Tarihi yarımada için imar barışı başvurusu!
12. yüzyılda inşa edilen Molla Zeyrek Camisi ve çevresi, Yedikule surları ve zindanı, Sultanahmet bölgesinin yarısı, Küçük Ayasofya ile Acemoğlu Hamamı, tarihi sarnıçlar gibi yarımada içerisinde bulunan kaçak yapılar için imar barışına başvuruldu.
12. yüzyılda inşa edilen tarihi yapılar içerisinde bulunan birçok kaçak yapının yapı kayıt belgesi alması için imar barışına başvuruldu. Kamuoyunda “imar affı” olarak bilinen, imar barışı uygulamasının UNESCO’nun dünya mirası listesinde olan İstanbul’un tarihi yarımadasının yaklaşık yüzde 90’ınını kapsadığı öğrenildi.
Tarihi yarımadadanın silueti
Hürriyet'ten Aysel Alp'in haberine göre, 12. yüzyılda inşa edilmiş Molla Zeyrek Camisi (eski Pantokrator Manastırı Kiliseleri) ve çevresi, Yedikule Surları ve zindanı (Kara Surları ve çevresi), Sultanahmet Bölgesinin yarısı, Küçük Ayasofya ile Acemoğlu Hamamı, tarihi sarnıçlar gibi UNESCO’nun koruma listesinde bulunan yerlerde tarihi güzelliği bozan kaçak yapılar için imar barışına başvuruldu.
Bine yakın otel sahibi başvuru yaptı
İstanbul Tarihi Alanlar Başkanı Halil Onur, UNESCO’nun koruma listesindeki tüm yerlerin barış dışına çıkarılması gerektiğini vurgularken, İstanbul Otelciler Odası Başkanı, eski AK Parti Milletvekili Ahmet Yaşar da imar barışından faydalanabilmek için bine yakın otel sahibinin başvuruda bulunduğunu açıkladı.
Tarih için istisna
Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri, İstanbul’da tescilli binaların affa girerken, tescilli olmayanların ise af kapsamı dışında kaldığını açıkladı. 650 yıl önce inşa edilen Acemoğlu Hamamı üzerine yapılan Celal Ağa Konağı için imar barışına başvurulduğu söyleyen yetkililer, “Bu sınırları çizmek yerine Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamına girmeyen ve silüeti bozmayan yapılar da barıştan yararlanmalı” açıklamasında bulundu. Uzmanlar ise Mimar Sinan’ın yaptığı Gazi Ahmet Paşa Camisi, Topkapı Sarayı surları içindeki Tekfur Sarayı, bin 600 yıllık Bukoleon Sarayı, Fatih Camisi, Cerrahpaşa Camisi, Hekimoğlu Ali Paşa Camisi, Haliç’e bakan silüet, Marmaray’a bakan yamaçlardaki silüetler, Fener Rum Kilisesi (Kırmızı Mektep) çevresinin de barış kapsamına alınması gerektiğini vurguladı.
Koruma kuralları düzeltilsin
İstanbul Şehir Plancıları Odası Başkanı Tayfun Kahraman, Türkiye genelinde doğal, tarihi, kültürel SİT alanları üzerinde yapılmış yapıların imar barışıyla yasal hale getirildiğini belirterek mar barışının tarihi ve kültürel sit alanlarının harap edilme riskini daha da artırdığını söyledi. Kahraman, “Koruma kurullarının bütün kararları bu yasa değişikliğiyle yerle bir oldu, boşa çıktı. Bunun hemen düzeltilmesi gerekir” açıklamasında bulundu.
Four Seasons imar barışına dahil edilsin
Uzmanlar, Sultanahmet Cezaevi’nden Four Seasons otele çevrilen bölgenin de barış kapsamına alınması gerektiğini savundular. Four Seasons, birinci derece arkeolojik sit alanı olan yanı başındaki alana 60 oda ilave etmek üzere çelik ayaklar üzerinde yükselecek ilave binalar yapmayı planlamış; ancak Danıştay kararıyla bu durdurulmuştu.
