Tarihi eserler ilgisizlikten yok oluyor!
Değer bilmezlik tarihi eserlerin bir bir yok olmasına neden oluyor. Envanterde olmasına rağmen yerinde bulunmayan 42 tarihi eser kayıp
Buna en anlamlı örneği Prof. Dr. Görün Arun veriyor: "Tarihi cami su almış, sıvası dökülmüş ama ödenek yok. İmam cemaatten yardım istemiş Bir polis memuru eline almış boya ve fırçayı tarihi işlemeleri tamamlamış. Düşünün Nakkaş Hüseyin Efendi'nin bozulan desenlerini Polis Mehmet Efendi tamamlıyor..."
YILDIZ Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nden Prof. Dr. Görün Arun ve ekibi, kubbeli yapıları incelemek için başlattıkları araştırma sırasında envanterde olmasına rağmen yerinde bulunmayan 42 tarihi eserin kaybı ile ilgili tespitlerini HABERTÜRK'e değerlendirdi.
Tarihi yok oluşu, ilgisizlik, bakımsızlık ve değer bilmezlik olarak tanımlayan Arun, "Bu nedenlerle medrese, hamam, han ve türbeler bir bir yok oluyor" dedi.
Araştırmaya 2002 yılında başladıklarını hatırlatan Arun, "Bizim için zaman alan, envanterde yer almasına rağmen tarihi eserlerin yerlerinde bulunmayışı idi. Bazı eserler tamamen harabeye dönüşmüştü bu nedenle yerinde yoktu, bazıları da kimliklerinden koparılıp betonarmeye çevrilmiş. Biz artık onu tarihi eser olarak sayamıyoruz. Kimi tarihi eserlerin içine insanlar yerleşmiş. Surlar, kalabalık ailelerce işgal edilmiş mesela. Dışarıya ek kapılar yapılmış, gider boruları bile takılmış düşünün. Bunlar artık işgal niteliğinde. Tarihi surların içine tuvalet yapıldığını düşünün... Tarihi hamam markete dönüşmüş, bir başka tarihi mekânın ayakta kalan duvarına büfe yapılmış. Onu nasıl tarih sayabiliriz artık" dedi.
Arun, "Tarihi açıdan çok büyük bir felaket" saptamasını yaparak, tarihi camilerdeki eksik motiflerin sade vatandaşlar tarafından boyandığını anlattı. Arun, "Ödenek yok, cami su cemaatten yardım istemiş, 'Allah rızası için elinden gelen yardım etsin' demiş. Bir polis memuru ben iyi desen çizerim diyerek eline almış boya ve fırçayı tarihi işlemeleri tamamlamış. Düşünün Nakkaş Hüseyin Efendi'nin nakşettiği ve yıllar içinde bozulan desenleri Polis Mehmet Efendi tamamlıyor..." diye konuştu.
'EHİL ELLERDE DEĞİL'
Tarihe olan ilgisizliği bir örnekle açıklayan Arun, "Gelişip büyüyen bir birey zamanla baba evini beğenmez. Hani o yığma yapıyı, ahşap yapıyı reddedip betonarme eve çıkar. Oysa çıktığı baba evi bir tarihtir fakat kadir bilmez. Bizim tarihe karşı kıymet bilmezliğimiz de buna benzetilebilir" dedi.
Dünyada tarihi esere yaklaşımın artık değişiklik gösterdiğini belirten Arun şöyle devam etti: "Eskiden tarihi eserin dışı korunup içinde restorasyon yapılabiliyordu. Artık aslına uygun olmazsa içine de dokunulamıyor. Oysa Türkiye'de güzelleştirmek adına çok yanlışlar yapılıyor."
Tarihi eserlere yaklaşımda paranın olmaması kadar olmasının da tehlikeli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Görün Arun, "Hayatında ilk kez bir tarihi esere restorasyon yapan eller var. işin çıraklığını yapmadan restorasyon işini üstleniyor. Neyi ne kadar doğru yapıyor o tartışılır" diye konuştu.
Arun'un ekibinde yer alan akademisyen Meltem Vatan Kaptan da, "Bizde maalesef kültürel mirasın okur yazarlığı yok. Bunun aktarımı yok. Bunun için daha küçük yaşta bir bilinç lazım. 20 yaşında bir adamı değiştiremezsiniz" dedi.
İşte ilgisizlikten yıkılan eserler
- Zincirlikuyu Hamamı (Edirnekapı)
- Daye Hatun Camii: 2. Mehmet'in sütannesi Ümmügülsüm yaptırdı. 1970'e kadar harap kalmış, 1971'de halkın yardımı ile yeniden inşa edilmiş.
- Karagümrük Medresesi: Medrese yıkılmış, 1987'de medrese enkazı camiye katılmış.
- Odalar Camii: Özgün yapı Bizans dönemine ait. Bugün kalıntıları var, tamamen harap, hemen hemen yok olmuş.
Habertürk/Ümran Avcı