Genel

Turizmi Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi!

Turizmi Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM'ye sunuldu.

Turizmi Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM'ye sunuldu.

Komisyonda görüşmeleri devam eden kanun teklif ile, kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri için belirlenen istisna, muafiyet ve teşvik hükümlerinin turizm merkezleri hakkında da uygulanması; konaklama tesislerine turizm işletmesi belgesi alma zorunluluğu getirilmesi; ücretsiz girişli günübirlik tesis yapılmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi; turizm merkezleri ve kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri sınırları içinde imar planlarını yapma, yaptırma ve onaylama yetkisinin Kültür ve Turizm Bakanlığına verilmesi; belgeli yatırım ve işletmelerin tümünün devredilmesi, kiraya verilmesi, şirket unvan ve ortaklık yapısının değiştirilmesi ve işletme türünün kısmen veya tamamen değiştirilmesi durumunda Kültür ve Turizm Bakanlığından izin alma zorunluluğunun kaldırılması; turizm işletmesi belgeli işletmelerde yabancı personel çalıştırılabilmesine yönelik düzenleme yapılması; deniz turizmi tesisleri işletmeciliği ile deniz turizmi araçları işletmeciliği ve turizm amaçlı sportif faaliyet işletmeciliği yapılabilmesi için belge alma zorunluluğunun getirilmesi; Türk bayraklı yatların işletilmesine ve kiralanmasına ilişkin düzenleme yapılması; işletmelerin belgelendirilmelerine yönelik denetimlerin, denetim yetkisinin sınırlarının belirlenmesi kaydıyla valilik aracılığıyla da kullanılabilmesi; para cezalarının denetim yetkisini kullananlar tarafından da verilebilmesi; para cezası verilecek durumların yeniden düzenlenmesi; turizm belgesinin iptali yaptırımının uygulanacağı durumların belirlenmesi; jeotermal kaynakların turizm amaçlı kullanımına yönelik düzenlemeler yapılması; Yunus Emre Vakfının organlarına seçimle gelen üyelere ilişkin olarak yedek üyeliğin düzenlenmesi ve kamu kurumlarında istihdam edilen devlet memurları ile öğretim elemanlarının Vakıfta personel olarak görevlendirilmesine ilişkin düzenlemeler yapılması amaçlanıyor.

GENEL GEREKÇE 

Ülkemiz, dünyanın en eski medeniyetlerine ev sahipliği yapan, zengin tarihi, kültürü, kültür varlıkları ve eşsiz doğal güzellikleri barındıran, turizm sektöründe yüksek tesis ve hizmet kalitesine sahip olan, sağlık, kongre, gastronomi, kış, golf, spor turizmi ve diğer turizm türlerinde sahip olduğu potansiyel ve servis kalitesi ile dünyadaki diğer rakip ülkelerin önünde yer alan, önemli bir turizm destinasyonudur. 

Ülkemizde 50'den fazla iş kolu ile doğrudan ilişkisi bulunan ve bacasız sanayi olarak adlandırabileceğimiz turizm sektörünün, dolaylı ve dolaysız istihdama katkısı son 10 yılda 11 milyondan 16 milyona ulaşmıştır. Turizm sektörü; sürekli istihdam yaratan ve teknolojinin istihdam üzerindeki olumsuz etkisinin en az olduğu sektördür. Bu açıdan Orta Vadeli Planda (OVP) da turizm gelirlerinin cari açığın azaltılmasındaki önemi özellikle vurgulanmıştır. Görüldüğü üzere turizm, ekonomimizin en önemli lokomotiflerinden biri olup ekonomimize ürettiği katma değer oldukça dikkate değerdir. 

Bu açıdan son yıllarda ülkemizin turizm sektöründe gösterdiği büyük ilerlemenin artarak devam etmesi için, turizm politikasının belirleyici ve uygulayıcısı olan Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından, ülkemizin turizmine yönelik planlama, tahsis, belgelendirme başta olmak üzere turizm amaçlı yürütülen tüm çalışmaların bütüncül bir yaklaşımla ele alınması stratejisi benimsenmiştir. 

12/3/1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunuyla; günümüzde sayısı 236 adet olan turizm merkezleri ve kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgelerinde turizmin sektörel kalkınmasını destekleyen bakış açısıyla 1/100.000 ve 1/50.000 ölçekli çevre düzeni planları, 1/25.000 ve 1/5000 ölçekli nazım imar planları ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarını yapma, yaptırma ve onaylama yetkisi Kültür ve Turizm Bakanlığına verilmiştir. 
Bunun yanı sıra, Onbirinci Kalkınma Planı ve “Türkiye Turizm Ana Planı-2023” kapsamında turizm sektörünü geliştirecek ve uygulanabilirlik konusunda dinamik bir işleyişe kavuşturacak tedbirlerin alınması konusunda yeni açılımlar geliştirilmesi yönünde etüt, proje ve planlama çalışmaları yürütülmektedir. 

