Genel

TOKİ 60 şehirde 193 kentsel dönüşüm projesi yürütüyor!

TOKİ 60 şehirde 193 kentsel dönüşüm projesi yürüttüklerini söyleyen Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkan Yardımcısı Mehmet Özçelik, konut projelerinde yangınlara karşı dirençli malzeme kullandıklarını belirtti.

İstanbul’da gerçekleştirilen Ulusal İtfaiye Sempozyumu’na katılan Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkan Yardımcısı Mehmet Özçelik, “Türkiye’nin en büyük konut üreticisi olarak, özellikle “can güvenliği” temelinde gerek yapısal gerek işlevsel boyutta bir planlama ile ilerliyoruz” dedi.

Konut projelerinde yangınlara karşı dirençli malzeme kullandıklarını söyleyen Özçelik, “Yangınlar büyük ölçüde plastik, poliüretan ve polistren gibi yanıcı malzemelerden kaynaklandığı için, ürün kullanımında hassasiyet gösteriyoruz.   İdaremiz tarafından inşa edilen yapılarda yangının dış cephelerde yürümemesi için yangına dayanıklı dış cephe malzemeleri kullanıyoruz” diye konuştu.

“Şehirlerimizi geleceğe taşımak için, “insan ve mekan” ekseninde fiziki ve sosyal alanlardaki tüm unsurları çok boyutlu olarak ele alıyoruz; yaşam alanlarımızı daha güvenli ve konforlu hale getirmeye çalışıyoruz” diye konuşan Özçelik sözlerine şu şekilde devam etti:  “Nüfus artışı, göçler ve kentsel yenileme gibi nedenlerden dolayı ülkemizde konut sektörünün önemi giderek artarken, daha nitelikli ve güvenli yapılara ihtiyaç duyuluyor.  Konut talebindeki artış nedeniyle Türkiye’de her yıl yaklaşık 800 binin üzerinde konut üretilmesi gerekiyor. Satılan konut rakamlarına bakarsak, yapı güvenliğinin ne derece önemli olduğu kendini açıkça gösteriyor. Geçen yıl ülkemizde 1 milyon 341 bin konutun satışı yapıldı, bu yıl da yeni bir rekorla 1 milyon 400 bin satış ile tamamlanacağını öngörüyoruz.  Dolayısıyla ülke ekonominin lokomotifi olan sektörümüzün, geleceğin güvenli şehirlerini kurmada büyük bir sorumluluğu var.” 

60 şehirde 193 kentsel dönüşüm projesi

Türkiye’nin en büyük kentsel dönüşüm hareketinin TOKİ tarafından yürütüldüğüne ve bu kapsamda 60 şehirde toplam 53 milyon metrekare alanda 193 aktif kentsel dönüşüm projesi yürüttüklerini söyleyen Özçelik, “İdare olarak tüm çalışmalarımızı “sürdürülebilir şehirler hedefiyle” hayata geçiriyor. Sürdürülebilirlik açısından üzerinde durduğumuz unsurların başında afetlere dirençli planlı bir yapılaşmanın ortaya konulmasıdır.  Yangın ve diğer afet zararlarını azaltmaya yönelik şehir planlaması ve yapılaşmada, ön planda bazı tutulan kritik noktalar bulunuyor: Risk açısından değerlendirilmesi gereken bu alanlar arasında, “Şehirsel ölçekte hasar görebilirlik, doğru arazi kullanımı, nüfus yoğunlukları, ulaşım ve altyapı sistemleri, okul-hastane gibi kritik donatı alanlarının tespiti ” öne çıkıyor” dedi.

Yapılardaki riskler minimize edilmeli

Deprem kuşakları üzerinde yaşamanın kaçınılmaz bir gerçek olduğunu da sözlerine ekleyen Özçelik, bu nedenle yapılardaki riskleri minimize edecek şekilde bir planlama yapmak zorunda olduklarını dile getirdi.

Ülkemizdeki binalarda yapısal ve yapısal olmayan 2 ana risk unsuru bulunduğunu söyleyen Özçelik, “Taşıyıcı ve taşıyıcı olmayan yapı unsurlarındaki hatalar, binaların yıkılması, yanması sonucu gibi ağır sonuçlar ortaya çıkarıyor.  Bilhassa zemin özellikleri dikkate alınmaması, projelere öngörülen dışında yapılan müdahaleler, can ve mal kayıpları ile sonuçlanıyor. Mekan ve zemin uygunluğunu yanında önem taşıyan bir diğer unsur ise İmar Planları. Kentleşme ve yoğun yerleşmenin ortaya çıkmasıyla, yangın önlemleri, şehir planlaması kapsamında ele alınmaya başlanmıştır. Bu doğrultuda imar planlarında, konut, ticaret, sanayi gibi fonksiyon bölgeleri oluşturulması öngörülmüştür. İmar Planı kapsamında belirlenen yapı yoğunluğu ve kat yüksekliklerine ilişkin kararlara uyulması, olası risklerin minimize edilmesi bakımından büyük önem arz ediyor” açıklamasını yaptı.

Yangın riskleri üzerine yapılan araştırmalarla ilgili de konuşan Özçelik,  “Araştırmalar bu alanda kat etmemiz gereken bir yol olduğunu gösteriyor. Araştırma sonuçlarında, Türkiye’de 2007 öncesinde yapılan 10 kat üzerindeki binaların, yapı kalitesi nedeniyle yangın açısından büyük risk taşıdığına işaret ediliyor.  Dolayısıyla hem üzerinde bulunduğumuz coğrafya, hem de sorunlu ve riskli bina oranlarımızdaki yükseklik nedeniyle, yangın risklerini de binalar gibi kentsel ölçekte planlayarak bertaraf etmemiz gerekiyor” diye konuştu.

TOKİ olarak tüm yapılarda duman dedektörleri, ısı algılama dedektörleri, gaz dedektörleri gibi yangın ihbar sistemleri kurarak yangına erken müdahale imkanı sağladıklarını söyleyen Özçelik, “Tabi burada ulaşım ağı da büyük önem taşıyor.  Olası bir yangın anında binalara hızlı müdahale için, ulaşım yolları ilgili yönetmeliklere uygun olarak projelendiriliyor. Bina yerleşimleri de, yapı yaklaşma sınırları göz önünde bulundurularak, yangının bir binadan diğerine sıçramasına imkan vermeyecek şekilde tasarlanıyor” dedi.

Herkesin kendi uzmanlık alanlarında farklı gayretler ortaya koyduğunu belirten Özçelik, “İnanıyorum ki bu çaba ile milletimiz daha güzel şehirlerde, yaşayacak ve kalkınmış bir Türkiye idealine hep birlikte ulaşacağız” diye konuştu.