Genel

TAV, Atatürk Havalimanı'nın boşluğunu nasıl dolduracak?

İstanbul Havaalanı, bu ay tam kapasiteyle faaliyete geçti. Bu taşınmayla TAV Havalimanları Holding en önemli amiral gemisini olan Atatürk Havalimanı'nı kaybetti. Atatürk Havalimanı’nın yerini nasıl dolduracağının cevabı şirketin geleceğini de belirleyecek.

İlk fazı 6 milyar euro yatırımla tamamlanan İstanbul Havaalanı, bu ay tam kapasiteyle faaliyete geçerek 63 yıldır Yeşilköy’ün semalarında' havalanan uçakların yeni adresi olacak. Atatürk Havaalanı ise sessizliğe bürünecek. Yeni İstanbul Havaalanı’mn ekonomiye, havacılığa, lojistik ve turizm sektörlerine etkileri çokça konuşuldu. Ancak yaşanacak bu büyük değişimin bir başka yönü daha var. TAV Havalimanları Holding, en değerli varlığı ve amiral gemisi Atatürk Havaalanı’nı kaybedecek. Bu durum Borsa İstanbul’da 1,6 milyar dolar piyasa değeri üzerinden işlem gören TAV için yeni bir dönemin başlayacağı anlamına geliyor.

Forbes Dergisi'nden Özer Turan'ın haberine göre; TAV Havalimanı İşletmeleri, Atatürk Havaalam’nda 2000’de dış hatları, 2004’te ise iç hatlar terminalini işletmeye başladı. Yaklaşık 19 yıldır şirketin en değerli varlığı ve en önemli gelir kaynağı oldu. 2018’de TAV Holding’in cirosunun yüzde 42’si, vergi öncesi karının (FAVÖK) ise yüzde 45’i Atatürk Havaalanından geldi. Dolayısıyla TAV için sadece işlettiği 15 limandan biri değil. Şirkete katkısı o kadar önemli ki TAV’m, ulaştığı büyüklüğü Atatürk Havaalanı’na borçlu olduğunu söylemek abartılı olmaz. Dolayısıyla bu ay amiral gemisini kaybeden TAV’m bu boşluğu nasıl dolduracağı geleceğini de belirleyecek.

Oysa İstanbul Havaalanı yapılmamış olsaydı, TAV Atatürk Havalimam’m iki yıl daha işletecekti. Dolayısıyla sözleşmesi erken bitirilen TAV’m bu durumdan oluşan zararının Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) tarafından tazmin edilmesi bekleniyor. Şirkete ödenecek tazminatın miktarı ise henüz netleşmiş değil. TAV Havalimanları Holding CEO’su Sani Şener şirkete ödenecek tazminatla ilgili “2018’den bu yana yürüttüğümüz görüşmelerde bir hayli mesafe kat edildi. Gerek bizim gerekse DHMİ’nin danışmanlığını yürüten bağımsız denetim şirketleri ve DHMÎ yöneticileri ile yüz yüze pek çok verimli görüşme gerçekleştirdik” diyor.

Yeni havaalanının tam kapasite çalışmaya başlamasının ardından görüşmelerin tamamlanıp nihai tazminat rakamının açıklanması bekleniyor. Ancak bu rakamın oldukça yüksek olacağını tahmin etmek zor değil. Yine de rakamın henüz netleşmemesi İstanbul Borsası’nda işlem gören şirketin piyasa değeri üzerinde önemli bir baskı yaratıyor. Vakıf Yatırım, 9 Ocak 2019 tarihli şirket raporunda İstanbul Havaalam’mn bugünkü net değerini 513 milyon euro olarak hesaplıyor. Ödenecek tazminatın bu rakamın ne kadar üstünde ya da altında kalacağı kısa vadede şirketin hisse değerini etkileyecek en önemli faktörlerden biri olarak gösteriliyor. Vakıf Yatırım, aynı raporunda eğer AtatürkHavaalanı kapatılmasaydı, TAV’m buradan 2019’da 323 milyon euro, 2020’de ise 360 milyon euro vergi öncesi kar edeceği tahmini yapıyor.

