Genel

Türkiye dünyanın üretim üssü olmaya devam ediyor!

Cushman&Wakefield tarafından hazırlanan İmalat Riski Endeksi 2018 araştırmasına göre global üretimde, Türkiye maliyet avantajı, altyapı yatırımları ve coğrafi konumuyla ilk 10 arasında yer aldı

 

Ticari gayrimenkul danışmanlık şirketi Cushman&Wakefield tarafından hazırlanan İmalat Riski Endeksi 2018 araştırmasına göre, Çin global üretimde liderliği bırakmazken Türkiye maliyet avantajı, altyapı yatırımları ve coğrafi konumuyla ilk 10 arasında yer aldı.

Cushman&Wakefield'in her yıl gerçekleştirdiği İmalat Riski Endeksi'nde, 42 ülke, ekonomik gelişmelerden teknolojik eğilimlere, maliyet avantajlarından iş gücüne erişime kadar masaya yatırıldı.

Yapılan araştırmaya göre, ABD'nin gelecekteki global ticaret politikaları ve Avrupa'da Brexit'in son şeklinin nasıl olacağı hakkındaki belirsizliğe, Orta Doğu ve Asya ile Latin Amerika'nın bazı bölgelerindeki yüksek jeopolitik risklere rağmen küresel ekonomi iyi durumunu koruyor. Geçen sene yüzde 2,9 olan küresel GSYİH büyümesinin 2018'de, yüzde 3,2'ye yükselmesi öngörülüyor.

2020 yılına kadar en büyük 60 küresel ekonomide imalatın GSYİH'deki payı yüzde 20 seviyelerini aşacak. Bu pastadaki en büyük pay ise hala Çin'de olacak. 2025 itibarıyla Çin’deki imalat sektörünün GSYİH’de yüzde 30 paya ulaşacak.

Bu payın Avro Bölgesi'nde ortalama yüzde 17 seviyelerinde olması beklenirken, bölgedeki en büyük pay ise yüzde 23 ile Almanya'nın olacak.

- En büyük işçi havuzu Malezya'da

Çin, küresel imalatta ilk sıraya yerleşirken, geçen yıllarda küresel sıralamada en üstte yer alan Malezya, Litvanya'nın sürpriz çıkışıyla bu yıl üçüncü sıraya geriledi. Buna rağmen düşük işçilik maliyetleriyle Malezya'nın imalatta önemli bir lokasyon olmaya devam edeceği belirtiliyor. 

"2017 Küresel İnsan Sermayesi Görünümü" de bölgedeki en büyük vasıflı işçi havuzuna sahip ülke olarak ise Malezya'ya işaret ediyor. 

Hindistan, Çin ve Vietnam'ın bölgede yüzde 30 büyüme beklentisiyle beraber Asya'da kişi başına düşen GSYİH'nin gelecek 5 yıl içinde yüzde 25 artması bekleniyor.

Listenin dördüncü sırasında yer alan Tayvan ise elektronik parça imalatı konusunda gücünü sürdürürmeye devam ederken makina, biyoteknoloji, ilaç, yeşil inovasyon ve ulusal savunma sanayilerindeki önemli ilerlemelerle de göze çarpıyor. 

Doğu Avrupa'da ise Litvanya, en çekici imalat tesisi lokasyonları sıralamasında ikinci sıraya çıktı. Düşük işçilik maliyetleriyle öne çıkan Litvanya'daki işçilik maliyetlerinin, Polonya'dan yüzde 14, Çekya'dan yüzde 30 daha az olması da dikkati çekiyor.

Küresel bazda ise çekirdek Orta ve Doğu Avrupa (Çekya, Slovakya, Polonya, Macaristan) ekonomilerindeki işçilik maliyetleri, Çin ve Hindistan'ın iki katı olmaya devam ederken, ABD'den ise yüzde 60 daha düşük durumda. Macaristan ise bölgede ilaç üretiminde lider konumuyla öne çıkıyor.

- Maliyet duyarlı endüstriler Türkiye'ye geliyor

Altyapı yatırımları ve coğrafi konumunun gücüyle Türkiye, başta Avrupa'nın olmak üzere dünyanın üretim üssü olmayı sürdürüyor.

Orta Avrupa'daki ücret zamları ve artan iş gücü sıkıntısı, daha maliyet duyarlı endüstrileri Türkiye’ye itmeye devam ediyor. Türkiye maliyet avantajı, altyapı yatırımları ve coğrafi konumuyla listede ilk 10'da bulunuyor.

Özellikle maliyetler açısından Türkiye'nin yanı sıra, Romanya ve Bulgaristan'daki gelişmekte olan imalat lokasyonlarının da çekiciliği git gide artıyor.

Cushman&Wakefield Yönetici Ortağı Tuğra Gönden, rapora ilişkin değerlendirmesinde, hızla evrim geçiren ekonomik, politik ve teknolojik gelişmelerin ülkelerin üretim pazarındaki konumlarını bire bir etkilediğini belirtti.

Giderek daha rekabetçi olan küresel imalat arenasında büyümeyi sağlamak ve sürdürülebilir kılmak uzun vadeli yapısal eğilimler ve stratejik konumlandırma ile mümkün olduğunu dile getiren Gönden, şöyle konuştu:

"Avrupa, Asya, Rusya ve Afrika'nın kesişim noktası olan Türkiye'nin coğrafi konumu ve yüksek teknolojiye sahip altyapı yatırımları, global imalat pazarı açısından önemli avantajlar sunuyor. Bununla birlikte yaşanan jeopolitik risklere rağmen ülkemiz Avrupa'nın ve dünyanın üretim üssü olma gücünü sürdürüyor. Türkiye'nin konum ve potansiyelini doğru değerlendirerek uzun vadede üretimde parlayan bir yıldız olacağına inanıyorum."