15 / 05 / 2024

Türk projelerine dünyadan ödül yağıyor!

Türk projelerine dünyadan ödül yağıyor!

Son iki ay içinde uluslararası yarışmalarda Türk mimarların projeleri arka arkaya ödüller aldı. Emre Arolat, Melkan Gürsel Tabanlıoğlu, Kerem Erginoğlu ve Hasan çalışlar projelerinin özelliklerini anlattı



œBenden cezaevine benzemeyen, çalışan herkesin mutlu olabileceği bir yapı istendi

Emre Arolat (İpekyol Tekstil Fabrikası)
* Edirne"deki fabrikanın özeliklerinden ilki yönetim ve üretim alanlarını aynı çatı altında buluşturması. Dünyadaki endüstri yapılarının pek çoğunda rastlanan hiyerarşik düzenleme ve kötü yaşam koşullarından uzak duran mimari çözümleme sunduk. Yerel malzeme kullandık, enerji performansını düşük tuttuk. Üretim alanlarına iç bahçelerle doğal ışık ve hava sağladık. çalışanların konforu için düşünülmüş sosyal alanlar yarattık.  
* Edirne"de kurmayı planladığı yeni fabrikası için bana ilk geldiğinde, İpekyol firmasının sahibi olan Yalçın Ayaydın"a, bazı ufak tefek yenilemeler ve cephe düzenlemeleri dışında daha önce bu ölçekte bir fabrika projesi yapmadığımı, üstelik gördüğüm fabrikaların neredeyse hepsini, içinde üretim yapılan cezaevlerine benzettiğimi söylemiştim. Kendisi tam bir beyefendidir. Beni dinledikten sonra kapıyı çarpıp gideceğine, œO zaman bana mükemmel bir fabrika tasarla. Avrupa"da bile örnek olsun, cezaevine benzemek bir yana, içinde çalışan herkesin mutlu olabileceği bir yapı istiyorum senden demişti. Bir yatırımcının mimar olarak bana güven duymasını, üstelik bu duyguyu bir şekilde hissettirmesini çok önemserim. Hatta bunun verimli bir çalışma ve iyi bir netice için olmazsa olmaz bir koşul olduğuna inanırım. Kuşkusuz bu durum bir yandan benim elimi rahatlatırken diğer taraftan sırtıma müthiş bir sorumluluk yükler. İşler yolunda gittikçe ağırlık azalır, keyif artar. Dünyanın en önemli mimarlık ödüllerinden birisine layık görülen bu fabrikada da böyle bir süreç yaşadık. En sonunda da ödülü almaya Yalçın beyle birlikte gittik.
* İpekyol fabrikasında çalışan insanlar, bu yapının içinde kendilerini diğer fabrikalarda yaşayanlara göre bir nebze olsun daha iyi hissediyorlar. Dört duvar arasında, karanlık ve havasız bir ortam yerine, sürekli günışığı alan ve taze hava dolaşımının sağlandığı yüksek tavanlı, ferah alanlarda çalışıyorlar. Beyaz ve mavi yakalılarla işçiler, kapalı kapılar ve bölücü duvarlar arasında sınıfsal ayrışmayı iliklerinde hissetmiyorlar. Zira İpekyol yapısı böyle bir durumun sürdürülemeyeceği kadar şeffaf. Gün içinde dışarıda havanın nasıl olduğunu izleyebiliyor, molalarda onlar için düzenlenmiş bahçelerde dinlenebiliyor, hatta spor yapabiliyorlar. Yemeklerini yine görsel olarak bahçeye açılan, aydınlatmasından oturma birimlerine kadar titizlikle tasarlanmış bir mekanda yiyiyorlar.
Daha önce yaptığı projelerden bazıları: Adressistanbul, çubuklu Vadi Evleri, İstanbul Belediye Sarayı, Santralİstanbul, 7800 çeşme Oteli.

œBizim projeden sonra yan bina kendine çekidüzen verdi. Karşı kaldırımdaki kahve toparlandı

