Tevrat Duran'dan Ispartakule tedbir kararı yorumu!
Ispartakule’de ikamet eden bir vatandaş olarak gazetelerde, web sitelerinde Isparatule’yi itibarsızlaştırmaya yol açacak şekilde bilmeden, anlamadan olayın tarafları dışındaki kişi ve kurumlarca açıklama yapılmaktadır.
Ispartakule’de ikamet eden bir vatandaş olarak gazetelerde, web sitelerinde Isparatule’yi itibarsızlaştırmaya yol açacak şekilde bilmeden, anlamadan olayın tarafları dışındaki kişi ve kurumlarca açıklama yapılmaktadır. Konunun anlaşılması için hukukçu ve aynı zamanda bölge sakini olarak bu yazıyı kaleme alma ihtiyacı hissettim.
İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2014/294 Esas sayılı dosya üzerinden 9.9.2015 günü aralarında Koza evleri, İnnovia,Yeni Hayat Sitesi, Banuevleri projelerinin de yer aldığı taşınmazların kaydına ‘satış ve devrin önlenmesi’ şerhiyle ihtiyati tedbir konmuştur.
Davada davacı Süleyman Cemil Bahadır , Korkmaz Yiğit’ten olan 01.01.2008 vadeli 7.584.550 TL meblağlı senedine dayanarak 26 kişiye tazminat davası açmıştır. Mahkemenin dosyası 5 klasördür.
Bu davanın mağdurları Ispartakuleli’lerdir. Benim gibi bu davanın tarafı olmayanların, davanın taraflarını tanımayan pekçok kişinin evlerine satılamaz kaydı konmuştur. Halbuki bizler 4721 sayılı TMK 1023.maddesince ‘Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.’ ilkesine göre iyiniyetli 3. şahıs konumundayız. Davada taraf olmayan 3.kişi olan Ispartakuleli’lerin tedbirin kaldırılması dilekçesi verdikleri tarafımdan görülmüştür.
İhtiyati tedbir kararı taşınmazlara ait tapu kayıtlarının dava sonuçlanıncaya kadar satış ve devrinin önlenmesi şeklinde verilmiştir,sonuçları itibarıyla ağır bir tedbirdir.Mahkemesince daha dikkatli özenli olarak bu talebin karara bağlanması gerekirdi, ama bu kararın kaldırılacağına inancım tamdır.
Karar Anayasanın 35. ve 141. maddesine aykırıdır. Evlerine tedbir konan kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık tazminat davası açma hakları vardır. Dava ticaret mahkemesinde görülmektedir bundan şu anlaşılır taraflar tacirdir. O halde davanın tarafları basiretli tacir gibi davranmalıdır. 8 milyon TL isteyen kişinin parasının varolduğu esastır harç yatırmalıdır. Yok parası yoksa da böyle bir ihtiyati tedbir kararı isteyemez, mahkeme de bu kararı vermemelidir.
Bu davanın davacısı hiçbir harç ödemeden bu davayı açmıştır fakat davacı adli yardımdan yararlanmış olduğundan teminat da yatırmadan bu kararı alabilmiştir. Bu yasanın ruhuna aykırıdır. Adli yardım kararı alan davacının harçtan, teminat göstermeden muaf olması bir nevi sırtını devlete dayayarak harç ödemeden, teminat göstermeden Ispartakulelileri mağdur etmesi kabul edilemez. Bizlerin zararını kim ödeyecek ? Bizleri mağdur eden üzerine kayıtlı malvarlığı olmayan davacıdır, hatta burada devletin de sorumluluğuna gidilebilecektir. O halde bizlerin vergileri ile ayakta duran devletimiz mi Ispartakuleli’lerin zararı ödeyecektir.?
İhtiyati tedbir kararı ile “çıkar dengesi” “menfaat dengesi” davacı lehine Ispartakuleliler aleyhine bozulmuştur. ‘Tebirde ölçülülük’ ilkesi gözardı edilmiştir. HMK 392 – (1) “İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır” 391-2 ç maddesine göre de “ Talepte bulunanın, ne tutarda ve ne türde bir teminat göstereceğini,” hakim takdir edecektir. Dava konusu alacak 7.5 milyon TL civarındadır. Basına yansıyan haberlere göre Ispartakule’de 4.000 konut üzerine tedbir konmuştur. Bu apaçık menfaat dengesine aykırıdır. Ispartakule Bölgesinde 1 konutun ortalama değeri 500 bin TL kabul edilirse 1000 konutun parasal değeri 500 milyon TL ‘dir. Dosyada teminatsız olarak tedbir kararı verilmesi menfaatler dengesine apaçık aykırıdır. Ispartakuleli’lerin mülklerini satamamasından dolayı zararları vardır, dairelerin değeri düşme tehlikesi vardır. Tedbir kararının boyutu Ispartakulelileri mağdur etmektedir.
Ortada açık hukuka aykırı bir karar varken bu kararın gözden geçirilmesi için ben dahil pekçok Ispartakuleli itiraz dilekçesi vermiştir. Bu kararın kısa sürede değerli hakimlerimizce kaldırılacağına olan inancım tamdır. İlerleyen süreçte inancımın tamlığının sonuçlarını birlikte göreceğiz.
Hukuki durum bu iken davacı avukatı ‘Av. Ağsu “…..Tabi daire sahipleri de bu durum karşısında hem daire satın aldıkları şirketlere hem TMSF’ye karşı kendileri uyarılmadıkları için ve ayıplı mal satıldığı için şikâyetçi olabilirler” şeklinde beyanat vermesi avukata yakışmamıştır. Davacı davasını mahkemede sürdürmeli kamuoyuna bu şekilde yönlendirici beyanat vermemelidir.
Aynı şekilde Tüketici Sorunları Derneği Başkanı Aydın Ağaoğlu’nun da’ Bu durum Tüketici Hukuku’na göre gizli hukuki ayıptır. Ve bu ayıbı müteahhit hile ile gizlediğinden ötürü beş yıllık zaman aşımına da tabi değildir. Konutların kullanım ömrü boyunca hak iddia edilebilir. Ev sahipleri uğradıkları bir zarar durumunda tüketici mahkemesi nezdinde haklarını arayabilir. Şu halde bile tüketiciler birlikte hareket ederek bu konutları yapan müteahhitlere karşı dava açıp onların mallarına tedbir koydurabilir” bizleri mahkemede itiraz hakkımızı kullanmak yerine İnşaat şirketlerine yönlendirmesi onları dava etmemizi istemesi yakışıksızdır. Bu şahıs avukat olmadığı gibi Ispartakulelileri şirketlere yönlendirme hakkına sahip değildir. Ancak bu davada itirazlar kabul edilmezse Tüketici olarak bizler bu yola başvurabiliriz.
ISPARTAKULE’deki evlere konulan ve bizleri mağdur eden karara itirazlarımızı yapmalıyız. İnanıyorum ki sayın hakimlerimiz bu akla, mantığa,hakkaniyete aykırı kararlarını en kısa sürede kaldıracak ve bizler Ispartakuleliler olarak gerçek sorunlarımız için emek harcamaya devam edeceğiz. Saygıyla kamuoyuna duyurulur.
Avukat TEVRAT DURAN