında açılması hedeflenen köprüyü gazetemize anlattı...
Ana konstrüksiyonu (taşıyıcısı) biten Haliç Metro Geçiş Köprüsü'nde kaplamaların, korkulukların, yürüyüş yollarının ve yan yapıların inşaatları devam ediyor. Sonrasında ise elektromekaniğe yani rayların döşenmesine, kablolarının çekilmesine ve metro elektronik altyapısının ve üstyapısının hazırlanmasına sıra gelecek. İstasyon, yer kaplaması ve yürüyen merpenlerin takılması gibi montaj işleriyle inşaat tamamlanacak. Köprüyü de içine alan Taksim-Yenikapı Metro Hattı Projesi, 5.2 kilometre uzunluğunda ve 4 istasyonu kapsıyor. Taksim Meydanı'ndan Beyoğlu'nu takip ederek önce Şişhane'ye oradan da Perşembe Pazarı'na inen hat, buradan yeryüzüne çıkarak köprü üzerinden Haliç'i geçecek. Halic'in güneybatısında Küçük Pazar Caddesi üzerinden tekrar yer altına inecek ve Yenikapı'da sonlanacak.
ZEMİN PROBLEM OLDU
Bağlantı yolları da dâhil, maliyeti 180 milyon euroyu bulan projenin "Altın Boynuz" Haliç'in üzerinde kurulan Metro Geçiş Köprüsü'nün mimarı Hakan Kıran'la yarım asırlık rüyayı konuştuk.
450 metrelik bölümünü oluşturan Haliç Metro Geçiş Köprüsü, 12 metre yüksekliğinde. Bu yükseltiyi, tünelleri bağlamak zorunda oldukları için daha fazla indiremediklerini belirten mimar Hakan Kıran, yapım sırasında kendilerini en fazla Haliç'in balçık zemininin zorladığını anlatıyor: "Haliç'in zemini, mühendislik açısından çok zorlayıcı. Bir buçuk yılımız veri toplamayla geçti. Ülkemizin ve dünyanın en önemli jeofizik danışmanları ile kaya mekaniği danışmanlarıyla temasa geçtik, workshop'lar düzenledik. Yüz küsur metrelere sondaj yaptığımızda dahi sağlam zemin bulamadık. Daha da enteresanı, belli derinliklerde sağlam malzeme çıkıyor; ama daha aşağı gidiyorsunuz, zemin daha da kötüleşiyor. Ayakları oturtmak için hiç de uygun değil. Ayağı balçığa oturtursanız, zaman içinde köprünün dengesi bozulacaktır ve çökecektir. Bunun üzerine 'az ayak' düşüncemiz daha da oturdu. Ortada iki ayak var. O iki ayağı çakmak için çok özel platformlar hazırlattık.
12 metrelik köprü için 120 metreye kadar kazık çaktık."
UNKAPANI KÖPRÜSÜ YIKILMALI
Haliç Metro Geçiş Köprüsü, hemen yanında duran Unkapanı Köprüsü'nün aksine onlarca değil, sadece iki ayak üzerinde yükselecek. Hakan Kıran, bunun sebebini şöyle açıklıyor: "Biz bu köprünün altına bir sürü ayak koysaydık, bu ayaklardan karşı tarafı hiçbir şekilde göremeyecektik. Silüet kaybolacaktı. O da bir duvar etkisi yapacaktı. Mümkün olduğu kadar az ayakla, köprünün kalınlığı en ince olacak şekilde teknoloji bulmak zorundaydık." Kıran, çok ayaklı Unkapanı Köprüsü'nün estetik yoksunu olduğunu ifade ederken, Halic'e ve etrafındaki mimariye de zarar verdiğini ve kaldırılması gerektiğini düşünüyor: "Dubalı onlarca ayağından dolayı, suyun geçişini engelliyor ve Haliç'in su sirkülasyonunu kesiyor. Her tarafı paslanmış ve pislenmiş bir kütle olarak duruyor. Bizim, Mimar Sinan'ın yaptığı caminin silüetini bozduğumuzu söylüyorlar. Arkamızdaki Sokullu Camii, Mimar Sinan'ın eserlerinden "En fazla Haliç'in balçık zemininde zorlandık.
