Tolga Ok: Yüksek yapılar en güvenli yapılardır!
İMO Şube Başkanı Tolga Ok, ilimizde müteahhitlere getirilen kat sınırlamasını değerlendirdi. Ok, bu konuda öncü kuvvetin kamu olması halinde sorunları çok çabuk aşacaklarını ifade ederek, “Yüksek yapılar en güvenli yapılardır” dedi
İMO Şube Başkanı Tolga Ok, ilimizde müteahhitlere getirilen kat sınırlamasını değerlendirdi. Ok, bu konuda öncü kuvvetin kamu olması halinde sorunları çok çabuk aşacaklarını ifade ederek, “Yüksek yapılar en güvenli yapılardır” dedi
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Kocaeli Şube Başkanı Tolga Ok, Pazartesi Buluşmaları’nın bu haftaki konuğu oldu. Kent dinamikleri ve yöneticileriyle samimi ve uyumlu ilişkileri olan Ok, geçmiş dönem çalışmaları, gelecek planlamaları, sektörün sorunları ve birçok konuda önemli bilgiler verdi. Sempatik ve uyumlu yapısıyla geniş bir kesim tarafından sevilen bir isim olan Ok, İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan’ın müteahhitlere getirilen kat sınırlamasının kaldırılması gerektiği açıklamasına teşekkür ederek, “Sektör ve sektörün sorunlarını bilenlerle birlikte bürokratik engelleri aşmaya çalışacağız. Öncü kuvvet ve ön açanlar kamu olduğu sürece sorunların daha çabuk çözüleceğine inanıyoruz” dedi.
Tolga Ok’la yaptığımız söyleşinin detayları şöyle:
KENT ESTETİĞİ ÖNE ÇIKARILMALI
İnşaat Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesi’nin olağan kongresinde yeniden başkan seçildiniz. Tebrik ederim. Geçen dönem hedeflerinizi gerçekleştirebildiniz mi?
Öncelikle bize güvenen inanan herkese ve seçimlerimize katılan ve katılamayan tüm üyelerimize teşekkür etmek istiyorum. Demokratik, uygar bir kongre ve zengin bir seçim süreci yaşadık. Bizlere oy versin, vermesin kardeşlik bilinci ile bütün arkadaşlarımız ile dayanışma içindeyiz. Seçim bitmiş, hizmet yarışı başlamıştır. Bugüne kadar yapılan dönemsel aktivitelerin üstünde bir çaba harcadık. Yönetim kurulu toplantılarını şeffaf olarak gerçekleştirdik. Teknik geziler, sosyal etkinlikler ve meslek içi eğitimler yaparak özverili çalışmalarda bulunduk. Yeni dönemde eksiklerimizi tespit edip daha etkin, üretken ve çağdaş bir oda faaliyetleri ile yolumuza devam edeceğiz. Üyelerimiz ve öğrencilerimizin meslek gereksinimlerini ve uyumlarını sağlamak amacıyla akademik faaliyetlerimize ağırlık vereceğiz.
Oda olarak yeni dönemde hayata geçirmek istediğiniz projeler nelerdir, bahseder misiniz?
Malum mezun olan üyelerimiz, özel sektörde veya kamuda görev almaktadır. Bu arkadaşlarımızın üstün vasıflar kazanması, mesleklerinde en iyi olmaları konusunda istek ve dileklerini gerçekleştirmek amacındayız. Sektörel alanımız inşaat olduğu için proje, uygulama ve denetim zincirlerinde görev alan ve görev alacak olan meslektaşlarımıza üniversite, kamu ve özel sektör marifeti ile deneyimli ve birikimli hocalarımız, büyüklerimizin vasıtası ile kazanımlarını arttıracağız. Bürokrasideki çarpıklıkları, uzun ve zaman çalan tutum ve davranışların sadeleştirilmesi, kolaylaştırılması için çözüm önerileri ve mevzuat çalıştayları yapacağız. İnşaat sektörünün zincir bağlantılarında kalitenin ve toplum yararının, kent estetiğinin öne çıkarılması konularını işleyeceğiz.
Mühendis itibarının yükseltilmesi ve etik değerlerin öne çıkarılması, sağlam ve kaliteli yapıların kente ve ülkeye kazandırılması için zincirin baklalarını güçlendireceğiz. Yetki ve sorumluluk alanlarının, görev ve sorumluluk tanımının sınırlarının belirlenmesindeki konuları tartışmaya/müzakereye ve bilgilendirilmesine çalışacağız.
