Turizm sektörünü dönüştürecek senaryo!
Turizm yatırımcıları sektörün geleceğini tartışmaya hazırlanıyor. Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Oya Narin, turizmin nasıl ‘dönüşerek’ büyüyeceği konusunda kapsamlı bir rapor hazırladıklarını belirtti ve Martı Grubu'ndaki son gelişmeleri de değerlendirdi...
TIF 2020 sektörün geleceğini ele alacağı forumda öncelikle yabancı yatırımcılara sektördeki fırsatlar tanıtılacak.
Para Dergisinden Özlem Kapar Bayburs bu haftaki yazısında TIF 2020'yi ele aldı. İşte Türkiye Turizm Yatırımcıları Demeği Başkanı Oya Narin'danın da açıklamalarının olduğu o yazı.
Turizm sektörünü dönüştürecek senaryo
30. yılını geride bırakan Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği, özel sektörün turizme yaptığı yaklaşık 60 milyar dolarlık yatırımı temsil eden bir sivil toplum örgütü. Oya Narin yönetimindeki TTYD, 2020’ye “Turizmde Dönüşüm Senaryoları Raporu” ile iddialı bir giriş yaparken, bir yandan da Uluslararası Turizm Yatırımları Forumu’na hazırlanıyor. Oya Narin, üç yıl önce başkan seçildiğinden bu yana bu dönüşüm konusunda titizlikle çalışıyor. Kişi başı turizm gelirinin artırılması amacıyla hazırladıkları raporun, gerçekçi analizler ve stratejik dönüşüm senaryoları içerdiğini söylüyor. İşin matematiğe döküldüğü rapora göre, dönüşüm senaryolarının hayata geçirilmesi durumunda, 2033’te 104 milyon turist ve 119 milyar dolar turizm geliri elde edebileceğiz. Türkiye turizm sektörünün önümüzdeki 20 yılını şekillendirmek üzere hayata geçirilecek Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi destekli Turizm Yatırımları Forumu 2020 için geri sayım sürerken, Oya Narin’le turizme projeksiyon tuttuk...
2020'ye "Turizmde Dönüşüm Senaryoları Raporu" ile giriş yaptınız. Raporun öne çıkan başlıkları neler oldu?
TTYD ve TÜSIAD işbirliği ile hazırladığımız bu rapor, geçtiğimiz iki yıl üzerinde itina ile çalışılmış bir sürecin ürünü. Türkiye ekonomisinde önemli rol oynayan turizm sektörü özelinde belirlenen dönüşüm senaryolarının hayata geçirilmesi durumunda, 2033’te 104 milyon turist ve 119 milyar dolar turizm geliri elde edilebileceğimizi ortaya koyuyoruz. Raporumuzda birçok önemli konu başlığının yanı sıra iki çarpıcı nokta öne çıkıyor. İlk olarak bizi en çok şaşırtan rakamlar yatak kapasitemizin durumu oldu. Bir milyon 500 bine yaklaşan mevcut yatak sayımızı uluslararası alandaki diğer rakiplerimizle karşılaştırdığımızda, yüzde 54’lük oranla beş yıldızlı otel yoğunluğumuz olduğunu gördük. Ülkemize turizm talebi bir, iki veya üç yıldızlı otellere gelse bile bunu karşılayabilecek bir yapımız olmadığı için otomatik olarak beş yıldıza yönlendiriyoruz. Yani var olan otellerimiz gerçek beş yıldız olamadığı gibi, aynı zamanda daha düşük yıldızlı otel fiyatına pazarlanabiliyor.
