Sektörel

Turgay Tanes; Kentler gelecekte yavaş ve teknolojik olacak!

GYODER, düzenlediği gelişen kentler zirveleri ile Türkiye'de gayrimenkul ve inşaat sektörüne yeni ufuklar açıyor

Türkiye'de gayrimenkul sektöründe çatı kuruluşu olarak veri üreten ve farklı bir konuma sahip olan GYODER, 2000 yılından beri sektör oyuncularını bir araya toplayarak şehirleri ve sektörü marka haline getiriyor.

İnşaat sektörünün Türkiye'de aşama kaydetmesinde, modernleşmesinde ve batılı süreçlere dahil olmasında büyük katkısı olan GYODER, düzenlediği Gayrimenkul Zirveleri ile şehirleri ve sektörü bulundukları noktadan çok daha ileri konumlara taşımak için somut adımlar atıyor. GYODER, son iki yıldan bu yana hazırladığı üçer aylık dönemsel raporlarla güvenilir bir veri tabanı oluşturma yolunda da büyük adımlar attı. Bu zamana kadar hep kulaktan dolma bilgilerle hareket eden sektör, bundan sonra GYODER gibi birkaç öncü kuruluşun ürettiği veriler ile gayrimenkul ve inşaat sektörü yönünü belirleyecek.

Türkiye'nin geleceğinin belirlenmesinde veriler üreten GYODER'in bu konuda gerçekleştirdiği Bursa Gelişen Kentler Zirvesi son derece önemli ve ciddi bir adım oldu. Bursa gayrimenkul piyasalarının incelendiği zirve toplantılarında Bursa'nın kentsel yapısı, aldığı göçler, Bursa'nın nüfus artışının yavaşlamasına rağmen göç hızı süreceği için nüfus artış hızının Türkiye ortalamasının üzerinde kalmaya devam edeceği gibi öngörüler incelendi. Bu veriler ile inşaat sektörü kesiştirildiğinde Bursa, Türkiye genelinde en çok bireysel konut kredisi kullanılan beşinci il konumunu korudu. Sırf bu verinin ortaya konması dahi Bursa'da inşaat kuran yatırımcılar için ışık oldu.

Geçtiğimiz altı çeyrekte yaşanan ekonomik durgunluk ve piyasaya yansımaları sebebiyle birçok bölgede ister istemez yatırımlar azaldı ve yatırımcılar dinlenmeye çekildi. Yatırımcılar zor şartlar altında gerçekleştirdikleri projelerini mümkün olduğunca çabuk kâra dönüştürme çabası içine girince gerçekleşen yatırımlar, maliyetlerin düşük, kârın yüksek olduğu büyük şehirlerde yoğunlaştı. Diğer büyük iller ise yoğun nüfuslarına karşın, bu sebeplerden dolayı yatırımlardan payını alamadı. Gelişen Kentler Zirvesi adı altında etkinlikler düzenlemekle GYODER, gelişmenin önemini kavrayan ve bu vizyonla hareket eden illere yönelik olarak kentlerdeki yatırım fırsatlarını ve yerel yönetim yetkililerini sektör temsilcileri ile buluşturdu.

Gelecek neyi getirecek?
Türkiye'de özellikle İstanbul ve diğer büyük şehirlerde üst gelir grubuna yönelik konut üretimi yüksek boyutlarda oldu ve bu kesimin talepleri karşılanmaya çalışıldı. Ancak belli bir üretimden sonra bazı bölgelerin doyuma ulaşıldığı da söylenebilir. Türkiye'nin gelişen bazı kentlerinde konutu içinde barındıran karma projelere talep oldu. Karma projelerin fonksiyonları bölgelere göre değişmekle beraber hastane, alışveriş merkezi, ofis veya otel olan projeler için büyük şehirler dışındaki bölgelerde de potansiyel var. Globalleşen dünyada insanlar nasıl aynı şeyleri izliyor, kullanıyor ve yiyorsa aynı mekanları da kullanmak istiyor.

Sektör hızlı değişiyor
Günümüzde tüketiciler için “lüks” kavramı hızlı değişiyor. Her gelir grubuna hitap eden konut projelerinin doğal unsurları (sosyal alanlar, güvenlik) olarak görülen detaylar bundan 5-6 yıl kadar önce sadece lüks konut projelerinde uygulanırdı. Artık konut projeleri hayatı kolaylaştıran sistemlerle donatılıyor ve özel konseptli mimari yapılar olarak şekilleniyor. Ayrıca artık inşaat anlayışını ekolojik binalar şekillendiriyor. Bu gün fabrikalardan otellere kadar tüm yapılar ekolojik dengeye zarar vermeden inşa ediliyor. Çünkü inşaat sektörü çok hızlı değişiyor ve standartlar da çok hızlı yenileniyor. Bu hızı takip eden ve hatta yer yer yer üreten kesim, bu hızlı hayatın diğer taraftan da tüketicisi oluyor. Dolayısıyla tüketicilerin beklentileri de aynı hızla yenileniyor.

Türkiye stratejik konumu itibariyle yerli ve yabancı yatırımcılar açısından önemli bir lokasyon olarak görülüyor. Ayrıca gelişmekte olan bir ülke olmasının avantajı da yabancı yatırımcılar için Türkiye'yi cazibe merkezi haline getirince sadece İstanbul için değil, Türkiye'nin tüm illerinde da bir takım fırsatlar öne çıkıyor. Yabancı yatırımcıların çoğu zaman yerli şirketlerin bile girmeye çekindiği Anadolu illerine yatırım yaptıkları dikkatlerden kaçmazken bu yatırımcıların planlarını iyi detaylandırmalarının önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.

GYODER gelecekte nerede duracak?
Gelecek onlu, hatta 50'li yıllarda GYODER gayrimenkul sektöründe sağlıklı analizler yapılması ve doğru kararlar alınması için öncü ve yol gösterici olmaya devam edecek. Bu doğrultuda yeni yeni etkisinden kurtulmaya çalıştığımız küresel krizin sektör üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi, sonrasında da sektördeki tüm aktörlerin doğru yönlendirilmesi amacıyla çalışmalarına devam edecek. Türkiye için GYODER'in kurduğu hayalleri iki ana başlık altında toplamak mümkün. İlki dünyaca ünlü mimarlar ve kent tasarımcılarının yaklaşımlarıyla Türkiye'deki gayrimenkul sektörünün aktörlerinin farklı bakış açıları kazanması. İkincisi ise gelecekteki kentlerin sürdürülebilir, yeşil alan dengesi kurulmuş, ulaşım altyapısı oluşturulmuş, enerji verimliliği sağlanmış, karbon emisyonunu dengelemiş ve yenilenebilir enerji kaynakları kullanan, kendi kendine yeten, ekonomik ve sosyal açılardan dengeli kentler kurulması.

Geleceğin kentleri; Teknolojik ve yavaş!
Biri Çin'de diğeri de Birleşik Arap Emirlikleri'nde olmak üzere inşa edilen 2 eko-kent ve dünyada ekolojik yaşam yaklaşımlarından bir diğeri olan “slow city*” yani “yavaş şehir” akımı inşaat sektörüne yeni seçenekler sunuyor. Bu son akımın Türkiye'deki öncülüğünü ise İzmir-Seferihisar yapıyor. Bu tür projelerin gerçekleşmesine katkıda bulunmak hem ülkenin hem de dünyanın geleceğine miras bırakabileceğimiz örnek kentler yaratmak ise hepimizin hayali.
Milliyet