Genel

TİSK, konut yatırımlarından ders çıkartılması gerektiğini söyledi!

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) ekonomi bülteninde, Avrupa’da yoğunlaşan sorunlar ve küresel boyuttaki kur mücadelesinin, ulusal ekonomilerde tedirginliği artırdığı belirtildi

TİSK, Kasım ayı verilerine ilişkin "aylık ekonomi bültenini" yayımladı.
       
Bültende, dünya ekonomisinin yılın son çeyreğinde yeni kırılmalar yaşadığı, Yunanistan’dan sonra İrlanda’nın da borç krizine girdiği ve Avrupa Birliği ile IMF’nin denetimine tabi olmayı kabul ettiği hatırlatılarak, İrlanda’ya verilmesi kararlaştırılan 85 milyar avroluk paketin piyasaları rahatlatmadığı belirtildi. Bu durumdan Türkiye dahil birçok ülkenin, özellikle cari açık, bütçe açığı, konut yatırımları ve şeffaf yönetim konularında dersler çıkarması gerektiğine işaret edilen bültende, Avrupa’da yoğunlaşan sorunlar nedeniyle küresel krizde ’ikinci dip’ tehlikesinin tartışılmaya başlandığı kaydedildi.
        
-PARA VE MALİYE POLİTİKASI-
        
Uluslararası gelişmeler ve yapısal önlemler konusundaki yavaşlığın 2010 Ekim ayında tüketici güveninin azalmasına neden olduğu ifade edilen açıklamada, 2010 Ekim ayında Tüketici Güven Endeksinin, bir önceki aya göre yüzde 1,54 oranında azaldığı, Eylül ayında 90,41 olan endeksin Ekim ayında 89,02 düzeyine gerilediği belirtildi.
        
Merkez Bankası’nın bayram öncesi para politikasında yeni bir atak yaptığı ve kanuni karşılık oranlarını yükselttiğine yer verilen bültende, "Bu çerçevede, zorunlu karşılık oranları 1 Ekim 2010 tarihinden itibaren Türk parası yükümlülüklerde 0,5 puan artırılarak, yüzde 5,5’e, yabancı para cinsinden yükümlülüklerde ise 1 puan artırılarak, yüzde 11’e yükseltilmiştir. Uygulanan karşılıklar politikası ile TCMB piyasadan yaklaşık 2,1 milyar Türk lirası ile 1,5 milyar doları çekmiştir" denildi.
        
Bültende, Merkez Bankası’nın kanuni karşılık oranlarını yükselttiğini ancak ülkeye giren kısa vadeli sıcak paranın, para politikasının etkinliğini zayıflattığı kaydedildi.
        
Merkez Bankasının, yaptığı bu atak ile bir taraftan hızla artan kredi genişlemesini yavaşlatmayı, diğer yandan da döviz kurları üzerinde aşağıya doğruya gidişi engellemek istediği ifade edilen bültende, şu görüşlere yer verildi:
        
"TCMB;nin bu hedefine karşın, gerçekleşmeler arzulandığı şekilde oluşmamıştır. Türkiye;ye giren kısa vadeli sermaye (sıcak para) hacminin yüksek olması TCMB;nin para politikasının gücünü ve etkinliğini azaltmıştır. Bu nedenle, özellikle 2011 seçimleri sonrası kurulacak yeni hükümetin sermaye hareketlerinin serbestliğini tartışmaya açması gerekecek gibi görünmektedir."
        
Bültende, 2011 yılında bütçe tasarısına eklenmeyen vergi ve sigorta affı gelirlerinin nasıl kullanılacağının yılın bütçe disiplininin belirleyicisi olacağı belirtilirken, "Bu gelirlerin yeni harcamaların finansmanında kullanılması yerine bütçe finansmanında kullanılmasının, cari açık ve enflasyon açısından ekonominin rahatlamasını sağlayacağı düşüncesindeyiz" denildi.
        
TİSK’in ekonomi bültenindeki diğer değerlendirmeler şöyle:
        
"Avrupa’da yoğunlaşan sorunlar ve küresel boyuttaki kur mücadelesi, ulusal ekonomilerde tedirginliği artırdı.
        
Türkiye’de sanayi sektörüne ait göstergeler olumlu yönde değişti.
        
Dış ticaret açığındaki yüzde 104,3’lük artış cari işlemler açığının geçen yılın aynı ayına göre 3 kat artmasının temel nedenini oluşturdu.
        
Küresel gelişmelerden ve özellikle İrlanda örneğinden Türkiye;nin cari açık, bütçe açığı, konut yatırımları ve şeffaf yönetim konularında dersler çıkarması gerekiyor."
A.A