Sektörel

Türk yapı malzemeleri sektörü yeni pazarlara açılıyor!

2020 yılını 21,8 milyar dolar ihracatla tamamlayan yapı malzemeleri sektörü bu sene global ölçekte bir basamağı daha çıkmayı ve dünyada ilk 10’da olmayı planlıyor. İDDMİB Yönetim Kurulu Üyesi ve Türk Yapı Malzemeleri Sektör Komite Başkanı Serdar Urfalılar, konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. 

2020 yılını 21,8 milyar dolar ihracatla tamamlayan yapı malzemeleri sektörü bu sene global ölçekte bir basamağı daha çıkmayı ve dünyada ilk 10’da olmayı planlıyor. Sektörün 2021 Mayıs'taki ihracatı 2 milyar 534 milyon dolar şeklinde oldu. İDDMİB Yönetim Kurulu Üyesi ve Türk Yapı Malzemeleri Sektör Komite Başkanı Serdar Urfalılar, konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. 

Dünyada ‘kayıp yıl’ şeklinde nitelendirilen 2020 yılını 21,8 milyar dolarlık ihracatla tamamlayan, Mayıs'ta ise 2 milyar 534 milyon dolar ihracat yapan yapı malzemeleri sektörü istikrarlı büyümesini ihracat pazarlarında genişlemeye giderek devam ettirmeyi amaçlıyor. Bu senenin öncelikli planı, 21,8 milyar dolar ihracat rakamını geçerek dünya ihracat sıralamasında ilk 10 arasında yer almak. İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Türk Yapı Malzemeleri Sektör Komite Başkanı Serdar Urfalılar, konuyla ilgili yaptığı açıklamasında bu amaca erişmenin yolunun yeni ihracat pazarlarının keşfedilmesinden geçtiğini belirtti.

“AFRİKA KITASI’NDAKİ VARLIĞIMIZI GENİŞLETMEMİZ GEREKİYOR”

Yapı malzemeleri sektörünün özellikle Afrika’nın kuzeyinde uzun senelerdir başarılı işler hayata geçirdiğine dikkat çeken Serdar Urfalılar, “Sektör olarak Sahra Altı Afrika’ya odaklanmaya başladık. Türk yapı malzemeleri sektörü uzun süreden beri Kuzey Afrika’da etkin bir şekilde yer alıyor. Özellikle Libya’da büyük başarılara imza atarak bu ülkeyi bölge için bir üs gibi kullanıyorduk ve ürünlerimiz buradan Sahra Altı Afrika’ya yayılmaktaydı. Ancak son yıllarda bölgedeki üzücü olaylar sebebiyle buradaki ihracatımız sekteye uğradı ve biz de Sahra Altı Afrika’ya doğrudan nüfuz etme yoluna gittik. İhracatçılarımızı bilgilendirmek ve cesaretlendirmek amacıyla nisanda Kenya ve Uganda’yı temel alan bir Doğu Afrika webinarı düzenledik. Hemen ardından Senegal ve Gana özelinde Batı Afrika’yı temel alan bir webinar düzenledik. Son olarak ise bölge ile ihracatımızı geliştirip yeni bir ihracat üssü oluşturabilme hedefiyle Cezayir’e bir webinar düzenledik. Büyükelçilerimizden ve Ticaret Müşavirlerimizden bölge ile ilgili çok değerli bilgiler edindik. Bu planlarımızı da haziran ayında düzenlediğimiz Yapı Malzemeleri Kenya Uganda Sanal Ticaret Heyetimizle somutlaştırdık. Heyetimiz Türk firmaları için yeni ihracat kapıları açtı, 10 Türk firmamız 97 yerel firmayla toplam 102 görüşme gerçekleştirdi. Bu heyetle birlikte Doğu Afrika’nın giriş kapısı Kenya’ya olan ihracatımızı arttırıp bölgede daha aktif bir şekilde yer alacağımıza inancım tamdır.” açıklamasında bulundu. 

“HAMMADDE VE LOJİSTİK SORUNLARI DEVAM EDİYOR”

Hammadde fiyatlarında yaşanan yükselişler sebebiyle maliyetlerin kontrol edilemediğine vurgu yapan Urfalılar, “Fiyat artışları maliyetlerin artmasına sebep olurken navlun fiyatlarının da astronomik olarak yükselmesi maliyet konusunda firmalarımızı zora sokuyor.  Diğer yanda lojistik konusunda pandeminin geçmesini beklemekten daha etkili bir çözüm zor gibi gözüküyor çünkü sorun ticarette değil boş konteyner ve gemi hattı bulabilmekte. Ülkelerin aldıkları önlemler sebebiyle gemiler boşaltım öncesi limanda bekliyor ve zaman kaybı oluyor, bunun üstüne bir de sosyal mesafe sebebiyle işçi sayısının azaltılması eklenince konteynerlerin boşaltılıp geri dönmesi çok uzun zaman alıyor. Küresel deniz taşımacılığında ne yazık ki Türkiye’den önemli firmalar bulunmuyor ve bu durum ihracatçımızın alabileceği önlemler ve alternatifler konusunda elini kolunu bağlıyor” şeklinde konuştu.

“YEŞİL MUTABAKAT’I FIRSAT OLARAK GÖRMELİYİZ”

Avrupa’nın Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olduğuna dikkat çeken Serdar Urfalılar, konuya ilişkin açıklamasını şu sözlerle tamamladı: 

“Avrupa en büyük ticaret ortaklarımızdan dolayısıyla Yeşil Mutabakat ve karbon vergisi bizi ve ihracatımızı doğrudan etkileyen bir süreç. Ne yazık ki ihracatçılarımız bu konuya olması gereken ilgiyi henüz göstermedi. Halbuki bu durumu fırsata çevirebilecek bir potansiyelimiz var. Birçok rekabet ettiğimiz devletin aksine bizim enerji kaynaklarımız büyük oranda ithal fosil yakıtlardan oluşuyor. Yani aslında kaybedeceğimiz çok da bir şey yok dönüşüm sürecinde. Fosil yakıtlarla sistemlerini oturtmuş olan Çin ve Hindistan gibi devletlerin ise dönüşümleri daha sancılı ve maliyetli olacak. O sebeple bize nazaran dönüşümlerinin daha uzun sürmesini bekliyoruz. Tabi ki her değişim sancılıdır. Ancak kartlarımızı doğru oynayıp projelerimizi zamanında hayata geçirebilirsek konumumuzun da verdiği avantajla rakiplerden daha önce avantajlı konuma geçeceğimize inanıyorum.” 

Türk Yapı Malzemeleri Sektörü en fazla ihracatı ABD ve İsrail’e yaptı!