Otelciler isyanda
İmar barışından yararlanamadıklarını söyleyen Minel Otel’in sahibi Ali Ersoy, “Tarihi eser niteliğindeki oteller aftan yararlanırken, bizim gibi tarihi olmayanlar af kapsamında kalıyor. Devletin buna çözüm bulmasını istiyoruz” dedi. İstanbul Otelciler Odası Başkanı ve AK Parti eski Milletvekili Ahmet Yaşar da hem ilgili bakanlıklara hem de Cumhurbaşkanına aftan yararlanmak istediklerini özetle şöyle anlattı: “Sadece tarihi eser yönünden değerlendirerek, bölge olarak ele alınmışsa Türkiye’nin birçok bölgesinde tarihi eser olan yerler kanun kapsamı dahilindedir. Kapsam içine alınan mahallelerde tarihi eser daha çoktur. Örnek gerekirse Sultanahmet, Küçük Ayasofya ve Büyük Ayasofya Akbıyık Caddesi bölgeleri tamamen tarihi bölge olmasına rağmen, bire bir tarihi binalar dahil, kapsama alınarak yasal hale gelmiştir. Özellikle Sirkeci Hocapaşa Mahallesinin kapsam dışında bırakılmasının hiçbir gereği yoktur. Yüzlerce üyemizin mağdur olmaması için bu krokinin yeniden düzenlenmesini talep etmekteyiz. Bölgenin kapsam içine alınması halinde devlete ciddi ekonomik gelir sağlanacaktır. Bölge kapsam dışı bırakılmamış olsaydı; devletin kasasına girecek nakit para tahminimizce 5 milyar TL’yi aşacağı yönündedir” açıklamasında bulundu.
UNESCO listesi olmamalı
İstanbul Tarihi Alanlar Başkanı ve aynı zamanda Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Üyesi olan Halil Onur ise UNESCO’nun çizdiği sınırlar kapsamında tümden barış dışı kalması gerektiğini açıkladı. Onur, “Örneğin, kültür varlığına bir bina eklenmiş, yapı kullanım belgesi aldığında ne olacak? O eserin restorasyonu gündeme geldiğinde kaçak katı nasıl restore edeceğiz? Ben aynı zamanda Koruma Kurulu üyesiyim, kaçak kat önüme bu geldiğinde Kanun gereği yıkılmasını istemem gerekir. Ama vatandaş da o zaman ‘ben parasını ödedim, kaldırmam’ diyecek. O zaman ne yapacağız? Biz yasa çıkmadan ilgili kurumlara yazı yazdık. ‘Orası bir bütündür, orası burası ayrılamaz’ dedik. Danışma kurulunda da tüm üyeler sakıncaları dile getirdiler. Biz de ilgili kurumlarla paylaştık. Sehven yapılmış bir hata olarak düşünüyoruz. Kültürel Miras Etki Değerlendirme (KÜMED) çalışması yapılmadan, Tarihi Yarımada’ya getiri ve götürüleri hesaplanmadan bu tür oldubittiler olmamalı. Sadece Tarihi Yarımada değil UNESCO’nun Türkiye koruma listesinin tamamı barış dışına çıkarılmalı” açıklamasında bulundu.
Ev pansiyonculuğuna onay
Eminönü'de ev pansiyonculuğunda önü açıldı. İstanbul 4 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurul Müdürlüğü ve İstanbul Numaralı Yenileme Alanları Kültür Varlıklarını koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanan karara göre, “Eski Fatih sınırları içinde yer konut alanlarında ev pansiyonculuğu yapılamaz. Yalnızca eski Eminönü ilçesi sınırları içinde yer alan konut alanlarında (Süleymaniye yenileme alanı dışında) ev pansiyonculuğu yapılır” ifadeleri kullanıldı.