Genel

Tarihi maksemin parçası mı fıçıdan bir minare mi

Mimarlar Odası'nın 'Tarihi maksemin parçası' dediği mescidin, dini tesise çevrilmesi imar planı mahkemece durduruldu. Topbaş'ın tepkisi, 'Anıtsal kilisenin karşısında, fıçıdan bir minare... Reva mı bu şehre' şeklinde oldu

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Beyoğlu İmar Planları'nda dini tesis alanı olarak belirlenen Taksim mescidi ve açık otopark alanıyla ilgili tartışma büyüyor. Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı plan değişikliğiyle dini tesis alanına çevrilen alanın yürütmesi, mahkeme kararıyla durduruldu. 1993'te başlanan Beyoğlu Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı çalışmaları 2009'da tamamlanarak Koruma Kurulu ve Büyükşehir Belediye meclisinde onaylanarak kabul edilmişti. Planda yapılan değişiklikle cami yapılmasının önü açılan Taksim mescidi, maksemi ve açık otopark alanıyla ilgili Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) tarafından dava açıldı. İstanbul 1. İdare mahkemesi TMMOB'un açtığı davada planın yürütmesini durdurdu. TMMOB'un açıklamasında, alanın Cumhuriyet değerleriyle anılan bir meydan olması, yürüme mesafesinde ibadet alanının bulunması nedeniyle cami projesinin bilimsel teknik bir temele dayandırılamayacağı savunuldu. Taksim su maksemi olarak bilinen yapının, tarihi kimliği ve dokusu gereği de camiye çevrilemeyeceği kaydedildi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ise karara tepkisini şöyle ifade etti: 'Fıçıyı değiştirmek isteseniz ona karşı çıkıyorlar. Anıtsal yapı özelliği taşıyan bir kilisenin karşısında böyle ucube, rezil bir fıçı minarenin mescit şeklinde devam etmesini reva görenler var.'

BÜYÜK CAMİ YAPILMAYACAK Kİ...

Yargının verdiği karara saygı göstermek durumunda olduklarını belirten Topbaş, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Onaylanmış bir Koruma Amaçlı İmar Planı'na Mimarlar Odası tarafından dava açıldı. Zaten şu anda orada bir mescit var ve fıçıdan yapılmış bir minare. Reva mı bu şehre Doğru bir şey mi bu Kalsın mı böyle Mimarlar Odası'nı anlamak mümkün değil, her şeye karşı çıkılıyor.' Konunun gerginliğe dönüşmesini istemediklerini vurgulayan Topbaş, '1960'lardan beri burada planlar işlenmiş, kaldırılmış, değiştirilmiş. Burada, geçmişte iddia edildiği gibi, Gezi Parkı'nda büyük bir cami yapmak anlamı taşımıyordu ki. Burada maskemin arkasında mevcut olan iki katlı mescidi daha düzgün, daha sembolik hale getirip ibadet etmek isteyenlere fırsat verecek bir yapı olarak düşünmek lazım' diye konuştu

1977'DE BİR HAYIRSEVER YAPTIRDI

İstiklal Caddesi ile Taksim Meydanı'nın birleştiği köşede, dükkanların üzerinde bulunan Taksim Mescidi, 1977'de Süleyman İshakoğlu adındaki hayırseverin öncülüğünde toplanan bağışlarla 'Taksim Mescidi Yapma ve Yaşatma Cemiyeti' tarafından yaptırıldı. Beyoğlu Müftülüğü'ne bağlı mescidin, artan yaya trafiğine cevap vermediği gerekçesiyle yıkılarak yenilenmesi gündeme getirildi. İki katlı kagir yapının tuvalet ve lojmanı da bulunmadığı gerekçesiyle daha geniş inşa edilmesi için düzenleme yapıldığı belirtiliyor.
Sabah/ZEYNEL YAMAN