Ekonomi

Türkiye'de hiperenflasyon riski var mı?

Harvard Profesörü Frankel, Türkiye'deki yüksek enflasyonun uygulanan ekonomi politikalarının bir sonucu olduğunu belirterek, Türkiye'nin hiperenflasyonun kıyısından döneceğini söyledi.

Harvard Ekonomi Profesörü Jeffrey Frankel, Türkiye'de yaşanan yüksek enflasyon ortamının dünyada yaşanan enflasyon dalgasından farklı olarak Türkiye'nin kendi uyguladığı ekonomi politikalarının bir sonucu olduğunu söyledi.

Türkiye'deki enflasyonun yüzde 93'ünün iç dinamiklerden kaynaklandığını dile getiren Frankel, faizleri düşürerek enflasyonu düşürmenin mümkün olmadığını ifade etti. Ekonomim'den Elif Karaca'ya konuşan Harvard Ekonomi Profesörü Jeffrey Frankel, Türk hükümetinin faiz oranlarını düşürerek enflasyonla mücadele edebileceği şeklindeki geleneksel olmayan teorisinin başarı olma şansının bulunmadığını kaydetti.

Değersiz TL doğrudan enflasyonu besliyor

Frankel, düşük faiz oranlarının sermaye girişlerini durdurması nedeniyle Türk lirasının değerinin düştüğünü ve bu durumun da doğrudan enflasyonu beslediğini dile getirdi. Uygulanmakta olan ekonomik modelin başarılı olma şansının mümkün olmadığını ifade eden Frankel, resmi rakamlara göre yüzde 85'i geçen TÜFE ve yüzde 157'i geçen ÜFE'ye ilişkin olarak ise küresel enflasyonun yaklaşık 4 puan yükseldiği bir yılda Türkiye’de enflasyonun 60 puandan fazla yükseldiğine dikkat çekti. Türkiye'deki enflasyonun yüzde 93'ünün kendi uyguladığı politikaların bir sonucu, kendi üretimi olduğunun son derece açık olduğunu savunan Frankel,  Türkiye'nin hiperenflasyonun kıyısından döneceğine inandığını kaydetti.

Büyüme yavaşlayacak

Ekonomi profesörü Frankel, Türkiye'nin hiperenflasyona girmekten kaçabileceğini ifade ederek, "Türkiye hiperenflasyon konusunda muhtemelen uçurumun kıyısından dönecektir." diye konuştu. Frankel,  şimdiden, yüzde 80'lerdeki enflasyonla bile parasal teşvikin genel anlamda gücünü kaybettiği ve enflasyonun ekonomik büyümeyi engellemeye başladığı bir süreç yaşandığına işaret etti.  

Küresel resesyon kesin değil

Küresel resesyon beklentisini de değerlendiren Frankel, küresel ekonominin ve ABD'nin 2023'te resesyona gireceği öngörüsüyle ilgili olarak, riskin yüksek olduğunu ancak resesyonun kesin olmadığını ifade etti.  Frankel, "Konuşulanların aksine 2023 yılında küresel ekonominin de ABD'nin de resesyona gireceği kesin değil" ifadesini kullandı. Çok sayıda merkez bankasının yüksek enflasyonla mücadele için başvurduğu faiz artırımları nedeniyle, durgunluk veya en azından küresel bir yavaşlama riskinin normalden daha yüksek olduğunu vurgulayan Frankel, küresel çapta yükselen faiz oranları, yavaşlayan büyüme ve Ukrayna’nın işgaliyle artış kaydeden petrol fiyatlarının Türkiye için işleri daha da zorlaştırdığını belirtti.