Talat Özyürek: İnşaat sektörü ekonominin lokomotifidir!
Adana iş, spor ve siyaset dünyasının renkli simalarından Talat Özyürek'in Adana Medya Gazetesi'ne verdiği röportajda inşaat sektörünün ekonominin lokomotifi olduğunu söyledi. İşte o röportaj...
Adana iş, spor ve siyaset dünyasının renkli simalarından Talat Özyürek'in Adana Medya Gazetesi'ne verdiği röportajda inşaat sektöründen bahsetti. İşte o röportaj...
İnşaat sektörü üstlendiği istihdam sayısı, yarattığı katma değerle ülke ekonomisinin lokomotifi konumundadır…
İş yapan ile sesi çıkanı birbirinden ayırmak gerekir. Maalesef Adana’da en az iş yapanlar, en fazla ses edenlerdir…
Üzülerek belirtiyorum ki bu şehrin hala yüzde 70 varoşlarda yaşıyor.
Apartman modern yaşam demek, sağlık demek, altyapı demek, can güvenliği ve bir arada yaşamanın yegâne örneği demek… Unutmayalım ki Dünyanın temel gerçeği apartman modelidir.
SN. R.Tayyip Erdoğan, kentsel dönüşümü kamuoyuna duyururken bu işin ilkelerini de açıkladı. Bu ilkelere uyulduğu müddetçe hiçbir sorun oluşmaz. Çünkü amaç, önce toplumun zenginleşmesidir; zengin toplumlar zengin belediyeler üretir… Zengin belediyeler zengin toplumlar üretemez…
Dünya’nın her yerinde uyum sinerji doğurur… Bu siyasetin değil, bilimin tespitidir. Özellikle demokrasilerde siyasi yaşam içerisinde yerel yönetimler ile merkezi yönetimler arasında ki uyum daima şehir halkına fayda olarak yansımıştır. Bu iyi midir kötü müdür; doğru mudur yanlış mıdır? Bu soruların cevabı, şehir halkının fayda veya zarar görmesi gerçeğini değiştirmiyor.
Aslında CHP zihniyeti ile değişen çok bir şey yok. Bir tanesi ‘sosyal demokrat partiyim’ diyor lakin halk adına yapılan neredeyse tüm müsbet durumları mahkemeye taşıyıp süreci uzatıyor. MHP milliyetçiyim diyor ama milletsiz milliyetçilik yapıyor. Diğeri Kürt kardeşlerimin hakkını savunuyorum diyor… Gel gör ki Kürt kardeşlerimizin problemlerini çözecek her demokratikleşme adımına karşı çıkıyor… Özetle bu üç parti Türkiye’nin troykası durumundadır…
Yüksel MERT:
-Sayın Talat Özyürek, hem siyasi hem de inşaat sektörünün etkin bir girişimcisi olarak Adana’yı sektörünüz açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
Talat ÖZYÜREK:
-Özellikle, inşaat sektörü müteşebbisi olarak yanıtlamak istiyorum. 15 yıldan önceki Adana’nın tarihi yakınmalar tarihidir… Hangi sektör temsilcisi ile konuşursanız, size bin bir şikâyetini anlatırdı. Çünkü esnaf, geçmişteki özlediği mutlu olduğu tablonun mirası ile idare ediyordu. Şehrimiz üzerine bir ölü toprağı serilmiş görüntüsü vardı…
Bu görüntü yaklaşık 10 küsur, yıldır kalkmış durumdadır. Artık Adana’da çekiç, testere ve hızar sesleri her yandan duyulmaya başlamıştır…
Her köşede inşaat tabelası görmek mümkün… Sektörde esnaf, geçmişin mutluluğu ile avunmak yerine gelecekle ilgili plan ve yatırımlarını konuşmaya başlamıştır…
Yüksel MERT:
-Sektör bu kadar mı canlı?
Talat ÖZYÜREK:
-İnşaat sektörü ile alakalı kaygılı olanlara rahat olun diyorum…
HEPİMİZ AYNI GEMİDEYİZ
Sektöre yalnızca Adana hattından bakmak bizlere çelişkili neticeler verir… Türkiye sathından sektörü değerlendirdiğimizde gerek büyüme oranları gerek konut satışları konjonktürdeki tüm olumsuzluklara rağmen hiçte fena değil…
Ekonomik baskılar içerisinde sağlıklı olarak büyümeye çalışan bir sektörümüz var… Piyasa hareketlerinden direkt etkilenen sektörümüz gerek üretim için gerekli finansal maliyet faizi ile gerekse satış için geçerli kredi faizi maliyetleri ile boğuşmak zorundadır... Lakin, ülkeme sonuna kadar güvenen biri olarak piyasalardaki kaotik ortamın palyatif olduğu konusunda eminim… Şunu unutmayalım ki hepimiz aynı geminin içerisindeyiz, olaylara bu şuurla bakmak gerektiğine inanıyorum.
