Genel

Türkiye gazda ‘hub’ olursa enerji fiyatları aşağı çekilir!

Turcas CEO’su Batu Aksoy ile enerji piyasasından başlayıp Turcas ve Aksoy Holding’deki yatırımlarına kadar pek çok konu hakkında açıklama yaptı. Aksoy, sıklıkla liberizasyona vurgu yaptı


Turcas CEO’su Batu Aksoy ile enerji piyasasından başlayıp Turcas ve Aksoy Holding’deki yatırımlarına kadar pek çok konu hakkında açıklama yaptı. Aksoy, sıklıkla liberizasyona vurgu yaptı


Turcas CEO’su Batu Aksoy’un bir önerisi var. Aksoy, Türkiye’nin gazda fiyat belirleyen ülke konumuna gelmesi gerektiğine inanıyor. Bunun için de Türkiye’nin Trakya, Adana-Ceyhan veya başka bir merkezde aynı Avrupa ve Amerika’daki örnekleri gibi bir hub oluşturması gerektiğini anlatıyor. Batu Aksoy, tüketiciye yansıyacak ucuz fiyatın formülünü ‘gazın, gazla rekabeti’ olarak verdi ve “Türkiye üzerinden ne kadar çok boru hattı, ne kadar çok enerji molekülü geçerse, Türkiye enerji maliyetini o kadar çok ucuzlatabilir. Türk vatandaşının, sanayicisinin enerji maliyetlerini ucuzlatmasının en önemli dayanak noktası da gazın, gazla rekabetini sağlamak. Yani enerji piyasasındaki serbestleşmeyi sağlamak. BOTAŞ üzerinden ithal edeceğim ve ondan sonra iç pazara vereceğim derseniz, o zaman gazcılar birbirleriyle rekabet etmiyor. Hepsi en yüksek fiyattan gazını kamuya vermeye çalışıyor. İşi rekabete açtığınızda, bakın o zaman gaz fiyatları ne kadar düşecek” dedi. 


Turcas CEO’su Batu Aksoy’un bu yıla ilişkin en önemli beklentisi ise enerji sektöründe hem direkt hem de çapraz sübvansiyonların kalkması. Çünkü bu sübvansiyonlar bir taraftan da pahalı bir emtiayı daha çok kullanmak için teşvik ediyor. Bu nedenle de hala yüzde 75’lerde olan BOTAŞ’ın pazar payının ilk etapta yüzde 50’lere, sonra da 20’lere düşmesi gerektiğini anlatıyor. Aksoy, sektörün uzun zamandır beklediği BOTAŞ’ın faaliyetlerinin ayrıştırılmasının yanı sıra Doğalgaz Piyasası Kanunu’nun revize edilmesini ve Enerji Borsası EPİ- AŞ'ın kurulumunun tamamlanmasını beklediklerini de aktardı. 


Rekabet gelirse fiyat düşer 


Aksoy, Türkiye’nin dünya petrol ve gaz rezervlerinin yüzde 70’ine komşu olduğunu, üstelik mevcut boru hatlarına yapılacak ilave projeleri ve ‘Türk Akımı’ gibi yeni fırsatları da işaret ederek “Rusya’dan, Mavi Akım ile ilave gaz gelecek. Azerbaycan, Şahdeniz'in ikinci fazını hayata geçiriyor. Oradan da 2020 sonrasında ilave gaz akışı olacak. Üzerine Irak’tan gelecek ve Doğu Akdeniz’de inşa edilecek boru hatlarıyla gelecek müthiş bir gaz potansiyelini konuşuyoruz. Ama biz üretici değil, tüketici ve çok önemli bir transit ülkeyiz. Bu kadar hat Türkiye güzergahını kullanırken, Türkiye’nin kapıyı açarak üreticileri içeriye çekip, gaz üreticilerinin birbirleri ile içerde rekabet etmelerini sağlayacak liberal piyasayı oluşturması gerek” diyor ve ardından “Bakın, görün o zaman gaz fiyatları ne kadar düşecek” iddiasında bulunuyor. 