Oysa ki önde gelen rakiplerimizden olan İspanya ve Fransa’da beş yıldızlı otel oranı sadece yüzde 4 veya 5’te kalmış durumda. Buralarda beş yıldızlı oteller yüksek fiyatla satılan tesisler olarak geçiyor. Bizdeki bu yanlış yapıyı bu saatten sonra tersine çevirmemiz çok zor. Ama bir yandan da turizm gelirimizi arttırmak istiyorsak elimizdeki bu üst segment tesislerimizi hak ettiği rakama satmamız şart. Bu raporda diyoruz ki; bundan sonra yapacağımız yeni yatırımlar daha ‘niş’ yani bir-iki-üç yıldızlı veya butik konaklama tesisleri olsun. İşte, raporumuzda sözünü ettiğimiz dönüşüm programının en önemli başlıklarından biri bu. Beş yıldızlı otelleri de kendi tercihlerine göre, ya oldukları gibi kalıp hak ettikleri fiyata pazarlamayı, ya da dönüştürüp seçecekleri daha alt segmente göre misafir ağırlamalarını öneriyoruz. Buradaki amacımız kişi başı 650 dolar gibi çok düşük olan turizm gelirimizi bin doların üzerine çıkarmak.
İspanya örneği neden öne çıkıyor?
Raporumuzda öne çıkan ikinci çarpıcı konuyu da yine İspanya örneği üzerinden veriyoruz. İspanya, 2 milyonluk yatak kapasitesinin yüzde 25’e yakın kısmını ‘turistik I rezidans’ adı altında otel markaları 1 tarafından otel hizmeti verilip, ev I konforuna yakın özellikler sunan I sınıflandırmaya ayırmış. Böylelikle I hem uzun süreli konaklama, hem I daha fazla gelir elde etme başarısı yakalamışlar. Turistik rezidanslar bulundukları bölgeyi de olumlu etkiliyor. Bu profil, araba kiralıyor, esnaftan alışveriş yapıyor, geleceğin birer tatil konutu müşterisine dönüşüyor. Bizim ülkemizde ise sahillerimiz ve yönetmeliklerimiz bu profilene yazık ki uygun değil.
TYD olarak işte biz de konuya dikkat çekiyor ve turistik rezidansların artırılması için çağrı yapıyoruz. Halihazırda var olan ikinci konut diye adlandırdığımız, 1960-1970’lerde yapılmış çağdaş normlara uygun olmayan, dönüşüme ihtiyacı olan yapıları da entegre edip bir dönüşüm programı içerisinde daha verimli hale getirmemiz lazım. Öte yandan raporumuzda vurguladığımız “üçüncü yaş”, “sağlık turizmi” ve “tanıtım” konuları da çok önemli. Tüm bunların hepsini hayata geçirebilirsek 119 milyar dolar turizm gelirine ulaşmak hayal değil. Kültür ve Turizm Bakanlığı da bu bizim bahsettiğimiz çerçeveyi Tanıtım Ajansı Kanunu ile somutlaştırdı. Dileğimiz Üçüncü Turizm Şurası’nda kararlaştırılan çıktılara göre de bir eylem planıyla birlikte tüm bunların hızla uygulamaya konulması.
Raporun hayata geçirilmesi durumunda ülke ekonomisi ve turizm sektörüne etkileri nasıl olacak?
Turizm, hizmet yoğun ve 20-35 yaş arası istihdamın ağırlıklı olduğu bir sektör. Bizce genç işsizliğin reçetesi turizm. Bununla ilgili tedbirlerin alınması gerekiyor, çünkü sezonluk değil, sürdürülebilir bir iş ortamı sağlamalıyız. İnsan kaynağının bu sektöre ilgisini arttıracak aksiyonlar almalıyız. Raporda sözünü ettiğimiz uygulamaların hayata geçmesi durumunda işsizlik oranının yüzde 7.6’ya düşeceğini ve yaratılan ek turizm gelirinin dönem GSY1H artışını ortalamada 1.6 puan yukarıya çekeceğini öngörüyoruz.
Peki, turizm dönüşemezse bizi neler bekliyor?
Türkiye ekonomisine bu kadar büyük katkısı olan bir sektörün rehabilite edilip yeni bir bakış açısıyla değişmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunu da 2016’da yaşadığımız sert krizde anladık. İşe ‘bu kriz olmasaydı, şimdi nerede olurduk?’ sorusuyla başladık ve gördük ki sektörü kendi salınımında bırakırsak belli bir büyümeye gelecek ama ondan sonra durağan bir yapıda kalacak. Raporumuzdaki baz senaryoda bunu anlatıyoruz. Sektörümüzün içinde yer alan tüm paydaşlar bu kavramlardan bugüne kadar hep bahsettiler. İşte, üçüncü yaş turizminin olması, tatil konutlarının durumu, turizmin 12 aya yayılması gerektiği gibi konular çok konuşulan ama soyut nitelikte kaldı. Biz bunları matematik baza oturttuk.