ÜLKE EKONOMİSİNİN LOKOMOTİFİ İNŞAAT SEKTÖRÜDÜR
İnşaat sektörü üstlendiği istihdam sayısı, yarattığı katma değerle ülke ekonomisinin lokomotifi konumundadır… Barındırdığı kalem sayısı ise kendi içerisinde kompartımanları oluşturur… Boyacısından, tuğlacısına, anahtarcısından, mobilyacısına, tarımsal faaliyetlerden konfeksiyoncusuna kadar…
Yüksel MERT:
-Peki, kentsel dönüşümü destekliyor musunuz’?
Talat ÖZYÜREK:
-Müsaadenizle bu konuya biraz ayrıntılarıyla girmek istiyorum… Üzülerek belirtiyorum ki bu şehrin hala %70 varoşlarda yaşıyor. Konuyu biraz daha müşahhas hale getirelim. Varoş ne demek: Yangın olduğu zaman itfaiyenin giremediği, acil hasta olduğunda ambulansın hastayı bulamadığı, asayiş problemlerinin çıktığı, sıcak havada nemin tavan yaptığı yaşam alanlarına varoş diyebiliriz.
APARTMAN MODELİ
Apartmana beton yığını diyen zihniyeti anlamak güç olsa gerek. Yukarıda zikrettiğim bilinçle gelişen, büyüyen kentsel projeleri için apartman modern yaşam demek, sağlık demek, altyapı demek, can güvenliği ve bir arada yaşaman yegâne örneği demek… Unutmayalım ki Dünyanın temel gerçeği apartman modelidir.
Eski, sağlıksız, kötü mimariye sahip konutlar kentsel dönüşüm sayesinde modern alanlara dönüşmekte… Tüm bunlara paralel olarak Adana’da 1950’lerde yapılan apartmanlar meslektaşlarımız tarafından satın alınarak yıkılıp yeniden yapılıyor. Böylece yer yer maruz kaldığımız adeta ucubeyi andıran yapılar bu sayede şehrin estetiğine önemli katkı koyuyor. Göz zevkimizi bozan aynı zamanda eski teknoloji, eski malzeme ile üretilen ve depreme karşı dayanıksız binaların önümüzde ki 5 yılda yok olacağına inanıyorum.
KENTSEL DÖNÜŞÜM HAYATIMIZIN BİR PARÇASI
Sadece sektörün bir parçası olduğum için değil, herhangi bir iş kolunda dahi olsaydım, Kentsel dönüşümü hayatımızın bir parçası yapan sisteme dua ederdim. Şimdi size abartı gelemsin; Ekonomik yönden Adana’yı Adana yapan pamuk ve narenciye idi… Sadece bu iki ürünün Adana’da üretilmesi, onbinlerce insana ekmek kapısı açmış ve yaşamını ona göre düzenlemiştir. Bölgesel olarak, Malatya’da kayısı, Siirt’te fıstık, Karadeniz’de fındık gibi örnek çok. Bu ürünler bölgesel olarak ekonomiye can vermektedir. Ama bana sorarsanız kentsel dönüşüm, Türkiye’de bütün şehirlerin ekonomisine kan pompalamaktadır. Türkiye’de bana göre son yüzyılın ekonomik keşfi; Kentsel Dönüşümdür.
Yüksel MERT:
-Peki, Adana’da durum nasıl?
