Tapu işlemlerinde tanık bulundurulması gerekiyor mu
Tapu sicil müdürlüklerinde yapılan akitli veya akitsiz işlemler sırasında; aşağıdaki durumlarda istemde bulunanı tanıyan iki tanık bulundurulması gerekir
Bazı durumlarda "tapu işlemleri" yapılırken, tanık bulundurulması gerekebilir.
Tapu sicil müdürlüklerinde yapılan akitli veya akitsiz işlemler sırasında; aşağıdaki durumlarda istemde bulunanı tanıyan iki tanık bulundurulması gerekir.
1- Taraflardan Biri veya Birkaçı İmza Bilmiyorsa
Taraflardan biri veya birkaçının imza bilmemesi durumunda, tanık bulundurma zorunluluğu vardır. İmza bilinmediğinin tespiti, tapu müdürü tarafından yapılacakta.
2- Taraflardan Biri veya Birkaçı Okuma Yazma Bilmiyorsa
Okuma yazma bilmeme kıstasının takdiri de tapu sicil müdürüne aittir. Bu konuda, kişinin bir okuldan mezun olup olmadığının önemi bulunmamaktadır. Resmi senedi okuyamayan ve okudum ibaresini yazamayan kimse, okuma yazma bilmiyor demektir.
3- Taraflardan Biri veya Birkaçı Sağır, Kör veya Dilsiz İse
Noterlik Kanunu'nun 73 ve 74. maddeleri tarafların sağır, kör veya yazı ile anlaşılması imkansız olacak derecede dilsiz olmaları halinde, işlemin iki tanık huzurunda yapılacağını hükme bağlamıştır. Kendileriyle, yazı ile anlaşüması mümkün olmayan dilsizler için, ayrıca işaret dilinden anlayan bir yeminli tercüman bulundurulmalıdır.
İlgilinin sağır, kör veya dilsiz olduğuna dair doktor raporu istenmesine gerek yoktur. Bu durumların takdiri, tapu sicil müdürüne aittir.
4- Tarafların Kimliğinde Kuşkuya Düşülmüş İse
Tarafların kimliklerinde kuşkuya düşülen hallerde, tanık istenmesi ve akde iştirak ettirilmesi gereğine kanunda (Tapu K. 26) ve tüzükte yer verilmiştir. Ancak bu durumun takdiri, Tüzüğün 13. maddesi gereği, tapu sicil müdürüne ait olmakla beraber, her türlü tereddütte tanık isteneceği anlamına gelmez. -Tüzüğün tanık bulundurulmasını istediği durum, tarafların kimliklerinin tespiti ile ilgilidir. Bunun dışındaki bir sebepten dolayı tanık istenemez.
İstem sahibinin kimliğini gösteren ve tapu siciline girmiş belgelerden faydalanarak kimlik tespitine çalışılmalı, buna rağmen şüpheli bir hal görülüyorsa, bu takdirde akde tanık iştirak ettirilmelidir.
5- Ölünceye Kadar Bakma Akülerinde
Borçlar Kanunu'nun 512. ve Medeni Kanun'un 545. maddeleri uyarınca düzenlenecek ölünceye kadar bakma akitleri, miras mukavelesi şeklinde olacağından, bu akit düzenlenirken yukarıda sayılan hallerden hiç biri olmasa dahi, iki tanık bulundurulması ve imzalarının alınması şarttır (TK GM Gn. 1439).
6- Kanunların Öngördüğü İşlemlerde
Burada sayılmamış olan fakat kanunlarda tanık bulundurulması emreden hallerde de iki tanık bulundurulması gerekir.
İşlemin yapıldığı dairede çalışanlar, hangi unvanda olursa olsunlar tanıklık yapamazlar (TKGM Genelgesi Md. 1435). Ancak başka ilçe ve bölgelerde çalışanların tanıklık etmesine bir engel yoktur.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda öngörülen tanıklarla ilgili yasaklar, burada işlemez. Yani ilgilinin usul-füru (alt ve üst soyu) kansı, nişanlısı, kardeşleri ve benzeri akrabaları da tanık olabilir. Çünkü buradaki amaç, HUMK'dakinden biraz farklıdır. Hukuk usulündeki yasaktan amaç, ilgili lehine yalan söyleyebilecek, zarara uğratabilecek kişileri tanıklıktan uzak tutmaktır.
Burada ise amaç, ilgilinin zaten lehine hareket etmek, onun aldatılmasını önlemek ve Tapu Sicil Müdürlüğü'ne onun kimliğini teyit etmektir. Bu nedenle akrabaların da tanık olabileceği düşünülmektedir.
Tapu sicil müdürünün getirilen tanıkları reddedip, yeni tanık isteme yetkisi vardır.
Noterlik Kanunu'nun 74. maddesine göre; "İlgilinin Türkçe bilmemesi halinde yeminli bir tercüman bulundurulur."
Tanıklar ve yeminli tercüman da resmi senedi imza ederler. Resmi senede tanık ve tercümanın kimlik bilgileri ve ikametgah adresleri yazılır. Tanık ve tercümanın okuma yazma bilmesi ve temyiz kudreti bulunan reşit kimselerden olması gerekir.
Şükrü Kızılot/Hürriyet Emlak