Ancak, kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve turizm merkezleri içinde milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, doğal sit alanları, sulak alanlar gibi korunan alanlarda plan onama işlemleri farklı idareler tarafından ilgili mevzuatları uyarınca yürütülmektedir. Bu durumda, korunan alanların çevresi ile ilişkilerinin kurulması ile turizm merkezleri ve kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri kapsamında bütüncül planlama kararları oluşturulması açısından, şehircilik ilke ve esaslarına ve planlama prensiplerine aykırı bir parçacı yaklaşım ortaya çıkmaktadır. 

Ayrıca, bu süreçte Kültür ve Turizm Bakanlığınca kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgesi veya turizm merkezi bütününde hazırlanan, ancak bir kısmı bu Bakanlıkça onaylanmasına karşın korunan alan statüsünde bulunması nedeniyle onaylanmak üzere ilgili Bakanlığa gönderilen imar planlarının onama süreçlerinin uzaması planlama kararlarının bütüncül bir şekilde uygulanması olanağını ortadan kaldırmakta ve mağduriyete sebep olmaktadır. 
Diğer taraftan, uygulamada ilgili bakanlıklar ve kamu idarelerinin bu yetkilerini kullanırken turizm amaçlı kullanılmak veya turistik hareketlere imkân vermek üzere çeşitli tür ve kapasitede konaklama tesisleri yapılmasına olanak sağladıkları görülmektedir. Bu durumda ise, Kültür ve Turizm Bakanlığının kontrol ve denetimi dışında turizm kullanımları oluşmakta, ülkemiz turizminin bütüncül yaklaşımla ele alınması ve hayata geçirilmesi aksamakta, uygulamada karşılaşılan sorunlar karşısında bu Bakanlık tarafından çözüm üretilememekte ve bu durumdan ülkemiz ekonomisine büyük katkı sağlayan turizm sektörü olumsuz 
etkilenebilmektedir.

