Ticari gayrimenkul işlemleri 2013’ ün ilk yarısına göre yüzde 27 arttı!
Doğrudan ticari gayrimenkul işlemleri geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 27’lik artış göstererek 294 milyar Dolar’a ulaşmış oldu. JLL, 2014 yılı işlem hacminin 700 milyar Dolar’ı bulacağını öngörüyor.
2014’ün ilk yarısında ticari gayrimenkule yönelik artan yatırım iştahı, dünyanın büyük bir bölümünde işlem hacimlerinin artmasında lokomotif görevi yaptı. Böylece doğrudan ticari gayrimenkul işlemleri, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 27’lik bir artış sağlayarak 294 milyar Dolar’a ulaşmış oldu. Amerika kıtası ve Avrupa’da beklentilerden daha iyi bir performans gösterilmiş olması ve Asya Pasifik Bölgesi’ndeki istikrarlı işlem hacmi JLL’in tüm yıl için olan işlem hacmi tahminini 650 milyar Dolar’dan 700 milyar Dolar’a çıkardı.
JLL Uluslararası Sermaye Grubu Direktörü Arthur de Haast bu konuda şöyle yorum yapıyor: “Küresel ticari mülk yatırım pazarları, güçlenen ekonomik veriler sayesinde iyi bir performans göstermeye devam etmektedir. Bir taraftan en son 2006’da görülen işlem seviyelerine yaklaşırken, bu döngünün tabiatı çok farklıdır. Son 12 – 18 ay içinde borç piyasalarının geri dönüşü, elbette yatırımcı güveninin geliştirilmesinde ciddi bir rol oynamıştır fakat işlem hacimlerindeki bu artışların ana lokomotifi, gittikçe artan bir şekilde özkaynak sermayesinin doğrudan ticari gayrimenkule yönelmesidir.”
Amerika kıtası
Küresel işlemlerin hacmindeki en büyük büyüme, 2014 yılının ilk yarısında bir önceki yıla oranla yüzde 43 artış gösteren Amerika kıtasında gerçekleşti. Katalizör görevini sürdüren Amerika Birleşik Devletleri’ne bu çeyrekte Meksika ve Brezilya da katıldı. Bu iki ülkede 2014 yılı ilk yarısında gerçekleşen endüstri ve perakende portföy işlemleri hacmi, şimdiden her iki ülkenin 2013 yılı toplamlarının çok üzerine çıkardı.
Avrupa
İlk yarıya ilişkin işlemlerin geçen yıla göre yüzde 34 arttığı Avrupa hacimleri, büyüme açısından pek de geride değil. 2014’ ün ikinci çeyreği, bir önceki yıla göre yüzde 50 oranında daha yüksek. Tüm bölgede işlem hacimlerindeki artış çekirdek piyasalarda büyümeyi destekliyor. Güney Avrupa, Benelüks ülkeleri ile Orta ve Doğu Avrupa’nın tümünde, 2013’ün ilk yarısına kıyasla yüzde 50’nin üzerinde artış kaydedildi. İşlemlerdeki artış geniş bir tabana yayılıyor. İngiltere, Fransa ve Almanya’daki çekirdek piyasalar da 2013’ün ilk yarısına göre yüzde 30 büyüme gösterdi.
Asya Pasifik
Yılın başlangıcında sakin seyreden Asya Pasifik’teki işlem faaliyeti, sonraları artış gösterdi. 2014 yılının ilk yarısında kaydedilen 32 milyar Dolar, 2013’ün ikinci çeyreği ile uyumlu ilerledi ve 2013’ün ilk yarısındaki işlem hacminin yüzde 8 altında kaldı. Japonya, son çeyreklerin yıldız oyuncusu oldu; ancak ikinci çeyrekte, yatırımcılar, güçlü bir yıl başlangıcının ardından alım oranlarını azalttı. Avustralya’daki işlem hacmi tek seferde gerçekleştirilen büyük GYO özelleştirmesiyle sıçrama yaparken, Çin ve Güney Kore’de işlemler zayıf geçen birinci çeyreğin ardından toparlandı.
JLL Global Piyasalar Araştırma Direktörü David Green Morgan bu durumu şöyle özetliyor: “Yükselen ekonomilerden gelen yeni sermaye kaynakları, son birkaç yılda birçok defa manşetlerde yer almıştır. Fakat işlem piyasasındaki bu artışın en önemli kaynağı, emeklilik fonları, özel sermaye gibi geleneksel sermaye kaynaklarının yeni kaynaklarla işbirliğine gitmesi ve doğrudan gayrimenkule yönelmeleridir. Kısa ve uzun dönem faiz oranları tüm dünyada tarihsel olarak en düşük seviyedeyken, doğrudan gayrimenkul sermayeyi cezbetmeye devam ediyor.”
JLL Türkiye Sermaye Piyasaları Direktörü İdil Hamzadi ise Türkiye’deki durumu şöyle özetliyor: “Küresel ticari gayrimenkul piyasaları zirve bir dönem yaşarken Türkiye maalesef halen bu pastadan çok az bir pay alıyor. Bunun en büyük etkenleri arasında 2014 yılındaki politik belirsizliğin ekonomiye etkisi yer alıyor. Nitekim; bu durum Türkiye gayrimenkul piyasası için yurtdışı finansman kaynaklarının kısılmasına da sebep oldu. Ancak, Türkiye’nin potansiyeli ve yatırım yapılabilir, dünya standartlarındaki gayrimenkullerin sayısının artmasıyla küresel sermayenin 2015 yılından itibaren tekrar Türkiye’ye yönelmesini bekliyoruz”.