2019’un ilk çeyreğini dışarıda bırakırsak TAV’m sözleşmesi erken bitmesey-di, Atatürk Havaalanından 2019’un kalan dokuz ayında ve 2020’de elde edeceği vergi öncesi karın büyüklüğü 600 milyon euro’yu bulacaktı. Ancak TAV bu rakamın tamamını alsa bile uzun vadede geleceğini şekillendiren asıl önemli konu, Atatürk Havaalanından doğacak bu boşluğu nasıl dolduracağına bağlı olacak.

Bu noktada şirketin CEO’su Sani Şener’in TAV’m geleceği için açıkladığı büyüme stratejisi oldukça önemli. Şener, “TAV Havalimanları’nm büyüme stratejisi üç temel sacayağı üzerine oturan oldukça net bir strateji” diyor. İlk ayağı cazip bir geri dönüş profiline sahip yatırım seçenekleri ile her zaman akıllı inorganik büyüme fırsatları oluşturuyor. Bunun meali TAV’m Türkiye’de ve dünyada portföyüne yeni havaalanları katmak için daha agresif olacağı. Şubat 2018’de Antalya Havaalanı’nm yüzde 49’unu, FORBES 100 üyelerinden İbrahim Çeçen’in sahibi olduğu IC İçtaş İnşaat’tan 380 milyon euro’ya satın alınması TAV’m Atatürk Havaalam’mn yerini doldurmaya yönelik attığı ilk adımdı. Antalya Havaalanı’nm portföye eklenmesiyle TAV’m hizmet verdiği yolcu sayısı 2018’de yüzde 31 artarak 152 milyona ulaştı. Antalya ile birlikte gelen inorganik yolcu katkısı, Mayıs 2018’den itibaren toplam 27 milyon yolcu oldu.

Antalya Havaalanının bu yıl TAV’m hizmet verdiği yolcu sayısına katkısının 32 milyona ulaşması bekleniyor. Ancak Atatürk Havaalanı’nda bu sayı yaklaşık 72 milyon yolcu olacaktı. Dolayısıyla Antalya’nın büyüklüğüne rağmen aradaki 40 milyonluk kapasite farkıyla tek başına, Atatürk Havaalanı’mn yerini doldurması mümkün değil. Bunun anlamı ise TAV’m havaalanı alımma devam edeceği.

TAV Havalimanları Holding CEO Sani Şener de, “Yurtiçi ve yurtdışı olmak üzere ilgilendiğimiz pek çok proje bulunuyor” diyerek bunu doğruluyor.

TAV Havalimanları Holding, borsada işlem gören halka açık bir şirket olduğu için çok detaya girmese de, TAV’m özellikle yurtdışmdaki rotasıyla ilgili' ipuçları veriyor: “Afrika’da ve Türk Cumhuriyetleri’nde masamızda gerek satın alma gerekse özelleştirme projeleri var, bakıyoruz... Nisan ayında gerçekleşmesi planlanan Sofya Havalimanı ihalesi yakından takip ettiğimiz projeler arasında. Bunun dışında dünya genelinde ilgilendiğimiz pek çok proje bulunuyor fakat gerek gizlilik ve gerekse henüz projelerin belirli bir olgunlaşma seviyesine ulaşmaması nedeniyle isim veremiyoruz.” Ancak müşterilerinin yatırım kararlarına yön veren aracı kurumlar bu konuda çok daha net. Buna dayanarak TAV’ın ana hedefinin İstanbul’un karşı yakasına geçerek Sabiha Gökçen’i devralmak olduğunu söylemek mümkün. Vakıf Yatırım bu konuda “Gelişen pazarlarda karlı gördüğü havalimanı işletme ihalelerini yakından takip eden şirketin, Atatürk Havalimam’mn yerini doldurmak amacıyla önümüzdeki dönemde Sabiha Gökçen dahil potansiyel satın alma fırsatlarında daha aktif rol oynayacağım düşünüyoruz” diyor.

Bu tahmini gerçekçi kılansa TAV’m alım iştahıyla, Sabiha Gökçen Havalimanı’nm (İSG) bütün hisselerini elinde tutan Malaysia Airports’un hisse satışı planlarının kesişmesi. 2014’te Limak Holding’in ISG’deki yüzde 40 hissesini yaklaşık 300 milyon euro ödeyerek devralıp havaalanının tek sahibi konumuna gelen Malaysia Airports, 2017’de bu hisseleri satmak istediğini açıklamıştı.

