"Tasarlanabilir Düşler, Yalın Tasarımlar..."
Mimar Şakir Babacan, sahibi olduğu Selkom Mimarlık'ı böyle tanımlıyor!
"Sinan'ın yaşadığı topraklarda, O'nun meslektaşı olmak gerçekten ağır sorumluluk. O yüzden Selkom'un sloganı "Tasarlanabilir Düşler, Yalın Tasarımlar... Bizler için."
Selkom Proje ile ilgili neler söylersiniz?
Mimar Şakir Babacan: 2000'li yıllarda; yirmi yıl süren mimarlık meslek hayatımın hemen hemen tamamını geçirdiğim şantiye alanlarının dinamik devinimi ile tasarım atölyelerinin dinginiliği arasında biryerlerde buldum kendimi.
Yeni bir yüzyıl başlıyordu. Geçen yüzyılda öğrendiklerimi yeni yüzyılda kalıcı imzalar haline dönüştürmeyi düşlüyordum artık. Selkom Proje fikri o günlerde doğdu ve gelişti. Mimar Özlem Dengiz Uğur ile 2003'de başladığımız bu yolculukta, Mimar Pınar Dinçer ve mimar Özgül Çetin Karakuyu tasarım grubunun temel taşları oldular.
Süreç içinde çoğaldık, değişik disiplinlerden değerli uzman ve meslektaşlarla çalıştık. Ama bu 4'lü grup Selkom logosunda yer alan megaronun köşelerini oluşturdu her zaman.
Bu kısa, ama yoğun yolculukta tasarım işliğimiz, havaalanları, iş merkezleri, kongre yapıları, ünüversite kampüs tasarımı, fakülte ve yurt binaları, büyük konut kompleksleri, otel projeleri, son yılların moda konsepti AVM'leri gibi onlarca tasarım üretti. Ürettiklerimizin önemli bir kısmı da uygulandı. Uygulamaların çoğunda da Selkom atölyesi saha çalışmalarında işin içinde oldu. Demiştim ya; meslek hayatımın ilk 20 yılının geçtiği şantiye sahaları, tozu, alınteri bizi hep çağırdı. "Gel bakalım, ne çizdin, nasıl yapılır bu, düşler dünyasında mısın yoksa çizdiğin her çizginin hesabını verir misin geçmişe, bugüne ve yarına..." der gibi geldid bana bu toprakların zengin mimarlık kültürü.
Sinan'ın yaşadığı topraklarda, O'nun meslektaşı olmak gerçekten ağır sorumluluk. O yüzden Selkom'un sloganı "Tasarlanabilir Düşler, Yalın Tasarımlar..." bizler için.
Mimarlığın geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Mimarlık tarihi insanlık tarihi ile eş anlamlı. İlk insanların barınma ihtiyacı sonucu dört duvarla çevrili bir düz damdan oluşan tek odalı kare planlı yapıya ulaşmaları 60.000 yıl sürdü. Düz dama, açılan delikten indirilen merdivenle girildi bu "ilk tasarlanmış yapıya. Kapı imgesine ulaşmak ise 7.000 yıl vakit aldı.. Bugün 7 günde ucu bucağı olmayan "tower"lar tasarlıyor mimarlar. Bilgi işlem teknolajileri ve eşdeğer (birbirine çok benzer, çok uçuk-en iyi) çizim programları (tasarım değil!!) sayesinde kısa zamanda "harikalar" yaratmak mümkün.
Ama bana hep birşeyler eksik kalıyor gibi gelmekte... Yapıların da insanlar gibi ruhları olduğuna inanırım ben. Bazı yapılar konuşur, fısıldar türkü söyler ( bazıları arya ), gülümser, nefes alır... Kısacası O yapının ruhu vardır ve canlıdır. Eğer siz mimar iseniz ve algılıyorsanız, bunu hemen hissedersiniz. O yapı size hükmetmez, aşağılamaz, soğuk davranmaz... İletişim kurar, size fısıldar... "Ben buyum, varım, yaşıyorum" der.
Ve yine eğer bu yapı sizin yapınız ise; tasarlayanı siz iseniz o mutluluğun tadına doyum olmaz...
İşte böyle birşey mimarlık yolculuğu. Bilgisayarların kölesi olmadan yürünmesi gereken bir yol. Çizim programları tasarımcının kölesi olmalı.
Çünkü bilgisayarların ruhu yoktur.
Şakir Babacan kimdir?
1958 yılında Ordu Ünye'de doğdu. 1981 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesini bitirdi. Çeşitli inşaat firmalarında uygulama ve proje üretim alanlarında çalıştı. Bu çalışma döneminde Afşin-Elbistan Termik Santralı projesinde ve Mesa Mesken A.Ş. konut projelerinde görev yaptı. Tepe İnş. A.Ş.'de Bilkent Konutları Proje Müdürlüğü, Bilkent Sahne Sanatları Fakültesi ve Konser Salonu Proje Müdürlüğü, Aktürk İnşaat'da Dikmen Vadisi 2.Etap uygulamalarında, Barmek Grubu ile Angora Evleri Projelerinin yapımında yöneticilik görevlerinde bulundu. Halen kendi tasarım işliği olan Selkom Proje'de mimarlık çalışmalarına devam ediyor.