Fiyat artık farklı belirleniyor 


Aslında Aksoy’un vurguladığı basit manada ‘üreticileri rekabete açın, pazarda birbirlerini kırsınlar’ demek. Aksoy, anlatırken “İngilizce’de “Gas to gas competition” deniyor” diyor ve ekliyor: “Gazın gazla rekabeti. İç pazarda gazın gazla rekabetine izin verirsek, son tüketici olarak Türk halkı bundan faydalanabilir. Bunu tek elden ithal edeceğim dediğinizde, o zaman gaz üreticileri satmak için birbirleriyle rekabet etmiyorlar ki. Hepsi en yüksek fiyattan BOTAŞ’a gazlarını vermeye çalışıyorlar. İçerideki üretici, sanayici kendi karar verecek ve pazarlık gücü olacak. O zaman fiyat herkes için düşecek.” 


Batu Aksoy “Türkiye’de ne yazık ki gaz fiyatları halen petrole endeksli bir formülle ithal ediliyor” diyor ve önerisini şöyle aktarıyor: “Avrupa ve Amerika gibi gelişmiş enerji piyasaları farklı bir trende kaydılar. Hub Based Pricing dediğimiz yeni enerji merkezlerinde oluşan fiyatlarla doğalgaz ithal ediyorlar. Örneğin Almanya’da Baumgarten gaz hubı’ı var. Yine Avrupa’da TTF var. Amerika’da Henry Hub var. Bunlar doğalgazın borsaları. Fiyatlar orada belirleniyor. Gaz fiyatının petrole dayalı olarak belirlenmesi üreticilerin de işine geliyor fakat bu tüketicinin işine gelmiyor. Gazı artık petrole endeksli ithal etmememiz lazım. Bizim de Baumgarten gibi, Henry Hub gibi Türkiye’de Türkiye veya Trakya veya Ankara, Adana gibi bir ‘hub’da fiyatı belirlememiz lazım. O zaman gelen tüm gazların fiyatı bu merkezde dengelenir ve Türkiye fiyat belirleyen taraf olabilir. Şu anda konjonktür olarak doğalgazın fiyatını petrol üzerinden belirleme formülü işimize yarıyor olabilir ama bugüne kadar hiç faydası olmadı. Bundan sonra da olmama ihtimali daha yüksek. Türkiye’de doğalgazın fiyatının da kendi arz ve talebine göre belirlenmesi lazım” 


Petrol 60-70 dolar bandında kalır 


Batu Aksoy’a petroldeki beklentilerini de sorduk. Aksoy, petrol üreten ülkelerin arzı artırdığını ama bu arzı karşılayacak ne Çin’de ne de Avrupa’da bir ekonomik canlanma olmadığına değinerek, “Petrol 50 doların altını test etse de 2015’te 60-70 dolar bandında kalabilir diye düşünüyorum. Ama şunu unutmayalım ki petrol bugün dünyanın en büyük endüstrisi. Yüksek petrol fiyatları küresel ekonomi açısından ne kadar sürdürülebilir değilse, çok düşük petrol fiyatları da sürdürülebilir değil. Dünyada her gün 92 milyon varil petrol trade ediyor. Bu devasa talebi karşılamak için sürekli arama ve üretim yatırımları yapılıyor. Bugün birçok farklı ülkede yaşanan artışın sebebi, fiyatta ortalamanın 100 doların üzerinde olmasıydı. Onun için kaya gazı çıktı. Yatırımların garantiye alınması için fiyatın 80 dolarda dengelenmesi lazım. 2015’te olmasa bile fiyat bir gün 80-90 dolarda dengelenecektir” dedi. 


Enerji fon modelini de çalışıyor 


Aksoy Holding ve Turcas olarak bir yabancı ortakla Türkiye dışında yatırım düşünüyor musunuz? sorusuna ise Aksoy, “İki türlü ortaklık düşünüyoruz. İlki stratejik enerji- petrol şirketleri ile beraber, Irak, İran, Azerbaycan gibi komşu ülkelerde yatırım ve iş geliştirme faaliyetlerini araştırıyoruz. İkincisi de fuzun vadeli yatırımcılarla kurulumunu henüz tasarladığımız inansal yatırımcılarla bir enerji fonu modelinde ortaklık gerçekleştirerek, Turcas’ın know how’ını kullanabileceğimiz işbirliklerini de araştırıyoruz” cevabını verdi.



