Türkiye'de kuraklık tehlikesi var mı?
TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Erol Kaya, AA muhabirinin, "Türkiye'de kuraklık tehlikesi olup olmadığı ve bunun önlenmesi için neler yapılabileceği konusundaki" sorularını yanıtladı. Türkiye'de kuraklık tehlikesi var mı?
TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Erol Kaya, Hükümet ya da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın, binalarda çatıdan akan yağmur sularının belli yerlerde toplanmasını tavsiye ettiğini belirterek, "Bizim gibi ülkelerde bunu tavsiyeye bırakmamak lazım, bunu mecburiyetle zorlamak lazım" dedi.
Kaya, AA muhabirinin, "Türkiye'de kuraklık tehlikesi olup olmadığı ve bunun önlenmesi için neler yapılabileceği konusundaki" sorularını yanıtladı.
Türkiye'nin su zengini değil su fakiri olduğunu belirten Kaya, "Dünya ortalamalarına baktığımızda, kişi başına düşen su harcamasında su fakiri olan ülkelerden birisiyiz. Gittikçe de su fakirliğimiz artmakta" dedi.
Türkiye'nin büyük kuraklığın yaşandığı 1994'ten sonra, 7 yıllık periyotlarla 2000, 2007 ve 2014 yıllarında kısmi kuraklık yaşadığını vurgulayan Kaya, "20 yılda bir de şiddetli kuraklık yaşıyoruz. Şu anda şiddetli bir kuraklık mı yaşıyoruz? Bence sanki biraz şiddetli kuraklık yaşıyoruz" diye konuştu.
Kaya, buna rağmen Türkiye'nin su sorunu olmadığını, İstanbul barajlardaki doluluk oranının yüzde 18.5, Ankara barajlarındaki oranın yüzde 24.1, İzmir barajlarındaki oranın yüzde 57.8, Bursa barajlarındaki oranın ise yüzde 71.3 olduğunu bildirdi. Kaya, "İstanbul'un 80 günlük, 60 günlük suyu kaldı" şeklindeki açıklamaların yanlış açıklamalar olduğunu ve İstanbul'luları tedirgin ettiğini ifade ederek, İstanbul'un su ihtiyacının yüzde 50'sinin Melen'den ve Sakarya Nehri'nden temin edildiğini kaydetti.
Erol Kaya, Ankara ve İzmir gibi şehirlerde kısa vadede su sorunu gözükmediğini ama İstanbul'un ciddi anlamda risk taşıdığını söyledi.
Türkiye'nin 2013-2014 yıllarındaki yağışlarında yüzde 15.8 azalma yaşandığına dikkati çeken Kaya, "Zaten su fakiri bir ülkeyiz, zenginleştikçe su tüketimi artan bir ülkeyiz ve barajlarda da su düşmesi yaşanması nedeniyle, bizim temkinli ve dikkatli hareket etmemiz gerekiyor" dedi. Kaya, Türkiye'nin suyunun yüzde 70'ini tarımda harcadığını, yüzde 20'sini içme suyu, yüzde 10'unu da sanayide kullandığını belirtti.
Çevre Komisyonu Başkanı Kaya, tarımsal alanda kullanılan suda sorun olduğunu ifade ederek, "Özellikle Konya Ovası'nda bunu görüyoruz. Ekili alanlarda verimin düşmesi sözkonusu, böcek istilası sözkonusu olabilir, bitki hastalıkları olabilir. Süt ve ona bağlı hayvansal gıdalarda düşme olabilir. Toprak ve su erozyonu olabilir. Çünkü su azalınca tuzlanma artıyor" diye konuştu.
- "Çıldır'da, Burdur'da neredeyse yüzde 10'ların altında"
Göllerdeki doluluk oranları hakkında da bilgi veren Kaya, "Eber'de yüzde 10'ların altında bu rakam. Eğirdir Gölü'nde durum fena değil, ama Çıldır'da, Burdur'da neredeyse yüzde 10'ların altında, artık tamamen kuraklık aşamasında. Sapanca'da çok ciddi düşüşler sözkonusu, Manyas'ta durum fena değil" dedi.
