TCMB faiz oranları beklentiler doğrultusunda değişmedi!
AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, sadeleşmenin rafta durmaya devam ettiğini ancak yakın zamanda gündeme gelmeyeceğinin anlaşıldığını belirtti.
AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, sadeleşmenin rafta durmaya devam ettiğini ancak yakın zamanda gündeme gelmeyeceğinin anlaşıldığını belirtti.
AA muhabirine, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu'nun (PPK) faiz kararına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bürümcekçi, faiz oranlarının beklentiler doğrultusunda değiştirilmediğini anımsatarak, para politikasında "sıkı duruş" vurgusunun korunduğunu söyledi.
Sadeleşme konusunun rafta durmaya devam ettiğini ancak karar metninde konuya değinilmemesinin yakın vadede gündeme gelmeyeceğini de gösterdiğini aktaran Bürümcekçi, "Bilindiği gibi, TCMB ağustos ayında açıkladığı 'Küresel Para Politikalarının Normalleşme Sürecinde İzlenecek Yol Haritası' kapsamında, küresel para politikalarının normalleşmeye başlaması ile faiz koridorunun bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı etrafında daha simetrik bir hale getirileceğini ve daraltılacağını açıklamıştı. Ancak, aralık ayından itibaren küresel piyasalardaki oynaklık gerekçe gösterilerek sadeleşme için henüz erken olduğu mesajı net bir şekilde verilmeye başlanmıştı" diye konuştu.
Bürümcekçi, TCMB'nin, önceki toplantıda likidite duruşuna ilişkin kullandığı cümleyi tekrarladığını kaydederek, sadeleşme süreci veya başka bir deyişle politika faizini artırım sürecinin bir gün başlarsa, politika faizinin yüzde 9,0-9,5 aralığına yükselmesi ile sonuçlanması gerektiğini vurguladı.
Sadeleştirmenin, esas olarak, mevcut faiz koridoru kapsamında çoklu faiz uygulamasından yeniden tek faizin ağırlık kazanacağı konvansiyonel para politikası uygulamasına dönüş anlamına geleceğini dile getiren Bürümcekçi, "Burada varılacak nihai nokta, 1 hafta vadeli repo faizini piyasa açısından tek gösterge haline getirmek ve tüm fonlamayı bu kanaldan sağlamak olacaktır. Tüm fonlama araçları dikkate alınarak hesaplanan efektif fonlama oranının yüzde 9,50 seviyesine yakın olduğu düşünüldüğünde, nihai olarak, politika faiz oranının yüzde 9,00-9,50 aralığında ve O/N borçlanma faiz oranının yüzde 8,00-8,50 aralığında olabileceğini, koridor üst sınırının ise değişmemesi gerektiğini düşünmekteyiz" ifadelerini kullandı.
Bürümcekçi, TCMB'nin fonlama maliyetini ne düzeyde oluşturacağının önemli olmaya devam edeceğinin altını çizdi.
"Fed, TCMB’nin de sadeleştirme adımlarını ötelemesine neden oldu"
Halk Yatırım Yatırım Danışmanlığı ve Araştırma Direktörü Banu Kıvcı Tokalı da "Petrol ve emtia fiyatlarında artan dalgalanma ve Çin ekonomisine ilişkin endişelerin ABD ekonomisinde yarattığı riskler nedeniyle ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz artırım senaryosunu yumuşatma eğilimi göstermesinin, gelişen ülkelerle birlikte, TCMB’nin de sadeleştirme adımlarını ötelemesi ve araç çeşitliliği politikasını sürdürmesine neden olduğunu söyleyebiliriz" dedi.
Tokalı, küresel düşük faiz ortamının, içeride makroihtiyati tedbirler ve likidite yönetimiyle sıkı duruşu sürdürme politikasını devam ettireceğini aktararak, "Enflasyonda bu ay ılımlılığın gözlenmesi, destekleyici küresel koşulların iç piyasa faiz oranları üzerinde aşağı yönlü baskısının belirginleşmesini sağlayacaktır" ifadelerini kullandı.
Şekerbank Başekonomisti Ozan Gazitürk ise 24 Mart'ta yapılacak toplantıdan da para politikasının aynen sürdürülmesi kararı gelmesini beklediklerini belirterek, "Para politikasının önümüzdeki dönemde de sıkılaştırılması olasılığını, epeydir yinelediğimiz üzere, zayıf bulmayı sürdürüyoruz. TCMB enflasyonun mevcut seviyesinin hedeften uzaklığına, TL’nin değer kaybının enflasyonist etkisine ve beklentilerin kötüleşmesine uzunca süredir net tepki vermiyor ve yeni yılla birlikte TL de değer kaybetmekle birlikte olumsuz ayrışmıyor" şeklinde konuştu.
Gazitürk, bu açıdan ağırlıklı ortalama faizinin mevcut yükselişinin sıkılaştırma açısından sinyal değerinin ötesine geçmediğini dile getirdi.
"TCMB borç verme faiz oranını düşürebilir"
DenizBank Özel Bankacılık Grubu Sermaye Piyasası Araçları Satış Yönetmeni Orkun Gödek, kısa vade içerisinde banka yönetiminin uygulamakta olduğu para politikasında değişikliğe gitmesini beklemediklerini kaydederek, "Nisan ayında Başkan Erdem Başçı ile birlikte başlayacak olan yönetim değişikliği süreci öncesinde PPK üyelerinin para politikasında majör etki yaratacak bir değişikliğe gitmeyeceği yönündeki piyasa konsensüsü halihazırda oluşmuş durumda" değerlendirmesini yaptı.
Gödek, kısa vadeli faizlerin sınırlı düzeyde maliyet artışı ile para politikasının kontrol altında tutulması yönteminin devam etmesini beklediklerine işaret etti.
Rabobank Gelişmekte Olan Piyasalar Kur Stratejisti Piotr Matys de TCMB'nin para politikası kararlarının enflasyon görünümüne bağlı olacağını ve Merkez Bankası'nın enflasyonda yukarı yönlü güncellemeler yaptığını anımsatarak, enflasyonun düşüş kaydetmesi ve TL'nin istikrar kazanması durumunda TCMB'nin yüzde 10,75 olan borç verme faiz oranını düşürebileceğini ifade etti.
Commerzbank Gelişmekte olan Piyasalar Başekonomisti Tatha Ghose ise TCMB'nin politika faiz oranını değiştirmeyerek yüzde 7,50'de sabit tutmasının beklenen bir karar olduğunu belirtti.
AA