Yeni yatırımlar için fırsat kolluyor


CEO Batu Aksoy, Turcas’ın enerji yatırımlarında sürdürülebilir bir portföy oluşturmak istediğini de belirtti. Önümüzdeki 5 senede grubun enerji sektöründeki işlerinin üçte birini Shell&Turcas Petrol, üçte birini doğalgaza dayalı elektrik üretimi, kalan üçte birini de diğer kaynaklara dayalı elektrik üretimi oluşturacak. Aksoy, “Hızlı büyüdüğümüz için yatırımlarımızı da kendi içinde olabildiğince çeşitlendiriyoruz. 2006 yılında 450 milyon TL’lik bir bilançoyu konuşuyorken, şu anda 1.2 milyar TL bilanço büyüklüğünü aştık. Doğalgaz santralimizin yanında yenilenebilir enerjiye de yatırım yapmamız gerekiyor. Elektrik üretimini de kendi içinde çeşitlendirerek daha sürdürülebilir bir portföy oluşturacağız. Rüzgar, hidrolik, güneş, jeotermal hatta linyit ve taş kömürü yatırımları için fırsatları kolluyoruz. Geçen dönemde pek çok proje yüksek maliyetlerle, yüksek satın alma bedelleriyle ve yüksek finansman maliyetleriyle finanse edildi veya gerçekleştirildi. Şimdi onların içinden de bir takım fırsatlar çıkabileceğini düşünüyoruz. Şu anda enerji şirketlerinin konjonktüre bakmadan portföy yapması lazım. Yoksa talep arttığında siz karşılayamama riski doğacaktır” açıklamasını yaptı. Turcas’ın jeotermalde bu yıl nihai yatırım kararını vereceği BM Grubu ile Aydın’da ortak en azından 60 milyon dolarlık bir yatırım projeksiyonu olduğunu da aktaran Aksoy, “Denizli ve Manisa’da tamamı Turcas’a ait 2 ayrı arama ruhsatlı sahamız var. Aydın’daki gidişata göre Denizli'de 2015'te ilk sondajı yapmayı planlıyoruz ve Manisa’nın zamanlamasına da Aydın'daki ilerlemeye göre karar vereceğiz” dedi ve ekledi: “Jeotermale ek olarak linyit ve taşkömüründe lisanslı veya ön lisans sahibi bir pojeye ortak olmayı hedefl iyoruz. Türkiye’de doğalgazın daha çok çıktığı Trakya bölgesinde yatırım imkanlarına bakabiliriz. Bunun yanında ayrıca rüzgar ve güneş gibi projeleri de değerlendiriyor olacağız. Kendi geliştirdiğimiz beş rüzgar projesi için EPDK nisan ayında lisanslama sürecine girecek, orada da lisanslarımızı almaya çalışacağız. Bilindiği gibi, diğer kaynaklara göre rüzgarda lisanslama süreci biraz daha farklı işliyor. Eğer bu projelerde lisansımızı alırsak, rüzgarda da en az 30 ila 50 mW’lık bir yatırım yapmayı planlıyoruz. Ama bunu söylemek için henüz erken çünkü bu beş projenin yatırımı lisans alıp alamayacağımıza bağlı.”


Akaryakıtta kontratları yenilemeyi neredeyse bitirdi


2015 akaryakıtta önemli bir yıl olacak. Çünkü yüzlerce akaryakıt istasyonlarıyla 2015’te kontratlar yenilenecek. Batu Aksoy, Shell&Turcas Petrol olarak yenilemesi gelen kontratlarının önemli bir kısmını vaktinden önce yenilediklerini kaydederek “Kalanları da 2015 içinde yenileyip, istasyon sayımızı bir ölçüde artırmayı planlıyoruz. Ekiplerimiz çok erkenden pro-aktif çalışmaya başladılar. Bu yıl için planlanan yatırımımız çok ciddi boyutta. Pazarda benzin ve madeni yağ satışlarındaki birincilik ve dizel satışlarındaki ikincilik konumumuzu pekiştirip sürdürmeyi planlıyoruz” dedi.