Bu çerçevede, son yıllarda gerek ülkemiz gerekse dünya turizminin gelişimi karşısında 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun bazı maddelerinin uygulama kabiliyetinin azaldığı, turizm sektörünün sürekli gelişen ve değişen ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kaldığı ve kurumlar arası yetki çakışmasının turizm gelişimini olumsuz etkilediği anlaşıldığından, 2634 sayılı Kanunun bazı maddelerinin değiştirilerek Kültür ve Turizm Bakanlığına planlama, tahsis ve belgelendirme konusunda daha açık yetkiler veren bu Kanun Teklifi hazırlanmıştır. Ayrıca, Kanun Teklifiyle, bu düzenlemelere paralel olarak ilgili bazı kanunlarda da önemli değişiklikler yapılmaktadır. 
Bu çerçevede Kanun Teklifi ile; 
- Kültür ve Turizm Bakanlığının kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve turizm merkezleri içinde her ölçekteki plânları yapma, yaptırma, re'sen onaylama ve tadil etme konusundaki yetkisine ilave olarak kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve turizm merkezleri içinde yer alan korunan alanlarda kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerce hazırlanan her tür ve ölçekteki plan ve plan değişikliklerinin sadece Kültür ve Turizm Bakanlığına sunulması; Bakanlık tarafından uygun görülen planların Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca ilgili tabiat varlıklarını koruma bölge komisyon kararı da alınarak en geç 6 ay içinde sonuçlandırılması ve bu sayede iki Bakanlığın da yetkili olduğu bu alanlarda mutabakat sağlanarak, planlama sürecinin hızlandırılması hedeflenmektedir. 
- Kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve turizm merkezleri ile bu bölge ve merkezlerin dışında olmakla birlikte deniz kıyısı olan ilçelerde, 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu gereğince tespit ve ilân edilen yerleri, konaklama içeren tesislerin yapılması amacıyla yatırımcılara tahsis etme konusunda münhasıran Kültür ve Turizm Bakanlığının yetkili kılınması amaçlanmıştır. Bu yerlerde lüks çadır, çadır ve karavan alanı yapılması ve işletilmesi amacıyla ilgili kurumlarca yapılacak kiralamalar saklı tutulmuştur. Böylece, uygulamada ilgili bakanlıkların mevzuattan kaynaklanan yetkileri kullanılırken, turizm amaçlı kullanılmak veya turistik hareketlere imkân vermek üzere konaklama tesisleri yapılmasına olanak sağlamalarının ve Kültür ve Turizm Bakanlığının kontrol ve denetimi dışında turizm kullanımlarının oluşmasının engellenmesi öngörülmektedir. 
- Kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve turizm merkezleri dışında kalan ve imar planları ile turizm amaçlı kullanıma ayrılan alanlar ile jeotermal suyun kullanımına yönelik turizm amaçlı kullanıma konu edilebilecek Hazine taşınmazlarının tahsisi konusunda da Kültür ve Turizm Bakanlığına yetki verilmesi böylece, bu konudaki yetkinin tek elde toplanarak çeşitli bakanlıklar ve kamu idareleri arasında meydana gelen yetki karmaşasının giderilmesi öngörülmekte, bu şekilde ülkemizin Turizm Strateji Planları ve Turizm Master Planları doğrultusunda belirlenen hedeflere ulaşmak için bir bütün olarak daha hızlı ve rasyonel şekilde karar alınması hedeflenmektedir. 
- Ülkemiz turizm sektöründe belirli bir standardın getirilmesi için turizm tesislerinin Kültür ve Turizm Bakanlığının denetimi ve kontrolü altında olmasını sağlamak amacıyla, konaklama tesislerinin ve plaj işletmelerinin Bakanlıktan turizm işletmesi belgesi almaları zorunluluğu getirilmektedir. Kamu kurum veya kuruluşlarının işlettiği konaklama tesisleri, misafirhaneler ile vilayetler evi ve ordu evlerinin bu düzenlemeden muaf tutulması öngörülmektedir. Bu belgenin alınmaması halinde faaliyetin sona erdirilmesi yaptırımı getirilmektedir. Halihazırda faaliyette bulunan, Bakanlık tarafından belgelendirme koşullarını sağlayamayan ancak Bakanlıkça belirlenecek asgari standartları sağlayabilecek konaklama tesislerine de basit konaklama tesisi turizm işletmesi belgesi verilerek bu tesisler de Bakanlık kontrolüne alınmakta ancak, uygulamada yaşanabilecek sorunların önlenmesini teminen Bakanlıktan turizm işletmesi belgeli tesislere getirilen bazı teşviklerden bu tesislerin yararlandırılmaması öngörülmektedir. 
- Benzer şekilde, kruvaziyer liman, yat limanı, çekek yeri, rıhtım ve iskele gibi deniz turizmi tesisleri işletmelerinin Kültür ve Turizm Bakanlığından turizm işletmesi belgesi almaları zorunluluğu getirilmekte, bu belgenin alınmaması halinde para cezası yaptırımı öngörülmektedir. Mevcut durumda Kültür ve Turizm Bakanlığından belgesiz olarak faaliyet gösteren deniz turizmi tesislerine de belge almaları için 3 yıl süre tanınmaktadır. 

Kültür ve Turizm Bakanlığının kontrol ve denetimi dışında turizm kullanımları oluşmasının önlenmesi, turizm sektörünün tek elden ve kapsayıcı stratejiyle geliştirilmesi hedefi doğrultusunda, 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanununda yapılarak jeotermal kaynakların turizm amaçlı kullanımına yönelik düzenlemeler eklenmektedir. 

Bilindiği üzere, 2009 yılında faaliyetlerine başlayan ve Türkçe öğretiminden kültür sanata, Türkoloji çalışmalarından geleneksel sporlarımıza uzanan geniş bir yelpazede yurtdışında 60 kültür merkezi ile faaliyet gösteren Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye'nin uluslararası alanda bilinirliğini, güvenilirliğini ve itibarını artırmak misyonuyla hareket ederken dünyanın her yerinde Türkiye ile bağ kuran ve Türkiye'ye dost insan sayısını artırmayı hedeflemektedir. Kültür merkezlerinde verilen Türkçe eğitiminin yanı sıra, farklı ülkelerdeki eğitim kurumlarıyla yapılan işbirlikleri ile Türkoloji bölümleri ve Türkçe öğretimi desteklenmektedir. 

Türkiye'nin kültürünü, dilini, tarihi geçmişini ve birikimini, sanatsal varlıklarını, bilimsel ve akademik çalışmalarını tüm dünyada tanıtmak, öğretmek ve duyurmak misyonunu üstlenen Yunus Emre Vakfı'nın ve bu vakfa bağlı olarak faaliyet gösteren Yunus Emre Enstitüsüne ilişkin olarak 2007 yılında kabul edilen 5653 sayılı Yunus Emre Vakfi Kanunu'nda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği yeniliklerden ve Vakfın yeni ihtiyaçlarından kaynaklı değişikliklerin yapılması ihtiyacı hasıl olduğundan, Kanun Teklifiyle bu kapsamda çeşitli düzenlemeler yapılmaktadır.