Kazıkları 120 metreye kadar indirdik'' diyor.
bir tanesi. Burası bir külliyeyken Unkapanı Köprüsü yapılmış. Haliç Tersanesi'nin kapısını da yukarıda bir yere atmışlar. Külliyenin diğer elemanlarını yok etmişler ve bu köprüyü yapmışlar. Yaparlarken de bağlantı yolu, neredeyse camiye değiyor. Köprü bu camiye yıllardır zarar vermiş, hem yoldan gelen maddelerle, hem de rezonansıyla.Cami yine bakımda. Ben böyle bir köprünün yaşaması gerektiğine inanmıyorum."
BÜROKRASİ 5 YIL GECİKTİRMİŞ
Taksim-Yenikapı Metro Hattı düşüncesinin temelleri 1950'lli yıllara dayanıyor. 1985 yılında ilk adımlar atılırken, güzergâh planlarında, iki taraftan gelen metro tünellerinin bağlantı yeri olarak bugünkü yer belirlendi. 1992 yılında ise köprünün güzergâhı ve son tescili yapıldı. Bütün paftalar işlendi. 1992'den 2004'e kadar sürekli proje çalışmasına girişildi ve Koruma Kurulu'na köprü için çok sayıda örnek sunuldu. Ancak Kurul, bütün projeleri geri çevirdi. 2004 yılında projeye yeniden başlansa da, bu defa üniversitelerin, sivil toplum örgütlerinin, Anıtlar Kurulu'nun ve üçüncü şahısların girişimleriyle proje kesintilere uğradı. 2010 yılında, proje nedeniyle, UNESCO'nun İstanbul'u Tehlike Altındaki Miras Listesi'ne alabileceği söylemesi üzerine inşaat bir kez daha durdu. UNESCO'nun ikna edilmesi üzerine 2011'de tekrar başlanan proje, iki yıllık çalışma sonunda nihayet bitme aşamasına geldi. Mimar Kıran'a göre ise, "Her şey yolunda gitseydi, 2007-2008 yılları arasında bu proje biterdi!"
Türkiye Gazetesi
Ana konstrüksiyonu (taşıyıcısı) biten Haliç Metro Geçiş Köprüsü'nde kaplamaların, korkulukların, yürüyüş yollarının ve yan yapıların inşaatları devam ediyor. Sonrasında ise elektromekaniğe yani rayların döşenmesine, kablolarının çekilmesine ve metro elektronik altyapısının ve üstyapısının hazırlanmasına sıra gelecek. İstasyon, yer kaplaması ve yürüyen merpenlerin takılması gibi montaj işleriyle inşaat tamamlanacak. Köprüyü de içine alan Taksim-Yenikapı Metro Hattı Projesi, 5.2 kilometre uzunluğunda ve 4 istasyonu kapsıyor. Taksim Meydanı'ndan Beyoğlu'nu takip ederek önce Şişhane'ye oradan da Perşembe Pazarı'na inen hat, buradan yeryüzüne çıkarak köprü üzerinden Haliç'i geçecek. Halic'in güneybatısında Küçük Pazar Caddesi üzerinden tekrar yer altına inecek ve Yenikapı'da sonlanacak.
ZEMİN PROBLEM OLDU
Bağlantı yolları da dâhil, maliyeti 180 milyon euroyu bulan projenin "Altın Boynuz" Haliç'in üzerinde kurulan Metro Geçiş Köprüsü'nün mimarı Hakan Kıran'la yarım asırlık rüyayı konuştuk.
450 metrelik bölümünü oluşturan Haliç Metro Geçiş Köprüsü, 12 metre yüksekliğinde. Bu yükseltiyi, tünelleri bağlamak zorunda oldukları için daha fazla indiremediklerini belirten mimar Hakan Kıran, yapım sırasında kendilerini en fazla Haliç'in balçık zemininin zorladığını anlatıyor: "Haliç'in zemini, mühendislik açısından çok zorlayıcı. Bir buçuk yılımız veri toplamayla geçti. Ülkemizin ve dünyanın en önemli jeofizik danışmanları ile kaya mekaniği danışmanlarıyla temasa geçtik, workshop'lar düzenledik. Yüz küsur metrelere sondaj yaptığımızda dahi sağlam zemin bulamadık. Daha da enteresanı, belli derinliklerde sağlam malzeme çıkıyor; ama daha aşağı gidiyorsunuz, zemin daha da kötüleşiyor. Ayakları oturtmak için hiç de uygun değil. Ayağı balçığa oturtursanız, zaman içinde köprünün dengesi bozulacaktır ve çökecektir. Bunun üzerine 'az ayak' düşüncemiz daha da oturdu. Ortada iki ayak var. O iki ayağı çakmak için çok özel platformlar hazırlattık.