Kerem Erginoğlu -   Hasan çalışlar (Tuz Ambarı)
* Bu bina 120 yıldan fazla geçmişi olan bir depoydu. Binaya yeniden işlev verirken eski katmanları da okunur kılmak istedik. Diğer taraftan çağdaş bir reklam ajansının tüm ihtiyaçlarını karşılayacak teknolojiye de sahip olmalıydı. Binanın bulunduğu Kasımpaşa süratle dönüşmekte olan Galata-Beyoğlu hattının tam altında nispeten muhafazakar bir çevrenin yaşadığı ve ileride dönüşüme uğraması muhtemel büyük parsellerin olduğu bir bölge. Tersaneler, un fabrikası, askeri alanların ileride dönüşeceği düşünülürse bölgede iyi bir örnek olacağımızı düşündük.  
* Bize Dünya Mimarlık Festivali"nde aldığımız ödülü getiren, Tuz Ambarı"nda, Medina Turgul DDB reklam ajansında çalışan 160 iyi eğitimli, genç vizyoner insanın kentin bu bölgesine gelerek oradaki hayata dahil olmaları ile insan ilişkilerinde yarattıkları ivme oldu. Yani mimari kadar sosyal kısmı da önemliydi. Bizim projeden sonra yan bina kendine çekidüzen verdi. Karşı kaldırımdaki kahve toparlandı, bakkalda değişik çikolatalar satılıyor, taksi durağındaki taksiciler dahi bu insanların gelmesinden olumlu olarak etkilendiler. Bunun dışında jüri koruma etiğinin mükemmel bir altyapıya sahip olmadığı Türkiye"de     bu süre içinde bu kadar cesur bir dönüşüm yapılmasından
etkilendiğini belirtti.
* Pek çok farklı konuda 17 yıldır bir arada çalışan bir ekibiz. İlk dönüşüm projemiz değil, ayrıca reklam ajansı da yapmıştık (Güzel Sanatlar Saatchi&Saatchi Reklam Ajansı, McCann Erickson, TBWA). Ancak bu kadar geniş ve tek mekanlı taş yapı ile ilk defa çalıştık.
Daha önce yaptıkları projelerden bazıları: BURC Beach, Yapı Endüstri Merkezi, çampalas, TÜPRAşž Genel Müdürlüğü, Ağaçkakan Paşabahçe Evleri, Berlin Türk Büyükelçiliği


œDünyanın her yerinde mimaride itibar kazanmaya başladık

Melkan Gürsel Tabanlıoğlu (Tripoli Kongre Merkezi)
* Biz Libya Trablus"daki projeyi tasarlarken her projede olduğu gibi bulunduğu yere uyumlu çağdaş bir yapı olmasını arzuladık. Önemli olan yerin ve zamanın ruhuna saygılı, doğru işleyen binalar üretmek.
* 3000 kişi kapasiteli bu merkez, yarı saydam metal bir zarfın içine yerleştirlen iki katlı bir dikdörtgen prizma olarak tasarlandı. 51 bin metrekarelik alana inşa edilen merkezin 26 bin metrekaresi bina alanı, 34 bin metrekaresi ise yeşil alan olarak düzenlendi. Ana salon ve iki konferans salonun yanı sıra farklı boyutta ve özellikte yedi salonla birlikte lounge ve restoranı var.
* Farklı kültürlerin buluşmalarına mekan olacak Tripoli Kongre Merkezi, bulunduğu coğrafyanın ve kültürün ruhunu yansıtan, güçlü ve aynı zamanda mütevazı bir yapı olarak çağdaş mimarinin ve sürdürülebilirlik kavramının özgün bir örneği olması kaydıyla œdünyanın en iyi kamusal yapısı unvanına layık bulundu.
* Türkler yurtdışında yıllardır inşaat sektöründe başarılı. Ancak mimarlık daha çok bir entelektüel bir üretim biçimi ve son zamanlarda uluslararası nitelikte kabul gören Türk mimarları sayesinde dünyanın her yerinde bu meslekte de itibar kazanmaya başladık.
Daha önce yaptıkları projelerden bazıları: Kanyon, İstanbul Modern, Levent Loft, Doğan TV Center

Enerji ve su tasarrufu yapan binalar

İngiliz mimarlık şirketi RMJM"nin yürüttüğü projede 25 Türk mimar çalıştı. Projenin müdür yardımcısı Mahmut Uyar projenin 2012"de biteceğini söylüyor

Mahmut Uyar (Varyap Meridian)
* Amacımız Türkiye"nin ilk yeşil binasını inşa etmek ve İstanbul"un şehir siluetine uygun, İstanbul"u hatırlatacak ikonik bir proje yaratmaktı. Proje Amerikan Yeşil Binalar Konseyi tarafından hazırlanmış Enerji ve çevresel Tasarımda Liderlik değerlendirme sistemine göre tasarlanmış Türkiye"nin ilk yeşil konut projesi.
* Batı Ataşehir"de inşa edilen projeye ödül getiren özellik; konut, ticaret, ofis, otel gibi birçok farklı fonksiyonu içermesine rağmen tasarımındaki konsept bütünlüğünü başarılı şekilde sağlaması. Ayrıca yenilenebilir enerjileri projeye entegre etmiş olmamız da önemliydi.
* Varyap Meridian"da binaların çatıları güneş panelleri ile kaplanacak. Peyzaj alanlarına rüzgar türbinleri yerleştirilecek. Her ikisi sayesinde ortak alanlarda kullanılan elektrik enerjisine kaynak sağlanacak. Suyun geri dönüşümüyle yüzde 50 oranında tasarruf sağlanacak.
* Yüksek katlı binalarda giderek azalan komşuluk ilişkilerini lobi bölümündeki bilardo masaları, oturma ve TV alanları, çocuk oyun alanı ile artırmayı hedefliyoruz. Projenin içindeki Grand Tower"daki dairelerde kat bahçeleri var.
Milliyet


Geri Dön