Türkiye yabancı yatırımcıların çekmenin ötesine geçmeli!
2. Boğaziçi Bölgesel Ortaklık Zirvesi'nde konuşan TAG-Org Kurucu Başkanı Talal Abu Ghazaleh, "Türkiye sadece yabancı yatırımcı için uygun ortam yaratmakla kalmamalı, pazarlamasını iyi yapmalı" dedi
Arap dünyasının kurumsal hizmetler gruplarından The Talal Abu-Ghazaleh Organization Holding (TAG-Org) Kurucu Başkanı Talal Abu Ghazaleh, Türkiyenin sadece yabancı yatırımcı için uygun ortam yaratmakla kalmaması, pazarlamasını iyi yapması ve yatırımcının ayağına giderek kendi ülkesine getirmesi gerektiğini söyledi.
Gazaleh, Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) tarafından, Türkiye İhracatçılar Meclisi ev sahipliğinde, İş Dünyası Vakfı desteğiyle düzenlenen II. Boğaziçi Bölgesel Ortaklık Zirvesinde gazetecilerle bir araya gelerek Arap Baharı, Türk-Arap ilişkileri ve ekonomik krize ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
AARAP BAHARI DEĞİL ARAP RÖNESANSI VAR
Arapçada ilkbaharı ifade etmek için kullanılan bahar kelimesinin Batıdan "Arap baharı" olarak tercüme edilmesine karşı olduğunu dile getiren Ghazaleh, "Bugün içinde bulunduğumuz durumu gerçek ifade edecek kelime Arap rönesansıdır. Bu yüzden ben rönesans demeyi tercih ediyorum" dedi
Gazaleh, bu sayede bölge halklarının menfaati ve çıkarında büyük değişim olacağını ve şu anda bir geçiş süreci yaşadıklarını belirterek, şunları kaydetti
"Bu süreçte birtakım kayıplarımız, bunun için bedel ödememiz, belki ölülerimiz olacak ama, bu ülkelerimizdeki değişim için gerekli olan şeyler. Bu rönesansın tek hedefi var; ekonomik, sosyal ve siyasal alanda özgürlük. Vatandaş artık hayatında değişim istiyor. Bir hesap verebilirlik süreci başlamadan bu değişimin gerçek anlamda oluşması mümkün değil. Değişimin olması için devrim ve inkilaba da gerek yok. İdareciler, değişimin vaktinin geldiğini görebilir ve bu süreci başlatabilirler. Bu şekilde de değişim süreci başlayabilir. Bu yüzden ben bu olaylara olumlu olarak bakıyorum. Trajedi olarak görmüyorum."
Ghazaleh, bu tür rönesans hareketinin olduğu ülkelerde ekonomik kayıp değil, ekonomik kazanç olduğunu, bu olaylardan sonra Çin gibi büyük devletlerin bölge ülkeleriyle yaptıkları ticaret hacminin yüzde 20 arttığını söyledi.
"DÜNYADA EKONOMİK KİRİZ YOK BATILI ÜLKELERİN EKONOMİK KRİZİ VAR"
Dünya ekonomik kriz olduğu söylemenin de doğru olmadığını, bunun Batılı ülkelerin krizi olduğunu ifade eden Ghazaleh, bunun nedeninin bütçe açıkları olduğunu ve dışardan alınan borçlar nedeniyle ekonomik krizle karşı karşıya kaldıklarını söyledi.
Ghazaleh, birtakım batık bankaları kurtarmak için piyasaya aşırı likidite pompalanması sonucu krizin devletlere intikal ettiğini, bu nedenle Batıda iflas eden şirketlerin yerini iflas eden hükümetlerin aldığını vurguladı.
Batının önünde iki zor seçenek olduğunu, ya harcamalar bütçesini kısarak hizmetleri keseceğini ve dolayısıyla da bunun ardından sosyal krizler ve halkların ayaklanmaya başlayacağını ifade eden Ghazaleh, problemin sadece daralan ekonomi, düşen kalkınma hızı değil, hükümetlerin yaşadığı kriz olduğunu söyledi
TÜRKİYE'DE KRİZ YOK
Ghazaleh, Körfez İşbirliği Teşkilatına üye ülkeler olarak bir kriz yaşamadıklarını belirterek, "Çin, Hindistan, Rusya, Brezilya ve Türkiyede bir kriz yok" dedi.
