Türkiye okullaşma oranında yüzde 95'e çıkacak!
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, "Okullaşma oranında, ilköğretimde yüzde 100, ortaöğretimde ise yüzde 90ın üzerine çıkmak istiyoruz" dedi
Dinçer, Afyonkarahisardaki Korel Otelde "Milli Eğitimin Sorunları"
konulu toplantıda yaptığı konuşmada, 2010-2011 yılları arasında ilköğretimde okul
başına düşen öğrenci sayısının ülke genelinde 322, ortaöğretimde 428, genel
ortaöğretimde 519, mesleki ve teknik öğretimde 355 olduğunu belirterek,
Afyonkarahisarın, okul başına düşen öğrenci sayılarında çok iyi bir statü
yakaladığını kaydetti.
Dinçer, şöyle konuştu:
"Okullaşma oranında ilköğretimde yüzde 100, ortaöğretimde ise yüzde
90ın üzerine çıkmak istiyoruz. Ortaöğretim içerisinde meslek ve teknik
liselerinin payını da yüzde 50-55in üzerine çıkartmaya çaba sarf ediyoruz.
Türkiyenin hemen hemen her yerinde ciddi ihtiyaçlar var. Derslik sayısı
itibariyle Cumhuriyet tarihi boyunca 2002 yılına kadar toplam yapılan derslik
sayısı 334 bin civarında. 2003 yılından bugüne kadar yapılan derslik sayısı ise
163 bin civarında. Türkiye çapında halen 163 bin dersliğe ihtiyacımız var.
Okullaşma oranında ciddi mesafeler katedildi. İlköğretimde okullaşma oranı yüzde
91, 92lerdeyken yüzde 99a yaklaştık. Ortaöğretimde yüzde 35, 38lerdeyken şu
anda yüzde 67, 68lere ulaştık. Yükseköğretime yüzde 18lerdeki okullaşma oranı
aşağı yukarı yüzde 35lere çıktı. Bütün bunlara rağmen evrensel standartlara
gelmek istiyorsak yapılması gereken işler var."
-"Eğitime bir bütün olarak bakmalıyız"-
Dinçer, bu altyapının tamamını Milli Eğitim Bakanlığının bütçesinden
karşılama imkanına sahip olamadıklarını ifade ederek, şunları söyledi:
"Bunu karşılamak için özellikle yeni kanun hükümündeki kararnamede
birtakım değişiklikler yaptık. Bunun bir tanesi okul binalarının kiralanmasıyla
ilgili yöntemdir. Herhangi bir iş adamı bizim ihtiyacımız olduğu yerlere yeni bir
okul binası yapmadan önce protokol yaparak, bizimle anlaşarak ve kendisi bulduğu
arazi üzerine okul binası yaparak, bize uzun süre kiralama imkanına kavuşacak.
Bir başka husus da sadece okulun fiziki binaların karşılanması değil, aynı
zamandan okulun diğer hizmetlerinin de karşılandığı kamu-özel ortaklığı sistemini
uygulamaya koymaya başlamamızdır. Herhangi bir sermaye sahibi ihtiyaç duyduğumuz
yerlerde belki birçok okulu birden inşa ederek, sadece okulu inşa ederek değil,
aynı zamanda iç donanımı sağlayarak, boyasını badanasını yaparak, temizlik ve
güvenlik hizmetini sunarak, spor tesislerini yaparak, aynı zamanda belki kantini
de işleterek topyekun bir okulun eğitim için ihtiyaç duyulan bütün hizmetleri
dahil ederek bizimle işbirliği yapmasıdır."
"Eğitime, fiziki ortam dışında eğitimin niteliği perspektifinden de
bakmak gerekiyor" diye konuşan Dinçer, şunları kaydetti:
"Altyapısını çözmüş iller veya ilçeler ulusal düzeydeki performansıyla
ilgili hak ettiği konumda durmuyorsa orada eğitimin niteliğiyle ve oradaki
yöneticilerin konuya bakışıyla ilgili bir sorun var demektir. Eğitime bir bütün
olarak bakarak çocuklarımız başarısı artırmak için nasıl daha fazla tedbir
almalıyız yaklaşımına yönelmeliyiz. Ulusal ve uluslararası sınavlarda nasıl
daha iyi başarı elde edebiliriz sorusu araştırılmalıdır. Eğitimi sadece
dersliklerde elde edeceğimiz bilgiden, öğrenmeyi sadece öğretmenin bize
aktaracağı bilgiden ibaret görmemek gerekir."
Toplantıya Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu da katıldı.
AA