YENİ DÜZENLEMELER GEREKLİ
İnşaat sektörü 2016’ya nasıl bir giriş yaptı? Sizler açısından olumlu mu, olumsuz mu?
İnşaat sektörü, ülke ekonomik sektöründen bağımsız olmadığı için elbette olumlu ve olumsuz etkilenmeler olmuştur. Ülkeye kazandırılan büyük yatırımlar, bilhassa ulaşım ağındaki yatırımlar bir ivme kazandıracaktır. Kapsama alanımız yol, baraj, tünel v.s. gibi her türlü yatırımlar olduğu için inşaat sektörü temel ve ana bir sektördür. Doğurgan karakterlidir. Ayrıca uluslararası niteliğinden dolayı dış ülkelerdeki ticaret hacmimiz bu sektörde de faaliyetlerini yürütmektedir.
Ülke ve kent insanına hizmet eden öncül konut yatırımları süratle devam etmektedir. Maliyet ve satış açısından iyi değerlerdedir. İnsanın esas ihtiyaçlarından olan barınma sorunu gerek kamu gerek özel sektörce karşılanmaktadır. Göç ve nüfus artışı da hızla devam etmektedir.
2016 yılının siyasi ve ekonomik istikrar yapısı bozulmadığı sürece daha da parlak bir geleceği olduğu muhakkaktır. Sektör, malzeme temin ve tedariğinde bir sıkıntı çekmemektedir. Ekip, işçi, usta yönünden nicelik ve nitelik olarak artırılmasında sorunları vardır. Bu yapının disipline edilmesi, sertifikasyonun çoğaltılması, işçilik kalitesinin yükseltilmesi gerekmektedir. 2016 yılından umutluyuz.
Konut fiyatları ve konut alıcıları arasındaki şu anda nasıl bir hareket var?
Yapıların arsa maliyeti değerleri yükselmekte ve yüksek seviyelerdedir. Devletin ve yerel yönetimlerin imar ve planlamasında yeni açılımlara ve yeni düzenlemelere gerek duyulmaktadır. Yeni düşük değerli arsaların üretilmesi gerekmektedir. Yeşil alan ve ekolojik dengeyi muhafaza ederek konut planlarının gözden geçirilmesi ve yeni uydu kentler üretilmesi gerekmektedir. Binaların yüksek, çok katlı binalar olması arsa maliyeti parametresini düşürecektir. Yaygın ve dağınık yapılanma ortak hizmetlerin götürülmesini ve maliyetini yükseltmektedir. Ayrıca yüksek yapılar kentlilik bilincini ve ortak yaşam kültürünü geliştirecektir. Konutların bir sicil kaydı, karnesi, belgeye dayalı sertifikaları alım-satım aşamasında ulaşılabilir ve kolayca temin edilebilir olmalıdır. Konut alımında sonraki (kullanım aşamasında) şikayetlerin uzun ve bilinmez yollardan çıkartılıp şikayetin kurumsallaştırılması ve kolay sonuç alınır hale dönüştürülmesi gerekir.
NEVZAT DOĞAN’A TEŞEKKÜR
Kocaeli’de devam eden kentsel dönüşüm çalışmaları noktasında sizlerin görüşleri alınıyor mu?
İlgili ve yetkililerle temas halindeyiz. Sürecin içine dahil olmaya çalışıyoruz. Yapısal çerçevelerde rol almak istiyoruz. Kentsel dönüşümün mevcut sahiplerinin rızası doğrultusunda bir uygulama esas alındığından özel sektörün değil de; planlama, paydalaşma değer tespitinde kamu yönetiminin öncül olmasını istiyoruz.
“Kentsel dönüşüm” demişken TOKİ ve Kent Konut’un çok katlı binalar yapmasına izin verilirken, müteahhitlere 3 buçuk kat sınırlaması getirilmesini nasıl değerlendirirsiniz?
Daha önceki sorularda da değinildiği gibi her türlü zemin ve şartlarda mühendislik gereği yüksek yapı kent estetiğini, alt yapı hizmetlerini, ekolojisini bozmayacak şekilde faydalı olacaktır. Ayrıca yüksek yapılar teknolojik kaliteyi ve ortak yaşam kültürünün gelişmesini hızlandıracaktır. Ferah ve huzur veren çok katlı yapıların özel sektörce de yapılmasının önündeki engellerin kaldırılmasına, sektörün diğer örgütleri ile de birlikte hareket edilmesine gayret harcayacağız.
İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan, TOKİ ve Kent Konut’a verilen hakkın müteahhitlere de verilmesi gerektiğini savundu. Bu sizce olumlu bir gelişme getirebilir mi?
