Genel

Türk markaları yurtdışındaki mağaza sayısını 20 bine çıkarmayı hedefliyor!

Türk markaları yurtdışında yaklaşık 4 bin civarında olan mağaza sayısını 2023 yılında 20 bine çıkarmayı hedefliyor. Ancak bu hedefi gerçekleştirmek hiç de kolay değil. En büyük zorluğu ise gidilen ülkelerin kültürüne uyum oluşturuyor



Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Hüseyin Doğan, Türk markaların her geçen gün dünyada daha geniş bir coğrafyaya yayıldığını dile getirerek, “Markalarımızın yurt dışındaki tecrübelerimizden faydalanıp, stratejik hatalardan uzak duracağız. Böylece bu gün 4 bin olan yurt dışındaki mağaza sayımızı 2023’te 20 bine çıkaracağız” dedi. 


BMD’nin, markaların uluslararası alandaki rekabet gücünü artırıp, işbirliklerini geliştirmesi amacıyla düzenlediği Yurtdışı Açılımı Toplantıları’nın ilki önceki gün İstanbul’da yapıldı. Toplantıya katılan marka patronları ve profesyonel yöneticiler, her biri hayat dersi niteliğindeki şu ilginç tecrübelerini paylaştılar. 

Sami Karyo - Penti Yönetim Kurulu Başkanı: Çorap sektöründe en yaygın renk ‘ten’ rengidir. Ten rengine İngilizce ‘skin color - deri rengi’ yazarız. Amerika’daki mağazaya gönderdiğimiz çorapların ambalajına da bu ifadeye yer verdik. Ancak mağazaya gelen Afrikalı ABD vatandaşı ‘benim ten rengim bu değil’ diyerek kızgınlığını dile getirdi. O günden sonra ‘skin color’ ifadesini ambalajlarımızdan kaldırıp ‘kum rengi vb’ şeyler yazdık. 

Çin’de matem rengi


Onur Ergür - Ziylan Yurtdışı Pazarlar Direktörü: Çin’de 1 yıl kaldım. Bu dönemde vefat eden bir Çinlinin cenaze törenine katılmak için siyah renk takım elbise giyip tören alanına gittim. Baktım herkes bembeyaz giyinmiş. Çok mahcup oldum. Meğerse Çin’de matem rengi beyazmış. Bir başka zaman diliminde ise Japonya’da bir cenaze merasimine katılmak için yanıma siyah, beyaz ve gri renk takım elbise alıp uçağa bindim. Japonya’daki cenaze alanında baktım ki herkes kırmızı giyinmiş. Oradaki matem rengi de kırmızıymış. Sonuç olarak ülkelerin kültürlerini daha yakından tanımak, bilmediğimizi sormak gerektiğini anladım. 

Ahmet Coşkun - Suvari Yönetim Kurulu Başkanı: 12 yıl önce İran’a direkt giriş yaptık. İran pazarı için serbest ticaret bölgesi özelliklerine sahip Kiş adasında yüzde 100 sermayeli bir şirket kurduk. 2 mağaza açtık ama buradan İran’ın içine giremedik. İlk başta hiç kimseye sormadan ve mevzuatlarına tam hâkim olmadan girdiğimiz bu pazardan 3-4 yıl sonra mağazalarımızı kapatıp ayrılmak zorunda kaldık. 


Yeni Mesaj