Talat ÖZYÜREK:
-Adana’nın kentsel dönüşüm açısından ne durumda olduğunu üç aşağı beş yukarı her kesim biliyor… Sizde biliyorsunuz ki, kentsel dönüşümde amaç rantmış gibi bir algı oluşturulmak isteniyor. Lakin belediyeler rantın değil hizmetin tarafıdırlar…
KENTSEL DÖNÜŞÜMDE ÖRNEK BAŞKAN MAHMUT ÇELİKCAN VE ÖRNEK BELEDİYE YÜREĞİR
Bugün Yüreğir Belediyesine bakalım, kentsel dönüşüm yapıyor… Neden kavga yok? Neden herkes mutlu? Neden hiç kimse hakkım yendi diye bağırmıyor? Çünkü Ak Parti’nin o zamanlar başbakanı olan SN. R.Tayyip Erdoğan, kentsel dönüşümü kamuoyuna duyururken bu işin ilkelerini de açıkladı. Bu ilkelere uyulduğu müddetçe hiçbir sorun oluşmaz. Çünkü amaç, önce toplumun zenginleşmesidir; zengin toplumlar zengin belediyeler üretir… Zengin belediyeler zengin toplumlar üretemez…
Bu bir hak-hukuk işidir. Bu yönüyle Yüreğir Belediyesi dolayısıyla Mahmut Çelikcan Bey bunun çok güzel örneğini sergilemiştir… İş yapan ile sesi çıkanı birbirinden ayırmak gerekir. Maalesef Adana’da en az iş yapanlar, en fazla ses edenlerdir…
Yüksel MERT:
-Adana’nın son iki yılını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Talat ÖZYÜREK:
-İki yıllık kayıp süreci diye değerlendiriyorum. Bıraktığımız zaman görece olarak, bir takım şeyler yapılmaktadır. Sanki görev savma adına bir faaliyet olmaktadır. Ancak Büyükşehir Belediyesi’nin kalıcı bir faaliyet ve yatırım yaptığını görmeniz zordur.
SORUNLAR ORTA YERDE DURMAKTADIR…
Gidiyorsunuz Adana’nın köylerine alakasız ve yararsız yerlerin kilit parke taşı ile döşendiğini görebiliyorsunuz. O kilit taşı oraya hangi amaçla yapılmış, neyin karşılığı? Bilen yok. Üstelik alt yapısı olmadan döşenmiş bu kilit taşları, bir yağmur esnasında toprağın suyla aşağı doğru akması neticesinde dağılmaktadır. Köklü bir şey olsa köylüye yararı var diyeceğim. Ancak köylüye de yararı yok ve sadece göz boyamadan ibaret yapılmış bir hizmet. Kamu kaynaklarının bu denli israf edilmesi yazıktır… Günahtır.
Yüksel MERT:
-Yani?
KAMU KAYNAKLARI ÇARÇUR EDİLMEMELİ
-Yanisi şu! Adana Halkı bir tercih yapmıştır. Demokratik bir tercih olduğu için herkesin saygı duyması gerek. Ben de saygı duyuyorum. Ancak, kendisine kamu kaynakları teslim edilen kişi ve grupların daha hassas ve dikkatli olması gerekmektedir. Bu konuda Büyükşehir Belediyesi şu ana kadar iyi bir sınav vermemiş, verememiştir.
Yüksel MERT:
-Peki, Adana’da güzel bir şey yok mu?
Talat ÖZYÜREK:
ÖMER ÇELİK İLE YÜKSELEN TURİZM BİLİNCİ
-Elbette var, örneğin inşaat sektörü işe birlikte sanayide ve ticaret hacminde bir genişleme yaşanmıştır. Bunun yanı sıra şuan Adana’da hızla bir turizm bilinci yükselmektedir. Kozan’da Anavarza da yapılan kazılar, Karataş’ta magarsos, hele misis’te yapılan kazılar ile sadece Adana’nın değil, bu coğrafyanın tarihini yeniden yazdıracak bilgilere ulaşılmaktadır…
Sn. Ömer Çelik’in Adana’mıza kazandırdığı Ortadoğu’nun en büyük müzesi de faaliyete girecektir. Bu çalışmalar devasa yatırımlardır. Yüz yıldan fazla orada duran Alman köprüsü, binlerce yıldır keşfedilmeyi bekleyen kapı kaya kanyonu hep bu dönemin kazanımlarıdır… Ak Parti iktidarının kazandırdığı değerlerdir. Ve bunlar daha başlangıçtır…
Yüksel MERT:
-Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki uyuma ne dersiniz?
Talat ÖZYÜREK:
-Dünya’nın her yerinde uyum sinerji doğurur… Bu siyasetin değil, bilimin tespitidir. Özellikle demokrasilerde siyasi yaşam içerisinde yerel yönetimler ile merkezi yönetimler arasında ki uyum daima şehir halkına fayda olarak yansımıştır. Bu iyi midir kötü müdür; doğru mudur yanlış mıdır? Bu soruların cevabı, şehir halkının fayda veya zarar görmesi gerçeğini değiştirmiyor.
Bakın, Sn Başbakanımız ile Cumhurbaşkanımızın arasında ki uyum halkımıza bir fayda olarak dönmektedir. Bu uyumdan şikayet eden, halkın yaralanmasından şikayet eder konuma düşer. Tepede oluşan bir uyumun, örnek alınarak bütün kurum ve kuruluşlara yaygınlaştırılması gerekmektedir.
