22 / 11 / 2024
fuzul

Tevfik Bilgin'e hem destek hem tepki!

Tevfik Bilgin'e hem destek hem tepki!

BDDK Başkanı Tevfik Bilgin'in dün yapptığı açıklamalar gayrimenkul piyasasında da tepki buldu. Sektör temsilcileri bu konuda ikiye ayrılırken Bilgin'e destek verende çıktı, eleştiri yapanda...."




Nizamettin Aşa
BDDK piyasayı doğru okumuyor
İstanbul Emlak Komisyoncuları Odası ikinci Başkanı Nizamettin Aşa, BDDK açıklamalarını piyasayı doğru okuyamamak olarak değerlendirdi. Emlakçılara verilen komisyonun BDDK'yı rahatsız etmesini anlayamadıklarını ifade eden Aşa, "Bu destekler mortgage sistemine destek sağlıyor. Çünkü Konut Finansman Kanunu, mortgage sistemini uygulamak için yapıldı. Sistemin içinde mortgage brökerları gibi destek veren pazarlama birimleri var. BDDK'nın yaptığı bu sistemi inkar etmektir. Ben bu sistemi getiriyorum ama bu sistemin ana unsuru olan bankaların dışarıdan pazarla¬ma desteği almasını yasaklıyorum. Böyle bir şey olmaz" diye konuştu. BDDK'nın ekspertiz yapacak kişilere getirdiği sınırlandırmayı da eleştiren Aşa şöyle konuştu: "Sadece SPK'lı şirketlerin bu değerlemeyi yapmasına izin vererek bunun üstünden yapılan krediyi kabul ediyor. O zaman BDDK dönüp SPK'nın tebliğine bakarak Değerleme Lisansı alanların'hangi amaçla lisans aldığını okumalı. Tebliğde bunlar piyasada çalışmak için lisan almadı. SPK'ya bağlı şirketlerin bilançolarına ve gayrimenkullerin değerlemesine izin veriyor.. Ama sistem zamanla bu uzmanların piyasada değerleme yapmasına döndü. Bizim ona bir itirazımız yok. Ancak bunun sadece SPK şirketleri ile kısıtlanması doğru değil" dedi. Halen piyasada 500-600 lisanslı gayrimenkul değerleme uzmanı bulunduğunu ileten Aşa, "Bu insanlar gidip SPK şirketinde çalışmadığı için lisansıda da kullanmıyor. O zaman sigortacılık sisteminde olduğu gibi bağımsız ekspertiz sistemi getirilsin. Bunu kısıtladığınızda SPK'lı şirketler bununla başa çıkamıyor. Başa çıkamadıkları için de çözüm ortağı altında daha vasıfsız başka şirketlere dağıtıyorlar." Vasıfsız olan kişilerin de kendilerine fiyat sorduğunu ya da kafadan bir şey yazıp gittiğini savunan'Aşa, "Çok sağlıklı bir sistem isteniyorsa ozaman SPK lisanslı kişilere bağımsız yetki verilmeli" açıklamasını yaptı.

Deniz Arslan
BDDK kararı bizi zora düşmekten kurtardı
Ekol Değerleme Ortağı ve Sorumlu Değerleme Uzmanı Deniz Arslan ise BDDK'nın bu yöndeki çalışmaların doğru olduğunu savundu. Özellikle piyasaya yeni giren ve iş alma korkusu taşıyan değerleme şirketlerinin bankaların bu isteklerini kabul ettiğini aktaran Arslan "BDDK bu oranları ve bankaların kendi listelerindeki şirketlerle çalışma kriterini biraz da piyasadaki bu düzensizlikleri gidermek için getirdi. Ama bazı bankalar müşteri nezdinde daha avantajlı olmak için bu oranları aşmak yönünde birtakım yöntemler geliştirmeye başladılar. Bunlardan bir tanesi de çalıştıkları değerleme şirketlerinden fiyat konusunda olabildiğince yukarı rakamlar almak yönünde. Bu en çok değerleme şirketlerini zora sokan bir konu. Bu konu da canımızı yakıyor" dedi.

Denetim kredi hacminde fark yaratmaz
Bundan dolayı BDDK'nın bu konuda devreye girerek denetleme yapmasının, hem bankaların bu konuda disipline olması hem de çıkarılan tebliğlerin uygulanabilir olması açısından önem taşıdığına dikkat çeken Arslan, "Ama bir kısım bankanın yüzde 75'i aşma yönündeki istismar tavırları sadece o bankanın işlem hacmini artırır. Artırdığı işlem hacmi ise drğer bankalardan eksilen işlem hacmidir. Toplamda bakıldığında makro düzeyde kullanılan kredi hacminde bir fark yaratmayacaktır" diye konuştu.

Ali Dumankaya
Konut kredisinde sınırlama doğru değil
Dumankaya inşaat Yönetim Kurulu Üyesi Ali Dumankaya ise BDDK'nın ekonomıy. soğutmak için bu kararı aldığını belirterek, "Zaten yüzde 75 sınır uygulanan bir sistemdi. Bankalar zaten ödeme gücü olanlara yüzde 85-95 oranında kredi veriyordu. Do¬layısıyla BDDK'nın bu karan ekonomiyi soğutma yönünde aldı" dedi. insanların gene k!e aldıkları kre¬dileri ödediklerini dile getiren Dumankaya, "Bizden ev alan insanlar kredilerini düzeni olarak ödüyor. Sa-. dece yüzde 0.1 oranında sıkıntı yaşayan çıkıyor. Onlarda sonradan tekrar ödeme yapıyor diye konuştu. Bu nedenle özellikle bitmiş konudacda yönelik konut kredilerinde ödeme gücü oanlaroa bir sınırlandırma getirilmesinin çok doğru otmaa ğmı ifade eden Dumankaya, "Ödeme gücü olmayanlarda sınırlandırma ve uzun vadeye yayarak taKsitlerin düşürülmesi şeklinde çözümler olac dedi. Buradaki temel sıkıntının ticari yapılara yönelk kredilere getirilen sınırlandırmada yaşandığı anlatan Dumankaya, "Dünyada ticari krediler yuzoe 30-90 oranında sınırlandırılırken bizde ise yüzde 50 sının getirilmesi bankaların farklı yöntemlere götürürebiliyor. Kendini finanse eden ticari gayrimenk oranlar değiştirilebilir" dedi.
Dünya


Geri Dön