Genel

Tasarımcı Reşit Soley hayatını anlattı!

Stilimi tanımlayan, üzerimde taşımayı sevdiğim tek aksesuar 20 yıldır kullandığım Rolex Daytona marka saatim. Bu saati İstanbul'dan Otap'tan almıştım

Asla yanımdan ayırmadığım tek şey yüreğim. En son çok beğenerek bağ için New Holland marka bir traktör satin aldım.

Bundan sonra almayı planladığım şey ise daha önce sattığım Carrera model Porsche'um.

Bir şeyler satın almayı en çok sevdiğim yer kitapçılardır. Her zaman kitapçıları gezmeyi severim. Özellikle Kanyon'daki Remzi'yi çok seviyorum. Doğada çözülse bile plastik poşet kullanmalarındansa nefret ediyorum, umarım en kısa zamanda vazgeçerler.

Asla vazgeçmeyeceğim, düzenli kullandığım tek bakım ürünü Rebul'un lavanta kolonyası.

Başucu kitabım sürekli değişiyor. Zaten benim evimde sadece başucu kitapları değil, salon kitapları, tuvalet kitapları da vardır.

şžu anda Türk tarımıyla ilgili bir kitap okuyorum. Her beş yıl da bir de Küçük Prens'i bir kez daha okurum. En son aldığım albüm sanınm 100 bininci kere tekrar aldığım Keith Jarretf Köln konserinin albümüydü. 1974'ten beri Keith Jarrett'ın aynı albümünü durmadan alırım.

Buzdolabımdan asla eksik etmediğim tek ürün bir yaşını doldurmuş, tam yağlı bir Ezine beyaz peynirdir.

En sevdiğim internet sitesi yok. çünkü hepsinden nefret ediyorum. Hele Google kelimesinde, olmayan saçlarım dikiliyor.

En son verdiğim hediye kumsalda bulduğum bir taşta. Bozcaada'da deniz kenarında yürürken üç kilo ağırlığında tombul bir kalp şeklinde taş buldum ve onu sevgilime hediye ettim. Son zamanlarda aldığım en iyi hediye de yine bir taştan kalpti. Benim hediyemden bir hafta önce o da bana küçük bir kalp şeklinde taş bulup hediye etmişti.

En son tadı damağımda kalan yemek burada, Wine and Bite'te yediğim Ezine ve sepet peyniriyle servis edilen kabak çiçeği dolmasıydı. Aklımdan çıkmadı, ertesi gece geldim tekrar aynısından yedim.

Bana ilham veren yapı Roma'daki Pantheon'dur. Orada okuduğum yıllarda Pantheon'un tepesine çıkmış sayılı insanlardan biriyim. Bu mekana bir tek kubbesindeki üç metrelik delikten ışık giriyor. Bir saat oturursanız o ışığın içeride nasıl dolaştığını görürsünüz. Orası ışık giren değil, ışığın dolaştığı bir mekandır. Benim esas formum olan daire şeklindedir. Daha ne isteyebilirim ki.

Geçtiğimiz yıl seyahat ettiğim ülkeler arasında unutamadığım yer İtalya'da Alba, Piemonte oldu. Sadece yemekleri bile gitmek için yeterli. Onların sadece biraz tuz ve karabiberle tatlandırdıkları çiğ etleri gerçekten müthiştir.

Gittiğim bir yerden eve getirdiğim en son hatıra eşyası İtalya'dan gelirken aldığım bir çakıydı. Ben gittiğim her yerden bulabilirsem çakı alırım. Görünce tahrik oluyorum, dayanamıyorum. Marka gözetmiyorum. Erkek adamın çakısı olur. Bence çakı oradaki erkeklerin kimliğini tanımlıyor.

Asla vazgeçemediğim alışkanlığım yok diyebilirim. Bir tek bir haksızlık karşısında sesimi yükseltmekten vazgeçemiyorum. Herkes bana baksa bile hiç aldırmıyorum. Tek takıntım Marks & Spencer'den aldığım pantolonlarım. Yıllardır hep aynı pantolonu alıyorum, sadece bedenleri büyüyor. Onun dışmda benim takıntılarım yoktur. çakı satın alıyorum ama biriktirmekten hoşlanmıyorum. Yüz tane çakım olduğunda ne kadar çok ve ne kadar güzel diye düşünmüyorum. Onun cazibesini, bende yarattığı etkiyi seviyorum. Bana haz verecek diye bir şeyin etkisi altına girmem. Aşık oldum diye bir kadının arkasından sonsuza kadar gitmem. Sevdiğin için her şeyi yaparsın ama bağımlılık olduğunda bunu reddediyorum. Benim hiçbir şeye bağımlılığım yok. Kendime bile bağımlılığım yok. Her an kendimi bırakabilirim. çünkü özgürüm.

Eğer yaptığım işi yapmıyor olsaydım, başka ne yapmak isterdim bilemiyorum. çünkü ben zaten ne yaptığımı bilmiyorum ki. Ben burada bir lokanta çalıştırmıyorum. Başka bir oyun oynu ¬orum. Burada açılan lokanta o oyunun sebebi. Ben duyularla uğraşıyorum. şžu anda burada lokanta olarak tezahür ediyor, yarın başka bir şey de yapabilirim. Buradaki amacım tatları olduğu gibi vermek. Biz Wine & Bites'ta patlıcanın üzerine yoğurt koyup ne büyütmek, ne de onu yakıp küçültmek istiyoruz. Burada ince bir denge var. Patlıcanı doğru şekilde alıp, doğru şekilde pişirmek dediğinizde, orada çok büyük bir oyun var. Ben de burada bu oyunu oynuyorum ve çok büyük keyif alıyorum.
Brand trends / Özgür GÖZLER