23 / 12 / 2024

Trablus Mevlevihanesi restore ediliyor

Trablus Mevlevihanesi restore ediliyor

Osmanlı İmparatorluğu'nun Arap eyaletlerindeki ikinci büyük Mevlevihane'si uzun bir unutuluşun ardından restore ediliyor



Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinde, "Mamur, binası güzel, İrem bağı gibi içinde limon, turunç ve gülistanı olan bir mekân..." diye anlattığı Trablus Mevlevihanesi, eski ihtişamına kavuşuyor. Lübnan iç savaşında yıkılan 392 yıllık tekkenin önümüzdeki ay açılması planlanıyor. 

Osmanlı İmparatorluğu'nun Arap eyaletlerindeki ikinci büyük Mevlevihane'si uzun bir unutuluşun ardından restore ediliyor. Samsunlu Ali Paşa tarafından kurulduğu 1618 yılından bu yana sayısız badireler atlatan Trablus Mevlevihanesi, TİKA ve Trablus Belediyesi'nin ortaklaşa yürüttüğü yenileme projesiyle 47 yıldır mahrum kaldığı sema ayinlerine yeniden kavuşacak. Mevlevihane aynı zamanda Hz. Mevlânâ ve Mevlevilik, Türk kültürü ve sanatı, genel olarak Trablus tarihi hakkında bilgi veren bir müze olarak kullanılacak.

Trablus Mevlevihanesi'ndeki çalışmaları yakından takip eden mimar Halid Tadmori, restorasyon projesinin tekke civarında da bir hareketliliğe yol açtığını, savaş sonrası yapılan kaçak binaların yıkılıp sakinlerinin bir toplu konut sitesine yerleştirildiğini ve yakındaki 'bitpazarı'nın bir başka yere taşınması için çalışmaların başladığını hatırlatıyor. Mimar Tadmori, tekkenin onarılmasının ve asli işlevine dönecek olmasının neden bu kadar heyecan verici olduğunu ise şöyle izah ediyor: "Ebu Ali Nehri'nin kıyısında, kalenin karşısında yer alan ve sırtını narenciye ve zeytin bahçelerine dayayan Trablus Mevlevihanesi bu güzel konumuyla seyyahların, yazarların ve şairlerin en çok övdüğü mekânlardan biri. Türkiye'deki ve dışarıdaki bütün Mevlevihaneler arasında 17 ve 19. yüzyıllarda en çok gravürü çizilen, fotoğrafı çekilen tekkedir ve Türk Memluk ve Osmanlı mimari tarzlarının karışımını yansıtmasıyla da bütün tekkelerden ayrılır."

Mevlevihane, direniş öyküsüyle de ayrıcalıklı bir yerde duruyor. 1955 yılındaki nehir taşkınında büyük zarar görmesine rağmen, son Mevlevi Şeyhi Enver Mevlevi'nin vefatına kadar sema ayinlerinin devam ettiği tekke, asıl darbeyi 1983'te iyice şiddetlenen Lübnan iç savaşında almış. Semahanenin kubbesi ve mescide isabet eden bomba ve füzeler, o ana kadar tekkeyi bekleyen Mevlevi ailesini de ayrılmaya mecbur bırakmış. Boş kalan binaya yerleşen savaş mağduru ailelerin hoyrat kullanımına bile direnen tekke, tarihi kitabesinin, kemer taşlarının, fıskiyeli havuzunun çalınmasından sonra ise harabeye dönmüş. Önümüzdeki ay bitmesi planlanan restorasyonun aslına uygun olması için Mevlevihane'de büyüyen Riyad Mevlevi'nin anlattıklarından da istifade ediliyor. TİKA, Trablus'ta tespit ettiği 180 eseri de ayağa kaldırmaya çalışıyor.
Zaman/Ülkü Özel Akagündüz


Geri Dön