12 metrelik köprü için 120 metreye kadar kazık çaktık."
UNKAPANI KÖPRÜSÜ YIKILMALI
Haliç Metro Geçiş Köprüsü, hemen yanında duran Unkapanı Köprüsü'nün aksine onlarca değil, sadece iki ayak üzerinde yükselecek. Hakan Kıran, bunun sebebini şöyle açıklıyor: "Biz bu köprünün altına bir sürü ayak koysaydık, bu ayaklardan karşı tarafı hiçbir şekilde göremeyecektik. Silüet kaybolacaktı. O da bir duvar etkisi yapacaktı. Mümkün olduğu kadar az ayakla, köprünün kalınlığı en ince olacak şekilde teknoloji bulmak zorundaydık." Kıran, çok ayaklı Unkapanı Köprüsü'nün estetik yoksunu olduğunu ifade ederken, Halic'e ve etrafındaki mimariye de zarar verdiğini ve kaldırılması gerektiğini düşünüyor: "Dubalı onlarca ayağından dolayı, suyun geçişini engelliyor ve Haliç'in su sirkülasyonunu kesiyor. Her tarafı paslanmış ve pislenmiş bir kütle olarak duruyor. Bizim, Mimar Sinan'ın yaptığı caminin silüetini bozduğumuzu söylüyorlar. Arkamızdaki Sokullu Camii, Mimar Sinan'ın eserlerinden "En fazla Haliç'in balçık zemininde zorlandık.
Kazıkları 120 metreye kadar indirdik'' diyor.
bir tanesi. Burası bir külliyeyken Unkapanı Köprüsü yapılmış. Haliç Tersanesi'nin kapısını da yukarıda bir yere atmışlar. Külliyenin diğer elemanlarını yok etmişler ve bu köprüyü yapmışlar. Yaparlarken de bağlantı yolu, neredeyse camiye değiyor. Köprü bu camiye yıllardır zarar vermiş, hem yoldan gelen maddelerle, hem de rezonansıyla.Cami yine bakımda. Ben böyle bir köprünün yaşaması gerektiğine inanmıyorum."
BÜROKRASİ 5 YIL GECİKTİRMİŞ
Taksim-Yenikapı Metro Hattı düşüncesinin temelleri 1950'lli yıllara dayanıyor. 1985 yılında ilk adımlar atılırken, güzergâh planlarında, iki taraftan gelen metro tünellerinin bağlantı yeri olarak bugünkü yer belirlendi. 1992 yılında ise köprünün güzergâhı ve son tescili yapıldı. Bütün paftalar işlendi. 1992'den 2004'e kadar sürekli proje çalışmasına girişildi ve Koruma Kurulu'na köprü için çok sayıda örnek sunuldu. Ancak Kurul, bütün projeleri geri çevirdi. 2004 yılında projeye yeniden başlansa da, bu defa üniversitelerin, sivil toplum örgütlerinin, Anıtlar Kurulu'nun ve üçüncü şahısların girişimleriyle proje kesintilere uğradı. 2010 yılında, proje nedeniyle, UNESCO'nun İstanbul'u Tehlike Altındaki Miras Listesi'ne alabileceği söylemesi üzerine inşaat bir kez daha durdu. UNESCO'nun ikna edilmesi üzerine 2011'de tekrar başlanan proje, iki yıllık çalışma sonunda nihayet bitme aşamasına geldi. Mimar Kıran'a göre ise, "Her şey yolunda gitseydi, 2007-2008 yılları arasında bu proje biterdi!"
Türkiye Gazetesi