Öncelikle sayın başkanıma teşekkür ederiz. Sektör ve sektörün sorunlarını bilenlerle birlikte bürokratik engelleri aşmaya çalışacağız. Öncü kuvvet ve ön açanlar kamu olduğu sürece sorunların daha çabuk çözüleceğine inanıyoruz. Ayrıca Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde de sorumlu ve yetkili kişilerle bağlantı halindeyiz. Onlar da bu konularla ilgili sıkıntıları çözmek için gayret göstermektedirler. Bundan dolayı kendilerine teşekkür ediyoruz.
Dünyada yapılan yüksek yapılar en güvenli yapılardır. Yüksek yapılardan olan Petronas kulelerinde zeminde sorunlar çıkmış ama mühendislik bu sorunları aşmıştır. Palmiye adalarındaki yapılar kumun üstüne yapılmıştır. Türkiye’de ise yapılmakta olan İzmit Körfez Geçiş Köprüsü ve Üçüncü Boğaz Köprüsü’nde de ileri teknoloji kullanılmıştır. Gelişmiş ülkelere baktığımızda yapı stoğu bir açıdan yapıları ile kendini göstermektedir. Medeniyet ve uygarlık ilişkisi göze çarpmaktadır. Bundan yüzyıllar önce yapıların yapım teknolojisi ve malzeme kullanımı çok mesafe kat etmiştir. Eski, kara düzen ve teknolojik üstünlük gerektirmeyen yapı modellerini terk etmemiz gerekir. Japonya’da nerdeyse her ay deprem olmaktadır. Lakin herhangi bir maddi ve can kaybı söz konusu olmamaktadır. Unutmayalım ki dünyada üretilemeyen tek ürün yeryüzü alanıdır, arsasıdır.
İLERLEME VAR YETERLİ DEĞİLDİR
Deprem bölgesinde yer alan ilimizde, yapılaşma konusunda yol kat edildi mi? Ne durumdayız?
Depremler doğal ve doğa olaylarıdır. Bu bir sistem gereğidir. Şöyle düşünebiliriz. Yumurtayı örnek alırsak yumurta kabuğu ne ise yer kabuğu da odur. Bu fay zonları ve plakaların hareketliliği dünyanın yapısı gereği bir enerji boşalmasıdır. Yer kabuğu plakalarının hareketliliği hem bir zenginlik, hem risk içermektedir. Enerjisi boşalmış bir yer kabuğunda bulunmamız enerji biriktirene kadar büyük depremlere gebe değildir. Bu aşamada eski yapıların dönüşüme uğraması gerekmektedir. Elbette projelendirme, yapım uygulaması ve yapı denetimi yönünden gelişim ve değişim yaşanmıştır. İlerleme vardır ama yeterli değildir. İleride olabilecek depremlere karşı zamanımız varken bilimsel ve teknolojik gelişmenin gerisinde kalamayız, kalmamamız gerekir. Bu konuda yönetsel ve bilimsel çalışmalara, uygulamalara hız vermemiz gerekir. Sektörde uluslararası alanlarda itibar sahibi dünyaca ünlü müteahhitlerimiz vardır. 80 ve 90’lı yıllarda Bolu Tüneli’nin yıllarca sürüncemede kalan safhadan, bugün onun katlarındaki tünelleri kolaylıkla ve kısa sürede bitirebiliyoruz.
Sizlerin deprem konusunda meslektaşlarınıza yönelik eğitimleriniz oluyor mu?
Sistemde okuldan mezun olup diploma alan arkadaşımızın bir daha fakülte ile zorunlu ilişkisi maalesef yok. Eskiden askerlikte silah ve donanım değişince terhis olanları kışlaya çağırır, yeni duruma uyum için eğitime tabi tutarlardı. Mezun olduktan sonra branşlaşma, ihtisaslaşma başladığı için herkes kendi alanında uzmanlaşma gayreti içindedir. Bilimsel gelişmelerin kaynağı olan üniversitelerimiz ile depremle ilgili mevzularda çalışan arkadaşlarımızın, gerçi inşaat mühendisliğinin bütün alanlarını kapsıyor. Yeni hesap, sistem ve uygulamaları için karşılıklı ilişkiler içinde oluyoruz. Lakin bu bağı zorunlu hale getirip sertifikalandırma tarzında daha da yaygınlaştırılıp kuvvetlendirmemiz gerekiyor. Bu dönemde bu ve benzeri konularda daha sık seminer, eğitim ve bilgilendirmeleri kuvvetlendireceğiz. Statik programların üniversiteler ve/veya diğer akreditasyon kurumlarından onay alınmasına çalışacağız. Okullarda öğrendiğimiz bilgilerin uygulamada çıkan sıkıntılarla karşılaştırılıp, müfredatta değişiklik ve düzenlemelerin yapılmasına ön ayak olacağız.