Kaya, "Konya'daki hidrolojik kuraklık ne anlamı geliyor?" sorusu üzerine, kuraklığın; meteorolojik kuraklık, tarımsal kuraklık ve hidrolojik kuraklık olarak ifade edildiğini belirterek, "Meteorolojik kuraklık, yağışın uzun bir zaman içerisinde belirgin şekilde normal değerin altına düşmesidir, Türkiye'nin yaşadığı da budur. Tarımsal kuraklık, bitki ve ağaçların ihtiyaç duyduğu suyu elde edememesidir. Şu anda Konya Ovası'na 17 kilometreye yakın dev borularla farklı yerlerden su pompalanıyor" diye konuştu.
"Kuraklıkla mücadele etmek için vatandaşlara ne önerirsiniz?" sorusuna Kaya, "Peygamberimiz diyor ki 'derede dahi abdest alsanız israf etmeyiniz.' Bundan daha muhteşem bir şeyle ifade edilemez bu durum. Evimizde çamaşır yıkarken makinenin doluluk oranına dikkat edebiliriz. Mutfakta sebzelerimizi durularken, bulaşık makinemizi kullanırken dikkat edebiliriz. Banyo yaparken sürekli su akıtmak yerine, suyu tasarruflu kullanabiliriz. Sanayicilerimizin yapması ve onların da alması gereken tedbirler var. Belediyelerin yapması gerekenler var, mesela, arıttıkları suları tekrar kullanabilirler" yanıtını verdi.
Erol Kaya, Hükümet ya da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın evlerdeki, binalardaki yağmur sularının belli yerlerde toplanmasını tavsiye ettiğini ifade ederek, "Bizim gibi ülkelerde bunu tavsiyeye bırakmamak lazım, bunu mecburiyetle zorlamak lazım. Her bina çatıdan akan kendi yağmur sularını toparlayıp bahçesinde yer oluşturarak, bu suyu kullanabilir" dedi.
-"Şebeke altyapısındaki kayıp kaçak oranı ciddi bir sorun"
Göletlerin sayısının artırılması gerektiğini işaret eden Kaya, belediyelerin de borulardaki kayıp kaçak oranlarını azaltmasının önemli olacağını vurguladı. Kaya, şebekeye verilen suyla şebekeden çıkan su arasındaki kayıp kaçak oranının ciddi bir sorun olduğunu belirterek, "Kayıp kaçak oranı yüzde 50 olan şehirlerin belediye başkanlarının hiç bir iş yapmasına gerek yok, bu altyapıyı değiştirmeleri yeterli. Kayıp kaçağın olduğu borular, asbestli borular. Artık bu boruların süratle iyileştirilmesi gerekiyor" diye konuştu.
Erol Kaya, bu konuda ciddi bir bilinçlendirme kampanyası da yapmak gerektiğini vurgulayarak, "Eskiden ne kadar enerji ve su harcıyorsanız, medeniyet seviyeniz o kadar yüksek kabul edilirdi. Şimdi tam tersine, ne kadar az enerji ve su harcıyorsanız o kadar bilinçli bir topluma dönüşmüş olursunuz. Bu noktada ciddi eksikliğimiz var. İlkokuldan üniversiteye kadar, bütün hayat bu eğitimi yapmamız gerekiyor" dedi.
Bugün Türkiye'nin ihtiyaçlarına cevap veremeyen 90 yıllık Su Kanunu'nun değişmesinin önemine işaret eden Kaya, su ile ilgili otoritenin daha net oluşması gerektiğini söyledi.
Çevre Komisyonu Başkanı Kaya, "Hortumlar son yıllarda ülkede sık görülmeye başlandı. Türkiye'de acaba iklim mi değişiyor?" sorusuna cevap verirken, Türkiye'de hortumların özellikle denizle karanın tam birleştiği yerlerde oluştuğunu söyledi.
Kaya, "Dünyada küresel ısınmadan bahsetmek doğru olacaktır, bunu dikkate almamız gerekiyor. Türkiye'de de yüksek ısı farklılıkları oluşuyor. İstanbul'da Kasımpaşa, Tuzla gibi yerlerde, Ardahan'da Çıldır Gölü'nde ciddi anlamda hortumlarla karşılaştık. Artık bu bizim yaşadığımız vakalardan birisi. Türkiye'nin gündeminde artık hortum var. Bunun oluşmasının nedeni, iklim değişikliği ve insanların doğaya verdiği tahribatlardır" diye konuştu.
AA