Sektörel

Tuğçe Tatari: Yeni Uludağ'a bir şans verin!

Uludağ'a son geldiğimde çok üzülmüştüm. Mekanların el değiştirdiğini, pavyon kültürüne yakın işletmelerle Uludağ'ın sonunun geldiğini de yazmıştım

 

Bu durum yüzünden kaliteli müşteri kaçmıştı. Senede bir düzenlenen 'winter fest' dönemi hafif toparlar, kaliteli müşteriyi çeker gibi olup sonra yeniden sönmüştü. Aradan geçti üç sene... Bir arkadaşımın ısrarıyla tekrar geldim.  Ama bambaşka bir Uludağ buldum karşımda. Bakın bu sözümü unutmayın; bu sene Uludağ acayip bir çıkış yakalayacak. Zaten oteller mart ortasına kadar  doluymuş.   Müşteri ilgisinden ziyade basında Uludağ haberlerini çok daha sık okuyacaksınız. Her şeyden önce Uludağ'a Acıbadem Hastanesi açılmış. En büyük eksik giderilmiş. Dağda yaşanan 'el değişimi' süreci, kaliteli işletme ve mülk sahiplerini 2. bölge adı verilen kısma yöneltmiş.   1. bölge oteller ve barların sıklıkta olduğu bölge.  2. bölge ise; Mandıra adı verilen ve şimdilerde Uludağ'ın kalbinin attığı, yüksek hizmet kalitesi, temiz zihniyet, gece hayatında da düzeyin yüksek tutulabildiği, pistlerin daha rahat ve tercih edilir olduğu 'Yeni Uludağ' olmuş. Uludağ'ın üç devi var. Ağaoğlu, Yazıcı ve Alkoçlar. Tüm yenilik, düzen ve ilerlemenin altında da onların parmağı var. Cuma gecesi şöyle bir 2. bölge turu attım. Bazı otellere girdim çıktım. Ali Ağaoğlu'nun ünlü Mandıra Club'ında gayet keyifli vakit geçirdim. Şöminenin karşısında günün yorgunluğunu atmak isteyenlerle, azıtmak isteyenler arasındaki medeni uyumdan hoşlandım. Hayri Yazıcı'nın yeniden açılışını yapmaya hazırlandığı Yazıcı Mountain'ın barının ortamı daha da renklendireceğini anladım... Sokaklarda gezen, kayak yapan, kafelerde oturan insanları gözlemledim... Ve iç rahatlığıyla şunu söyleyebilirim; sanırım Uludağ eski günlerine dönüş yapıyor. Kesin ölecek gözüyle bakılırken hayata dönmesinden mutluluk duydum...   Allah'a emanetiz   Ülkemizden her alanda parlak ve başarılı gençler çıkıyor. İnsan ilerliyor ama sistem hep onlarca adım geriden geliyor. Bu gerilik yüzünden de ya ilerleme yavaşlıyor ya beyin göçü yaşanıyor ya da maalesef ihmaller sonucu kıymetli gençlerimiz hayatlarından oluyor. Aslı Nemutlu'nun ölümü 'insana kıymet veren' bir başka ülkede yaşansa telafisi çok zor olurdu... Kaldı ki zaten çoğu zaman Allah'a emanet yaşıyoruz.  Genç sporcumuzun ailesine başsağlığı, sabır ve dayanma gücü diliyorum...   Yalan Dünya   Şöyle bir dönün bakın hayatınıza... Olumsuzluklar arasında sıkışıp kalmış birkaç olumlu şey varsa dahi tadını çıkartamayacak durumdayız. Hepimiz üç aşağı beş yukarı benzer hallerde seyrediyoruz. Bakın dünya yerinden oynarken Uludağ'da insanlar keyif ediyor. Ama inanır mısınız çoğunun gözünde ışık yok. Herkes bir arayışta. Kimi eşini, kimi geçici hazzı, kimi içerek ve dans ederek rahatlamayı, kimi saatlerce kayıp yorgunluktan bayılmayı... Ama genelde herkes mutsuz. Dünya meselelerinden, ülkesinde yaşananlardan uzak, ilgisiz, hatta habersiz olan kesim bile mutsuz... Hal böyleyken Gülse Birsel bizim için kıymetli. Çünkü bizi güldürüyor.  Bu arada söylemden edemeyeceğim; Yalan Dünya'da favorim Nur Hayat karakteridir... Akşam/Tuğçe Tatari