Türk-Arap ilişkileri konusunda her iki taraftan kaynaklanan problemler olduğunu, Türkiyenin uzun yıllar gözlerini Batıya diktiğini, sıkıntılarını aşamadığını, bu yüzden de bütün ilgisini ve gücünü ABye girmek için harcadığını savunan Ghazaleh, şunları söyledi:
"Türkiyenin ABye girmemesi yarar ve çıkarlarının gereğidir. AB şu anda kendisine yardım edecek birilerini arıyor. Kimseye yardım edecek mecali kalmamıştır. ABnin bir çözülme ve dağılma sürecine girdiğini, sürekliliğinin olmadığını, uzun vadede birlik ve bütünlük içinde kalamayacağını düşünüyorum. Avrupa Birliği içinde ekonomik olarak güçlü tek devlet Almanya. Diğer Avrupa ülkeleri ABden kendisini kurtarmasını beklemektedir. Almanya diğer ülkeleri kurtarmaya kalkarsa kendisi batmayla karşı karşıya kalacak."
Ghazaleh, çok daha büyük hacimli bir problemle karşı karşıya olunduğunu, problemin Yunanistan ya da İrlanda olmadığını, İtalya gibi büyük bir ekonominin ardından Fransanın da geldiğini avro ile işlem yapan bütün ülkelerin ekonomisinin kriz içinde olduğunu söyledi.
Allahın herkese iki göz verdiğini belirten Ghazaleh, Türkiyenin iki gözden biri ile Avrupaya bakarken, diğeriyle de Doğuya bakması gerektiğini söyledi.
"TüÜRKİYE'DE KRİZ ORTAMI YOK"
Soruları da yanıtlayan Ghazaleh, Türkiyede bir kriz ortamı olmadığını, Arap yatırımlarının da Türkiyeden kaçmasına neden olacak bir durum bulunmadığını söyledi.
Batının ekonomik krizinin kendileri için problem teşkil etmediğini de ifade eden Ghazaleh, "Kriz bizim için fırsat. Türkiye ve bölgedeki tüm ülkelerin sağlam ekonomik yapıları var. Onların problemini kendi açımızdan fırsata dönüştürebiliriz" dedi.
Ghazaleh, yatırım çekmek için Türkiyeye şu öneride bulundu:
"Yapmamız gereken oturup yatırımı beklemek değil, yatırımı çekecek mekanizmaları oluşturup işler hale getirmektir. Türkiye sektörel konseyler oluşturabilir. Bankacılık, inşaat, sigortacılık gibi sektörlerde sektörün önde gelenleriyle konsey oluşturularak Arap dünyasındaki yatırım imkanları değerlendirilebilir. Türk tarafında siyasi irade mevcutsa, böyle bir arzu ortaya koyarlarsa kişisel olarak ben böyle bir programı ortaya koyarım. Ortadoğuda hemen hemen her ülkede varım. Konseyler oluştururum. Sektörel bazda oluşturulacak konseylerle çok iyi işler yapılacağını umut ediyorum. Bunlar hükümetler tarafından yapılacak hususlar değil. Hükümetler uygun ortamı hazırlar, teşvik eder. Ama yatırım için zorlayamaz. Bunu yapacak konseylere ihtiyaç var."
Ghazaleh, Türkiyeyi "Bütçe fazlası veren ülkeler birliği kurması" için inisiyatif almaya çağırdıklarını, bunun OPEC benzeri bir örgüt olabileceğini belirterek, "Bütçe fazlası mal varlıklarını ihraç etmek problem haline gelmiş görünüyor. 11 Eylülden önce Avrupa ve Amerika kendi ekonomilerini korumak için yabancı yatırımların önüne nasıl engeller koyabileceğini araştırıyordu. Bugün biz de kendi yatırımlarımızı korumak, onların ekonomileri içinde yitip gitmesinden endişe ediyoruz" dedi.
Birçok Avrupa kuruluşunun yatırımları kendi ülkelerine çekmek için uğraştıklarına işaret eden Ghazaleh, "Türkiyeye çağrım şu; Türkiye sadece yabancı yatırımcı için uygun ortam yaratmakla kalmamalı, pazarlamasını iyi yapmalı, yatırımcının ayağına gitmeli ve kendi ülkesine getirmelidir. Bu noktada Türkiyenin çalışması gerektiğini düşünüyorum" dedi.
Ghazaleh, Türkiyede farklı alanlarda yatırım yapmayı düşündüklerini, eğitim sektöründe yatırım yapacaklarını bildirdi. Türkiyedeki ortaklarıyla her alanda işbirliği yapma anlaşması yaptıklarını, finansal, mali, hukuki yatırım danışmanlığı gibi her anlamda değerlendirmeler yaptıklarını, dünyadaki en büyük marka şirketlerinden birine sahip olduklarını anlatan Ghazaleh, özelleştirmenin ilgilendikleri ana konulardan biri olduğunu, özelleştirilecek kurumlara yatırımcı bulma konusunda talep olması halinde Türkiyeye destek verebileceklerini söyledi.
AA