Tasarruf finansman şirketlerinde sermaye artırımı dolandırıcılığı önler mi?
Çıkarılan yasa ile tasarruf finansmanı şirketlerine en az 100 milyon TL ödenmiş sermaye şartı getirildi. Peki bu sermaye şartı, dolandırıcılığı önler mi? Tasarruf finansman şirketlerinde sermaye artırımı sorunları çözecek mi?
Sözcü Gazetesi köşe yazarı Ege Cansen, bugünkü köşesinde faizsiz konut sistemini kaleme aldı.
İşte Ege Cansen'in 'Sona kalan dona kalır' başlıklı yazısı...
Dar gelirli vatandaşı ev sahibi yapmak için yola çıkmış TOKİ'nin (Toplu Konut İdaresi) rakibidir denen on beş kadar özel firma var. Bunların isimleri “evim” ile bitmektedir. Bu firmaların işlevi “kooperatif” (imece) finansman modeline göre ev sahibi olmak isteyenleri örgütlemektir. Yani bu firmalar, esasında inşaatçı değil finansmancıdır. İmece finansman şöyle anlatılabilir.
Diyelim otomobil almak isteyen 10 kişi var. Peşin parayla otomobil alacak kadar birikimleri yok. Ama her ay, otomobil fiyatının onda birini ödeyecek kadar gelirleri mevcut. Aralarında bir anlaşma yapıyorlar. Her ay, bir arabayı peşin parayla alacak, bedelini de 10 eşit parçaya bölüp ortaklaşa ödeyecekler. On ay sonunda herkesin peşin fiyatına satın alınmış bir arabası olacak. Arabalara hangi sırada sahip olacaklarına da kur'a ile karar verecekler. Tabii, bazısı erken, bazısı geç alacak. Bunu, herkes kabul ediyor. Netice itibarıyla, kurada en şansız olan bile 10 ay sonra arabasına kavuşacak.
KİRA KADAR TAKSİTLE EV SAHİBİ OLMAK
Enflasyonun ve faizlerin yüzde 2'nin altında seyrettiği gelişmiş ülkelerde, değil 10, 20, hatta 30 yıllık “ipotekli konut edinme kredisi” alınabilir. Orada bile 2008/9'da olduğu gibi “gayrimenkul fiyatları çökünce” uzun vadeli işlemler başa bela olmaktadır.
Gelelim ülkemize. İnşaat maliyeti artış külfetini devlete (halka) yıkmadan, imece finansman yöntemiyle, halka TL ile “kira kadar aylık taksitle” ev satmak mümkün değildir. Bu sistemler sonunda “saadet zinciri” haline dönüşmektedir.
Saadet zinciri (Ponzi Planı), ancak sisteme artan sayıda yeni girişler oldukça sürüp gitmektedir. Günün sonunda “çömlek patlaması” kaçınılmazdır. Çömlekçiler, komisyonlarını cebe atıp, borçlularla alacaklıları baş başa bırakabilirler. Bu firmaları sermaye artırmaya mecbur etmek, sorunun çözümüne yetmez.
Tasarruf finansman şirketlerine 1 ay süre!
Faizsiz ev hayaline yeni önlemler!