TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası'ndan İzmir depremi uyarısı!
Bir yıl önce İzmir’de meydana gelerek 117 vatandaşın hayatını kaybetmesine neden olan depremin yıl dönümünde TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından açıklama yapıldı.
Geçen yıl İzmir’in Bayraklı ilçesini vurmuş olan ve 117 kişinin hayatını kaybettiği, 1032 kişinin ise yaralandığı depremde 9 adet bina yıkılmış, 100 adet binanın yıkımı için ise acil karar alınmıştı. SoL’da yer alan habere göre; TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, depremin birinci yılında açıklamalarda bulundu.
Derhal durdurulmalı
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası’nın depremin birinci yılında yaptığı açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Bayraklı’da depremden zarar gören bazı vatandaşlarımızın çaresizliğinden yararlanmak isteyen bazı müteahhit firmalar ile bunların belediyelerde yuvalanmış işbirlikçileri sayesinde gündeme taşınan ve olası bir depremde daha büyük acıların yaşanmasına neden olabilecek “emsal artışı” düzenlenmesi ile imar planının değiştirilmesi hususu derhal durdurulmalı ve iptal edilmelidir."
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası uyarıda bulundu
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından yapılan açıklamalarda şu maddeler yer aldı;
“İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından İzmir ili genelinde yerleşim birimlerinin bulunduğu alanlarda, tüm afet türlerine ilişkin çalışmaları içerecek şekilde ayrıntılı mikrobölgeleme çalışmaları acilen başlatılmalı, kentin afet risk tehlike haritaları hazırlanmalı ve buna ilişkin tedbirler belirli bir strateji çerçevesinde alınmalıdır.”
“Bayraklı’da depremden zarar gören bazı vatandaşlarımızın çaresizliğinden yararlanmak isteyen bazı müteahhit firmalar ile bunların belediyelerde yuvalanmış işbirlikçileri sayesinde gündeme taşınan ve olası bir depremde daha büyük acıların yaşanmasına neden olabilecek “emsal artışı” düzenlenmesi ile imar planının değiştirilmesi hususu derhal durdurulmalı ve iptal edilmelidir.”
“Depremde zarar gören ve Bayraklı’nın bataklık alanında evleri hasar gören vatandaşlarımız için farklı bölgelerde depreme dayanıklı konutlar sosyal devletin bir gereği olarak ilgili belediyeler veya merkezi idare tarafından yapılmadır.”
“İzmir Bayraklı’ya 70 km. mesafede bulunan bir fayın ürettiği Mw.6.9 büyülüğündeki depremde; proje müellifleri tarafından hazırlanmış, fenni mesul ve belediyelerin imar müdürlüklerinin denetim ve onayından geçerek yapı ruhsatı verilmiş, yine tamamlanmasından sonra ilgili belediyesince yapı kullanma izin belgesi verilmiş çok sayıda binanın hasar görmesi, bunlardan bazılarının göçmesi sonucunda 117 vatandaşımız yaşamını yitirmesi imar, planlama, yapı üretim ve denetim süreçlerindeki zaafiyeti açıkça göstermektedir. Yıkılan binalar için İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmalar sonucunda açılan davaların savsaklanmasına izin verilmemeli, sorumlular ortaya çıkarılarak en ağır cezalar verilmelidir.”
“İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı sadece 117 kişinin yaşamını yitirmesine neden olan ve yıkılan binaların yapımında sorumluluğu olanlarla sınırlı değil, bu alanda evleri ağır, orta veya az hasar gören binalarda sorumluluğu olanlar için de soruşturma açmalı, kusuru veya hatası olan kişiler hakkında gerekli davalar açılmalıdır.”
Tablonun iyi olduğunu söylemek mümkün değil
30 Ekim tarihinde gerçekleşmiş olan depremin birinci yılında yapılan açıklama; “Sonuç olarak 30 Ekim depreminin 1. yıldönümünde geçen bir yılda yapılanlara bu çerçeveden baktığımızda karşımızdaki tablonun iyi olduğunu söylememiz ne yazık ki mümkün değildir. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak bizler de bir daha böylesi olumsuz bir tablonun ortaya çıkmasının önlenmesi adına, 117 vatandaşımızın yaşamını yitirdiği ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dava konusu edilen “Yağcıoğlu, Yılmaz Erberk, Barış sitesi (B ve D Blok), Emrah Apartmanı, Rızabey Apartmanı, Karagül Apartmanı, Doğanlar Apartman ve Cumhuriyet Sitesi (A blok)” binalarının yıkılmasında sorumluluğu bulunanların ortaya çıkarılması için “depremzedelerin yanında” davalara müdahil olma kararı verdik. Bu kararın gereği olarak Odamızın İzmir Şube Yönetim Kurulu tarafından oluşturulan takip sekretaryası vasıtasıyla açılan davalar ve süreç takip edilecek olup, diğer ilgili meslek ve sivil toplum örgütleri ile ortaklaşa çalışmalar yürütülecektir” ifadeleriyle son buldu.