Tarihi Aliağa Camii'nin restorasyonu devam ediyor!
İzmir'in Konak ilçesinde büyük bir tarih fiyaskosu yaşanıyor. Konak Belediyesi tarafından restorasyonuna başlanan, kentin ahşap yapıya sahip tek camisi olma özelliği de taşıyan 350 yıllık Aliağa Camii adeta göz göre göre çürüyor
Turizmden daha fazla pay almayı hedefleyen İzmir'in Konak ilçesinde büyük bir tarih fiyaskosu yaşanıyor. Konak Belediyesi tarafından restorasyonuna başlanan, kentin ahşap yapıya sahip tek camisi olma özelliği de taşıyan 350 yıllık Aliağa Camii adeta göz göre göre çürüyor. Yeni Asır'ın içler acısı halini görüntülediği caminin 2013 yılında başlayan restorasyon çalışmalarında bir arpa boyu bile yol alınamadığı ortaya çıktı. Belediye tarafından gerekli önlemler alınmadığı için Kemeraltı'ndaki caminin ahşap yapısının hızla çürümeye başladığı görülürken tarihi caminin bahçesinin de bira şişeleri, moloz yığınları, çöp ve çamurdan geçilmediği gözlendi. Caminin sol tarafında bulunan ve mezar taşlarıyla da tarihi olma özelliği taşıyan yatırların üstlerine kiremit ve kalas yığılmış hali de dikkat çekti.
Geleceği tehlikede
Caminin her yeri dökülürken Konak Belediyesi yetkililerinin ise, camide işlerin önemli ölçüde tamamlandığını savunması şaşkınlık yarattı. İstinat duvarı çöken ve geleceği belirsiz bir hale gelen Aliağa Camii'yle ilgili Yeni Asır'a açıklama yapan Konak Belediyesi Fen İşleri Müdürü Mücella Baytuğ, "Biz oranın bir kısmının ihale çalışmalarını yaptık. Sıvası falan herşeyi yapıldı. İkinci kısımda da ihale yapmaya hazırlanıyoruz" dedi.
Projenin restatörlerinden olan Tolga Başaran da, "Restorasyon sırasında geçen yıl aşırı yağışlarda arka taraflardaki istinat duvarı çöktü. Önce orayı yapmamız gerekiyor ki, restorasyona devam edebilelim. Önceliğimiz duvarın projelendirilmesi ve güçlendirilmesi. Sonra restorasyonun devamını sağlayacağız. Oraya istinat duvarını yapmadan herhangi bir işçi sokamayız" dedi. Başaran, "Arkadaki istinat duvarı da restorasyona dahil edilecek. Kurşun çatılar, elektrik tesisatı ve sıvalar yapıldı. Diğer bahçe işleri ve çevre düzenlemeleri kaldığı için onları da ikmal inşaatın işine koyduk. Hangi firma alırsa onlarla yola devam edeceğiz" dedi.
Konak Belediyesi'nin caminin önüne koyduğu tabeleda yüklenici firma olarak görünen Kordon Restorasyon firması yetkilileri ise, geçtiğimiz Şubat ayından bu yana caminin restorasyonuyla bir ilgilerinin kalmadığını dile getirdi. Tabelada adı yazan mimar restoratör Duygu Aksoy da sadece çizim aşamasında çalıştığını, projede uygulama ve yapım aşamasından sorumlu olmadığını söyledi.
Tarihi hakkında
Hisar Camii'nden sonra en eski camii olarak bilinen Aliağa Camii, 1672 yılında Gedizli Ali Ağa tarafından yaptırıldı. Avlusunda dev mezar taşlarının yer aldığı camiinin yapımında hem mermer hem de ahşap kullanıldı. Bu yüzden de İzmir'in tek ahşap camii olarak da biliniyor. Ayrıca 1933 yılında Aliağa Camii'nin bahçesinde İzmir'in gizemli tünellerinden birinin girişi de keşfedildi. Konak Belediyesi eski Başkanı Hakan Tartan döneminde ilk olarak restorasyonuna başlandı. Bölgedeki tarihi eserlerle ilgili Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanlığı'nı yaptığı dönemde araştırmalar yaptıran Necati Ortabaş, cami ile ilgili restorasyonun bu kadar uzamasının sistemde bir tıkanıklık olduğunu gösterdiğini ifade etti. Ortabaş, "Bu tıkanıklığın da dile getirilmesi açısından sivil toplum örgütleri daha aktif çalışması gerekiyor" dedi.
Bahçedeki mezar taşları çok değerli
Aliağa Cami içindeki mezarların envanterinin çıkarılması çalışmasını yaptıran Necati Ortabaş, "Aliağa Camii'nin çevresinde o dönemin İzmir'in ileri gelenlerinin yattığı mezarlar var. Bu kabirlerin taşları çok önemli. Karacaahmet Mezarlığı'nın envanterini çıkaran Turgay Saraçoğlu bizim dönemimizde bu mezarlar için İzmir'e geldi. Onun bize söylediği, o mezar taşlarının arasında İzmir taşı diye özel bir taş olduğu. Bu sadece İzmir'de var. Taşlarla ilgili bir önemli nokta da melani taşları olması. Anadolu'da pek görülmezler. Taşların kavukları yoktur. Bu taşlar da vardır. Rütbelerine, mesleklerine göre bu taşların biçimi değişir. Çok özel taşlardır" diye konuştu.
Beşikçi: Tarihi açıdan çok değerli
Tarih araştırmacısı ve yazar Orhan Beşikçi de Aliağa Camii'nin İzmir açısından bir hazine değerinde olduğunu dile getirdi. Bölgedeki diğer camilerin de fiziki yapılarının uygun olmadığını ifade eden Beşikçi, "Sadece Aliağa Camii değil, bu bölgedeki her camii için hassasiyet gösterilmesi gerekir. O bölgedeki 17. ve 18. yüzyıl camilerinin durumu çok sağlıklı değil. Bugün Pazaryeri Camisi ve Damlacık Camii de farklı durumda değil. Ballıkuyu ve Basmane civarında bulunan camilerin fiziki durumları çok kötü" dedi.
Yeni Asır