Turizmde dönüşüm kavramı veya turizmde ihtiyaçların yapıldığı zaman ne olacağını bu raporla ortaya koyduk. Sözden matematiğe geçtik. Artık eylem planına sıra geldi. Turizmde konutlar yapılsın dediğimiz zaman, bu raporda ve bundan sonra yapılacak başka derin raporlarda, ekonometrik olarak ülkemize getireceği faydalan biliyoruz. Burada kamuya mevzuatı uydurma konusunda önemli bir görev düşüyor. Örneğin, bir beş yıldızlı olteli rezidansa çevirebilmek için mevzuatın da uygun olması lazım. Bunlar sadece bir tesisin dönüşümünü değil, bölgenin de dönüşümünü sağlayacak adımlar. Mesela Didim oturup diyecek ki benim çok fazla beş yıldızlı otelim var ama hiç alışveriş merkezim, spor alanım, sinemam yok. Bunları yaptıkça da sattığı metrekare bugün 500 dolarsa 2 bin dolara çıkacak.
2020'de turizm nasıl geçecek? Yeni yatırımlar var mı? Sizce nerede ne tür yatırımlara ihtiyaç bulunuyor?
Hiç şüphesiz İstanbul’a olan ilgi çok arttı. Antalya’da ise yeni yatırımlar için çok alan kalmamış olmakla birlikte el değiştirme süreci var. Bazı büyük grupların markalaşma yönelimleri söz konusu. 2020 ve sonrası için öngörümüz, turizmin öneminin daha iyi anlaşılacağı yönünde. Sektörün de perspektifi çok değişti, markalaşmanın önemi herkes tarafından fark edildi. ‘Ben de bu işi yaparım’ mantığından ‘bu işi profesyoneller yapsın’ durumuna geldik. Geçtiğimiz yıllarda dışsal etkenlerden dolayı yaşadığımız olumsuzluklar tabii ki sektörü yordu ama bir yandan da bir farkındalık yarattı. Bundan sonraki dört-beş yılda markalaşmanın artışıyla fiyatların da yukarı çekileceğini tahmin ediyoruz. Bir taraftan da en az 200 bin yatak kapasitesinin etap etap kayarak modernizasyon ve renovasyona yöneleceğini düşünüyoruz. Belediyelerimizin turistik destinasyon yönetimine daha uygun çalışması beklentimiz var. Bodrum’da olduğu gibi tesislerin değil, destinasyonların öne çıkacağı bir algıyı oturtmak için çalışmalıyız. Bakanımız sektörden gelen biri olarak bize bu konularda çok destek veriyor. Örneğin, bölgelerimize direkt uçuşların konulması için onunla birlikte hızlı yol aldık. Bu online satışla direkt rezervasyon yapan, charter seferle gelmeyen başka bir turist profili sağlıyor. 2020 ve sonrasında tur operatörlerinin paylarının biraz daha düştüğü, direkt rezervasyonların, gelirlerin arttığı, misafirlerin daha seçici olduğu, marka ve standartlara önem verildiği, 30 yaş öncesi ve 50 yaş sonrası profilin kültür ve butik turlara ve gastronomi-ye yöneleceği bir sisteme geçiyoruz. Heyecanlı, çok güzel ve omuz omuza çalışmamız halinde çok başarılı olacağımız bir sürece giriyoruz.
Uluslararası Turizm Yatırımcıları Forumu neden önemli? Etkileri neler olacak?