Aradan geçen sürede bu yönde herhangi bir gelişme olmadı. Ancak Malaysia Airports’un stratejik ortak arayışında herhangi bir değişiklik olmadığı biliniyor. Dolayısıyla 2019’da TAV’ın Sabiha Gökçen’de yapacağı olası bir hisse alımı şaşırtıcı olmayacak. 2018’de Sabiha Gökçen’in yolcu sayısı 34 milyon olarak gerçekleşti. 2020’de hizmete girecek iki pistle birlikte bu sayı 40 milyon yolcuya kadar büyüyebilir. Dolayısıyla Antalya Havaalanı’nı portföyüne katan TAV, eğer Sabiha Gökçen’i de satın alırsa Atatürk Havaalanı’nm portföy dışı kalmasından kaynaklanan 72 milyon yolculuk kaybın tamamını yine Türkiye’den telafi etmiş olacak.

Yine de TAV’ın bununla yetinmeyeceğini de eklemek gerek. Gürcistan’da Tiflis ve Batum havaalanlarının yanısıra Tunus, Medine ve Makedonya havaalanlarını da işleten şirketin, yurtdışında da takip ettiği havalimanları var. Sani Şener şirketin yurtdışı rotası için “Afrika ve Türk Cumhuriyetleri”ni adres gösteriyor. Vakıf Yatırım da 9 Ocak 2019’da yayımladığı şirket raporunda, “mevcut durumda şirketin, Bulgaristan’da Sofya Havalimanı dahil yurtdışında takip ettiği 10’dan fazla havalimanı projesi olduğunu tahmin ediyoruz” diyor.

TAV’m üçayaklı büyüme stratejisinin ikinci ve üçüncü ayaklarıysa mevcut portföyün verimliliğini artırmak ve iştirak ettiği hizmet şirketlerini TAV’ın işletmediği havaalanlarında da büyütmek. Sani Şener, “Hizmet şirketlerimizin TAV ekosistemi dışındaki yeni havalimanlarındaki iş fırsatlarım da değerlendirerek büyümesini istiyoruz” diyor. Hizmet şirketlerinin TAV’m kombine cirosunun yüzde 37’sini oluşturur hale gelmesi, Şener’in bu şirketlere olan vurgusunu da anlamlandırıyor. İşletmesini yaptığı havaalanı sayısı 15 olsa da ATÜ (duty free), Havaş (ulaşım), BTA (büfe işi), TAV Teknoloji şirketleriyle TAV’m ayak izi ABD den, Danimarka’ya ve Endonezya’ya 21 ülkede 76 havalimanına ulaştı.

Bu yaygınlığa ek olarak TAV’m döviz bazlı iş modeli de kurların yukarı yönlü olduğu bu dönemde finansal performansını yukarı çekmeye devam ediyor. 2017 verilerine göre şirketin gelirlerinin yüzde 78’i döviz bazında. Gelirlerinin yüzde 56’sı euro, yüzde 18’i dolar, yüzde 4’ü diğer para birimlerinden, yüzde 22’si ise lira bazında.

Diğer taraftan giderlerinin yüzde 57’si ise lira. Döviz kazanıp lira olarak harcaması özellikle bugünlerde TAV’m değerini bir kat daha artırıyor. Buna rağmen Atatürk Havaalam’mn kapanmasının yarattığı belirsizlik şirketin borsadaki değerini baskılama-ya devam ediyor. Vakıf Yatırım’m verilerine göre şirket borsada, dünyadaki rakiplerine kıyasla yüzde 30, ana ortağı Fransız Aero-ports de Paris’e (ADP) kıyaslandığında ise yüzde 46 iskontolu işlem görüyor.

Dolayısıyla Atatürk Havaalam’mn yerini doldurmak için atacağı adımlar TAV’m değerini ve geleceğini belirleyecek en önemli gündem olarak öne çıkıyor. Yine de CEO Sani Şener şirketin geleceği ile ilgili kendinden oldukça emin: “Atatürk Havalimanı kapandıktan sonra da TAV, halihazırda işlettiği 14 havalimanında yaklaşık 100 milyon yolcuya hizmet veren 800 milyon euro cirolu bir şirket olarak faaliyetlerine devam edecek ve portföyüne yeni ülkeler, yeni havalimanları ve yeni servis şirketi kontratları eklemeyi sürdürecek.”