Genel

Tarihi yapılara gün geçtikçe ilgi artıyor!

GAYRİMENKULLER üzerinde çeşitli konularda araştırma yaparak ortaya bir rapor çıkaran değerleme şirketleri, tarihi yapıların restorasyonunda da önemli rol oynuyor...

GAYRİMENKULLER üzerinde çeşitli konularda araştırma yaparak ortaya bir rapor çıkaran değerleme şirketleri, tarihi yapıların restorasyonunda da önemli rol oynuyor. Özellikle son yıllarda moda haline gelen eski yapıları onarıp çeşitli yaşam alanları haline getirmesi ile birlikte, bir çok ayrıntısı olan bu yapıların değerlemesinin yapılması gerekliliğini de beraberinde getiriyor. Som Değerleme Genel Müdürü Nazan Özbaydar, 'Özellikle şirketler, merkez binası olarak kullanmak için satm alıyor. Ancak böyle yapılarda incelememiz sadece yaşı, konumu gibi klasik şeyler olmuyor. Duvar işlemelerinden, banyodaki fayanslara kadar bir çok faktör göz önünde bulunduruluyor' dedLPrestij oluyor

Som Değerleme Genel Müdürü Nazan Özbaydar, 'Tarihi yapılar, şehrin tarihsel dokusunu günümüze taşımaları, bölgede oluşturdukları kültürel, mimari zenginlik ve yarattıkları kent estetiği açısından büyük önem taşıyor. İstanbul'da özellikle son yıllarda gerek bireysel, gerekse kurumsal yatırımcılar Beyoğlu, Karaköy, Kadıköy, Boğaziçi kıyıları gibi tarihi dokularda yer alan ve şehrin geçmişini yansıtan tarihi yapıları restore ederek yeni  yaşam ve çalışma alanları oluşturuyor. Söz konusu bu yenilenmiş tarihi alanlar, kent  merkezinde olmaları, şehrin sosyal, kültürel ve merkezi iş alanlarına yakm olmaları, kullanıcılarına tarihi bir zenginlik ve estetik sunmaları, finansal olarak karlı olmaları, kullanıcılarına fark ve prestij katmaları ve kimi zaman da moda olmaları gibi nedenlerden dolayı, kent sakinleri tarafından tercih ediliyor' dedi.

Yoğunluk Anadolu'da
Bu tarz yapıların genelde Kuzguncuk, Beylerbeyi, Kanlıca, Arnavutköy, Emirgan gibi Boğaziçi semtlerinde olduğu bilgisini veren Özbaydar, şunları söyledi: 'Beyoğlu ve Tarihi Yarımada'da tarihi yapıların restore edilerek satışa sunulması da son yıllarda sık rastlanıyor. Ancak kullanıcılarının restorasyon sürecine katılmadığı yatırımlarda, mülkün pazarlanma süreci uzuyor. Kullanıcılarına yeni maliyetler getiriyor. Tarihi yapılar, kullanıcıları için sadece bir yatırım aracı değil, aynı zamanda bu yapıların korunması manevi bir misyondur. Restorasyon aşamasında üzerine yağlı boya ile badana yapılmış duvar bezemelerinin, kalem işlerinin ortaya çıkma süreci de 1 bu tip yapılara rağbet eden alıcıları heyecanlandıran   ve ödeyecekleri bedeli belirleyen unsurlardan biridir.'

İzin gerek yok

'Tarihi yapıların alınıp satılması ile ilgili herhangi bir mevzuat kısıtlaması yok. Kamu mülkiyetinde olan tarihi eserlerin el değiştirmesinde ilgili Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'nun izni gerekiyor. Tarihi yapılarla ilgili tadilat, yenileme, yıkıp yeniden yapma gibi her türlü inşaat faaliyeti, ilgili Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'nun izni ile yapılabiliyor. Tarihi yapılar, anıt eserler ve sivil mimarlık örnekleri olarak gruplanıyor. Bu yapılar; ait oldukları döneme ve sahip oldukları fiziksel özelliklere göre 1. ve 2. derece tarihi eser olarak gruplandırılıyor. Tarihi eserlerde inşaat faaliyetleri, derecelerine göre koruma kurulunun izni ile yürütülüyor.'
Hürriyet