Adana halkının emek ve çabaları yerel yönetimlerin yaptığı hataya kurban edilmektedir… Ben inanıyorum ki, Adanalı 2019 seçimlerinde duygularının etkisinden kurtulup, şehri için daha faydalı olacağı kesin olan bir tercihte bulunacaktır...
Yüksel MERT:
-Yani bununla Ak Parti’nin 2019’da iktidar olacağını mı söylüyorsunuz?
Talat ÖZYÜREK:
-Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. İktidarlar artık, masa başlarında lüks otellerin lobilerinde ve kapalı kapılar ardında oluşmuyor. Çiftçinin, esnafın sanayicinin, tüccarın, emeklinin gönlünde oluşuyor…
Yüksel MERT:
-Vesayet hakkında ne düşünüyorsunuz?
Talat ÖZYÜREK:
FİŞLENME DÖNEMİ BİTMİŞTİR
-Birden çok farklı meseleyi sordunuz… Vesayetin birçok tanımı ve birçok vesayet türü malum… Şayet sormak istediğiniz askeri vesayet ise, bilin ki, askeri vesayet Ak Parti ile tarihin konusu olmuştur. Askeri vesayeti görmek isteyenler tarih kitaplarını karıştırsınlar. Apoletlerin gölgesi siyasi hayatımızdan çekilmiş. Apoletliler asli görevi olan kışlalarına dönmüşlerdir… Artık andıçlama, fişlenme dönemi bitmiştir…
DEMOKRASİ DESTANI
Ak Parti Türkiye’de oynanan oyuna son vermiş ve gerçek demokrasiyi yaşama geçirmiştir. ‘Demokratik gibi’ görünen bir yönetim biçimi olamaz. Yönetim sistemi ya demokratiktir ya değildir.
Yüksel MERT:
-Cumhuriyet Halk Partisi Hakkındaki düşünceleriniz nedir?
CHP SİYASİ MİRASYEDİDİR
Talat ÖZYÜREK:
-CHP’nin kumaşı maalesef Anadolu tezgâhında dokunmamış ve Anadolu hamurunda mayalanmamış olması ile Türk sosyolojisine uzak kalmalarını sağlamış, milletin değerlerini hiçe saymışlardır…
Geçmişlerinden esinlenerek tek övündükleri Cumhuriyeti biz kurduk nutuklarıdır… Bu ülkenin dününe başka bir şey katmamış, bugünü ortadadır yarını ise karanlık dehlizlerle kaplıdır…
Geçmişin mirasına bakarak bugünü tüketenler için atalarımız ‘mirasyedi’ derler… CHP işte tamda bugün Cumhuriyetin ve kuranların nezdinde siyasi mirasyedidir…
HALKTAN UZAK HALKA KARŞI
Kendilerini halkçı parti olarak tanıtıpta tüm siyasi yaşamlarını halka karşı mücadele etmekle, halkı baskı altına tutmakla geçirmişlerdir… CHP zihniyeti ne zaman Türkiye’de kaotik bir ortam olmuşsa, ne zaman darbe yahut teşebbüsü olmuşsa, ne zaman siyasi sistemi krize sokan bir şey olmuşsa mutlaka o organizasyonda CHP’nin parmak izi olmuştur… Kriminal Türk milleti de bunların hiç birini unutmamış gereken cevabı her daim hak ettikleri şekilde sandıkta vermiştir…
Yüksel MERT:
-MHP Hakkında Düşünceleriniz?
MİLLETSİZ MİLLİYETÇİLİK OLMAZ
Aslında CHP zihniyeti ile değişen çok bir şey yok. Bir tanesi ‘sosyal demokrat partiyim’ diyor lakin halk adına yapılan neredeyse tüm müsbet durumları mahkemeye taşıyıp süreci uzatıyor. MHP milliyetçiyim diyor ama milletsiz milliyetçilik yapıyor. Diğeri Kürt kardeşlerimin hakkını savunuyorum diyor… Gel gör ki Kürt kardeşlerimizin problemlerini çözecek her demokratikleşme adımına karşı çıkıyor… Özetle bu üç parti Türkiye’nin troykası durumundadır…
Ak Parti bu ülkenin hem dününü ve geleneğimizi, hem bugünümüzü ve geleceğimizi temsil ediyor…
Yüksel MERT:
Teşekkür ederim.
Adana Medya