Kent erkleriyle İnşaat Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesi’nin ilişkileri ne düzeyde?
Resmi kurumlar, akademik ve meslek ilişkili odalar, sektörde söz sahibi temsilciler, yöneticilerle uygulamadaki eksik ve kusurların giderilmesi için iletişim yolları sürekli açıktır. Alınması gereken önlemler istişari yöntemle ortak hedef kilitlenmesi olarak belirlenmektedir. İlişkiler periyodik olarak ve/veya konunun aciliyetine binaen görüşmeler, toplantılar tarzında gelişmiştir. Konuları analitik ve sistematik bir usul ile ele alıp aciliyet sırasına göre yakın planda ve uzak zamanda hedefler ve yapılabilirlik oranında bir programlama ile sürmektedir. Kentin sivil toplum örgütleri ve kamu oyu bilgilendirmesi tarzında çalışmalar yapılmaktadır. Mühendislik gerekleri, ihtiyaçlar ve topluma yararlar çerçevesinde kent refah seviyesi, halkın memnuniyeti ile örtüşmesi için ilişkiler devam etmektedir. Kent erkleri ile uygulanacak projelerin planlama aşaması dahil uygulama sorunları yerindelik uygulaması yapılmadan gözden geçirilmektedir. Çünkü yatırımın, faaliyetlerin mutlaka bir yerinde (proje, uygulama, denetim) bir meslektaşımız konunun muhatabı bulunmaktadır.
MİMAR SİNAN’IN YOLUNDA OLACAĞIZ
Sizlerin oda olarak sorumluluklarınız nelerdir? Belirli konularda toplumsal sorumluluk duyuyor musunuz?
Odamız, 1954 tarih 6235 sayılı TMMOB Kanunu kapsamında kurulmuş ve resmi faaliyet sürdürmektedir. Hatta mühendislerinde bir yeminleri vardır: “Bana verilen mühendislik ünvanına layık olmaya, onun bana sağladığı yetki ve sorumluluğu bilerek, hangi şartlar altında olursa olsun onları ancak iyiye kullanmaya, yurduma ve insanlığa yararlı olmaya kendimi ve mesleğimi maddi ve manevi alanlarda yükseltmeye çalışacağıma namusum üzerine yemin ederim” tarzındadır. İngilizce “civilisation”(medeniyet) kökenli olan “civil engineer” inşaat mühendisinin İngilizce tabiridir. İnşaat mühendisliği bu ülkenin kalkınmasında, maddi refah düzeyinin yükseltilmesinde, mamur şehir ve yapıların yapılmasında, diğer meslek dalları ile beraber bir ana damardır. Şehirlerin yaşam koşulları ne kadar rahat, düzenli, sıkıntısız ve kaliteli ise yol, tünel, baraj, köprü, binalar, konutlar gibi yapılarda sorumluluğumuz ve imzamız vardır. İnsanların yaşanılabilir, mutlu oldukları, rahatça yaşadıkları, kolay ulaşabildikleri yapılar ürünlerimizdir. Toplumsal sorumluluklarımız mutlu, kaliteli, ekonomik, dayanıklı, güzel eserlerin gerçekleşmesidir. İmrenilen, özenilen, gıpta ile bakılan bir dünya mirası bırakmaktır.
Son olarak üyelerinize veya sektöre dair sizlerin başka düşünceleri varsa bunları da iletelim…
Kaliteli, bilgili, ahlaklı, ciddi bir meslektaşlar oluşturmak, geleceğe miras eserlerle anılmak onurumuz olacaktır. Herhangi bir ücret almadan, ilgili bütün yurttaşlarımıza bilgi hizmeti verilmektedir. İyi, güzel ve doğrunun lafta değil belgelerle kalitenin belgelendiği, belirlendiği bir süreç ve sektör arayışındayız. Etki ve yetki alanlarının genişletilmesi ve sektörün ekonomik düzeyi ile koşutluk arz ettiğinden daha güvenli, hasar almasından korkulmayan dünyaca ünlü uluslararası ünvana sahip meslektaşlar yetiştirmek ülke, kent ve milletimizin gururu olacaktır. Nasıl Mimar Sinan dünyaca ünlü miraslar bıraktı ise bizler de onun yolunda olacağız. Güzel sorularınız için sizlere teşekkür ederim.
Kocaeli Manşet