Bizim 92 yılda açtığımız kuyuyu Teksas'ta bir yılda açıyorlar


Batu Aksoy, “Türkiye’de Cumhuriyet tarihinde açılan petrol kuyusu sayısı Teksas'ta bir yılda açılıyor. Ne kadar çok açarsan, o kadar çok bulursun. Türkiye’de petrol var mı? sorusunun cevabı: ‘bakmadan bulamazsın.’ Delmeden, riski almadan emin olamayız. Bunun içinde risk sermayesini Türkiye’ye çekecek mevzuatımızın olması lazım. Aramada elde edilecek başarı Türkiye’de oyunu değiştirir. Küçük çaplı da olsa petrol veya gaz aramasına biz de yatırım yapabiliriz veya bu alanda yatırım yapan şirketlere ortak olmayı düşünebiliriz. Jeotermalde edinmekte olduğumuz sondaj tecrübesiyle denemesini bir nevi şu anda yapıyoruz” diye konuştu.


Conrad'ı yeniledi, Bodrum'a proje yapıyor TAİB'de Pasha ile niş bankacılık yapacak


Aksoy Holding’in Turcas ile beraber bünyesinde yürütülen petrol ve enerjinin yanırda 3 işkolu daha var: Turizm ve gayrimenkul, uluslararası ticaret ve bankacılık. Turcas’ta bilanço büyüklüğü 1.2 milyar TL seviyesine gelirken, Aksoy Holding’te 2 milyar TL’lik büyüklüğe gelindi. Turizmde İstanbul Conrad Oteli’nin mülk sahibi olan Grup, Hilton ile işletme sözleşmesini 2027’ye kadar uzattı ve yaptığı satın almalarla mülkün tam sahibi oldu. Aksoy, “63 milyon dolarlık bir yatırımla Conrad Oteli sil baştan yeniledik” dedi. Gayrimenkulde 3 farklı yatırıma da imza attıklarını kaydeden Aksoy, İstanbul Maslak’ta Aksoy Plaza’nın bir bölümünü ofis olarak kiraladıkları bilgisini de paylaştı. Gayrimenkulde ikinci yatırımlarını da Bodrum Yalıkavak Tilkicik Burnu’nda 126 bin metrekarelik bir yarımada satın alarak konut, marina ve butik otel yatırımına başladıklarını da ifade eden Aksoy, projeyi anlatırken “Aralıkta hafriyata başladık. Satış ve pazarlamaya 2015’in yaz ayında, teslimatları da 2016’nın Temmuz-Ağustos aylarında yapmayı planlıyoruz. Mimari projeyi Güney Afrikalı SAOTA firması yapıyor. Gayrimenkulde üçüncü yeni projemiz de benzin istasyonları mülkleri satın alan bir iştirak kurmak oldu. Aksoy Holding olarak gayrimenkul tarafında da büyümeyi hedefliyoruz. Halihazırda portföyümüzde bulunana arsaları projeye dönüştürmek önceliğimiz olacak” açıklamasını yaptı. Geçen yıl TAİB Bank’ı satın alan bir süre önce de Azeri Pasha Bank’a çoğunluk hissesini satan Aksoy Grubu BDDK’dan da beklediği onayı aldı. Batu Aksoy, “TAİB, ilk çeyrek bitmeden 255 milyon TL ödenmiş sermayeye sahip olacak. Aktifl erini 3-4 sene içinde 1 milyar TL’ye ulaştırmayı hedefliyoruz. Şu anda 60 milyon TL aktif büyüklüğe ulaştı. Bireysel bankacılık yapma hedefimiz yok. Kurumsal bankacılık yapacağız. Çok hızlı büyümekten ziyade, sağlam ve emin adımlarla büyüyelim istiyoruz. Odaklı, kurumsal ve niş bir bankacılık yapmak istiyoruz” diye konuştu.




Dünya