Genel

Türk çelik sektörü 'damping'e karşı ayağa kalktı!

Avrupa Birliği’nin (AB), Türkiye'den ithal edilen bazı çelik ürünlerde damping yapıp yapmadığını tespit etmek için için başlatılan resmi soruşturmaya Türk çelik sektörüde katıldı.

AB’nin özellikle son iki yıl boyunca Türk çelik sektörüne karşı hasmane bir tutum içinde olduğundan bahseden ÇİB Yönetim Kurulu Başkanı Aslan, “Halbuki 25 yıldır Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT) anlaşması gereği Türkiye ile bölge ülkeleri arasında serbest ticaret anlaşması var. AB komisyonu herhangi bir dayanağı olmayan soruşturmalarla bu anlaşmayı açık bir şekilde ihlal ediyor. Hükümetimizden bu ihlalin hesabını ülkemizin yararına olacak şekilde hukuk yoluyla sormasını talep ediyoruz. Birlik, Türkiye’den çelik ithalatını durdurmak adına elinden ne geliyorsa yapıyor.” açıklamasında bulundu.

Yaşlı Avrupa'nın tek derdi iç piyasayı korumak 

Avrupa Birliği ülkelerine geçtiğimiz yılda 2,5 milyon ton sıcak rulo sac ihraç edildiğinden bahseden Adnan Aslan, konu hakkında şunları söyledi: “Bu soruşturma, Avrupalı çelik üreticilerinin yıllardır AB komisyonu üzerinde yapmış oldukları baskının bir sonucu. Avrupa çelik sektörü yaşlanmış ve rekabet gücünü oldukça yitirdi. Bu sebeple dünya arenasında diğer ihracatçı ülkelerle rekabet edemez duruma geldiği için kendi iç pazarına çekilmek zorunda kaldı. Kendi iç pazarında da rekabet gücünü yitirince bunun sonucu olarak birçok üretim tesisi küçülmek, kapanmak ya da el değiştirmek zorunda kaldı. Avrupalı çelik üreticilerinin varlıklarını sürdürmenin gereği olarak pazarlarının korunması gerektiği düşüncesi ile AB komisyonu nezdinde girişimleri beş yıldır devam ediyor.

Avrupa'nın Türkiye'ye ihracatı yüzde 100 arttı 

ÇİB Yönetim Kurulu Başkanı Aslan, AB ülkelerinin Türkiye’ye ihracatında bu yılın ilk çeyreği özelinde yüzde 100 artacağını ifade ederek, şu açıklamalarda bulundu: “Bu süreçte Türkiye’nin AB ülkelerine olan çelik ihracatı ise yüzde 30 oranında düştü. Bu manidar. Türkiye ihracat anlamında en deneyimli ve en büyük iş bağlantılarına sahip ülkelerden biri ancak son yıllarda korumacılık rüzgarı dünyayı etkisi altına almış durumda. Küçülen küresel pazarda rekabet kıyasıya gerçekleşiyor. Böyle bir pazarda Rus ve Ukraynalı üreticiler yerli hammadde, enerji kaynakları ve devlet desteği verdikleri fiyatlarla başka üreticilere yaşama hakkı tanımıyor. Türkiye’de çelik üretmenin sürdürülebilir olmasını engellemek adına ellerinden geleni yapıyorlar. Sektörümüze yapılan haksızlıklara sessiz kalmayacağız ve tüm hukuksal haklarımızı sonuna kadar kullanacağız. Halihazırda kapasite kullanım oranı çelik sektöründe yüzde 45’ler seviyesine geriledi. Bu durum sürdürülebilir değil. Yüzde 70 kapasite kullanım oranının altında çalışan bir sektör yok olur ve çelik üretmeyen ülkelerde olduğu gibi sanayinin can damarı kesilir.”