1990’h yıllarda başladığımız ve başarıyla düzenlediğimiz, daha sonra da yabancı ortaklı olarak uyguladığımız Turizm Yatırımları Forumu organizasyonunu. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nin desteğiyle 28-29 Ocak 2020’de İstanbul Raffles Hotel’de yeniden hayata geçiriyoruz. Turizm sektörümüzün yeniden ivme kazandığı bu dönemde, ihtiyaç duyduğumuz dönüşüme ve sıçrayışa zemin sağlayacak yeni işbirliklerini bu forumla sektörümüze getiriyoruz. TTYD olarak forumda bir yandan yeni ve güçlü finans ve marka işbirlikleri ve networkler geliştirirken diğer yandan sektörel ihtiyaçları belirleyerek turizm yatırımlarımıza yeni bir yön vereceğiz. Ülkemizdeki turizm yatırım ortamlarını, hem Türk yatırımcılarına anlatmak, tartışmak hem de yabancı yatırımcıları davet etmek amacındayız.
Panelin içeriğinde neler var?
Her panelde çok önemli konular ele alınacak. Sağlık turizmi, turistik rezidanslar, sürdürülebilirlik, havayolları ve geleceği, finans imkanları, dünya trendleri, sanat, kültür ve müzelere dair turizm yatırımları paylaşılacak. Hem yatırımcılar ve konuşmacılar var, hem de tesisleri yaparken nelere dikkat etmemiz gerektiğini anlatacak mimarlar olacak. Dünyadan Accor, Marriott, Louvre ve bu gibi dev markaların üst düzey temsilcilerini ağırlayacağız. Devlet temsilcilerimiz de imar durumlarını ve süreçleri anlatacak. Konaklama sektörüne yönelik veri ve analiz şirketi STR Global’in Avrupa Direktörü, dünya trendlerine, en etkili pazarlar, ana riskler ve ekonomik değişimlere değinecek. Bizi ciddi bir istatistik bombardımanı yapacağız.
Martı Otelleri de dönüşüyor
Basında otelimizin satılacağına yönelik haberler çıktı; öyle bir şey yok. Çalıştığımız bankayla olan görüşmelerle ilgili bir mevzuydu; bunu kamuoyuna resmi bir duyuruyla açıkladık. Zaten halka açık bir şirketiz. Martı markası da turizmin genel durumuna paralel olarak bir dönüşüm içinde. Martı’nın ana hedeflerinden birisi her işletme gibi daha fazla kar elde etmek ve markasına daha fazla değer katmak. Ülkemizdeki yatırım ortamı ve finansmanı sektörümüz için önemli noktalardan bir tanesi, bu dönüşümleri de yapabilmemiz için finansman modellerimizi çözmemiz lazım. Bu gerçek, mikro ölçekteki kendi markamız için de geçerli. Turizm yatırımlarının geri dönüşlerini hızlandırmamız gerekiyor. Martı olarak gelirlerimizi artırmak üzere farklı bir arayış içindeyiz. Farklı bir büyüme planı, marka entegrasyonları gibi detaylarını açıklamak istemediğim arayışlarımız var. Çünkü inanıyoruz ki dünya Türkiye ile entegre olmadan büyük gruplar, markalar bir yere gidemeyeceği gibi bizler de onlarla entegre olmadan ilerleyemeyeceğiz. Turizm dünyada gittikçe büyüyor, artık herkes daha fazla tatil yapmak istiyor. Bunu mikro ölçekte kendi küçük dünyanızda yapmanız mümkün değil. Bunun için stratejik olarak arayışlarımız ve görüşmelerimiz var. 2021'den itibaren de renovasyon planı yapıyoruz, bunlar bizim sektörümüz için olağan, bitmeyen işler. Onun dışında sadece otelcilikle değil, biraz da sektörün diğer yan ürünleriyle ilgili de bazı çalışmalar yapmak istiyoruz. Koruyarak dönüşmek çok önemli. Martı Resort Marmaris, 50'nci yılını geride bıraktı. Tabii ki dönüşüm çok önemli ve imar planlarıyla ilgili bir konu. Martı’nın en önemli özelliklerinden birisi yöre mimarisiyle entegre olmasıdır. Örneğin, Güllü Konaklar var olan otantik yapı bozulmadan yapılmış tesislerimizden biridir.
Türk Turizminin Mega Projeleri Turizm Yatırımcıları Forumu 2020’de buluşuyor!