Genel

Türkiye'de rüzgar enerjisine 4 yılda 3 milyar euro yatırılacak!

Alternatif enerji kaynaklarının en önemlilerinden olan rüzgar Türk yatırımcısının gündemine her zamankinden daha fazla girmiş durumda. Hatta yalnızca bu sahaya yatırım yapan gruplar var

Alternatif enerji kaynaklarının en önemlilerinden olan rüzgar Türk yatırımcısının gündemine her zamankinden daha fazla girmiş durumda. Hatta yalnızca bu sahaya yatırım yapan ve kurduğu santrallerde başka enerji kaynağı düşünmeyen gruplar da var. Stratejilerini tamamen yenilenebilir alana konumlayan gruplar arasında Polat, Yırcalı, Demirer ve Bilgin Holding başı çekiyor. Dört yılda 5 bin megavat'e ulaşması beklenen rüzgar santralleri için toplam 3 milyar Euro'luk yatırım gerçekleşecek.
Japonya'nın yaşadığı nükleer felaket enerji yatırımları konusunda birçok ülkeyi bir kez daha düşündürdü. Hatta Almanya başta olmak üzere kimi ülkeler gelecek yıllarda tamamen yenilenebilir enerjiye yüzünü döneceğini açıkladı. Türkiye'de liberalleşme rüzgarının estiği enerji sektöründe bugünlerde daha çok nükleer ve termik santral yatırımları adından söz ettirse de yatırımlar arasında alternatif kaynaklara da yönelen grupların sayısı gittikçe artıyor. Hatta kimi şirketler yatırım rotalarını tamamen yenilenebilir enerji üzerine kurma çabasında. Güneşten enerji üretmenin şuan için yatırımcılar için fızibil olmaması nedeniyle yatırımların önemli bir kısmı rüzgara yapılıyor. Büyük gruplar içinde sadece yenilenebilir enerji alanında büyüme stratejisiyle ilerleyenler arasında ise Polat, Demirer, Bilgin ve Yırcalı başı çekiyor.

Firmalar için yenilenebilir enerjiye yatırım kazan kazan prensibiyle hayata geçirildiğini ifade eden Rüzgar Enerjisi ve Su Santralleri İşadamları Derneği (Ressiad) Yönetim Kurulu Başkanı ve Bilgin Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tolga Bilgin, bu yatırımların var olan potansiyelin değerlendirilmesi açısından çok önemli olduğunu aktarıyor. Türkiye'nin yenilenebilir enerji alanında ciddi bir potansiyeli olduğunu ve bu şirketlerin de gelecekte bu alanın daha da önem kazanacağını öngörerek bir strateji çizdiklerini dile getiren Bilgin, karbon salınımına yönelik sınırlama ve desteklerle şirketlerin bu alana yatırımlarının artarak süreceğini söylüyor.
Sadece yenilenebilir enerjiyle yoluna devam eden büyük grupların da katkısıyla rüzgardan elektrik üretiminin kısa sürede üçe katlanması bekleniyor. Toplam elektrik üretiminin henüz yüzde 1,7'sinin rüzgardan karşılandığı düşünülürse gidilecek daha çok yol olduğu ortada. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) verdiği 94 lisanstan işletmeye geçenlerin kurulu gücü henüz 1.500 megavata ulaştı. Ancak yapılan yatırımlarla birlikte Türkiye'nin potansiyelinin bu rakamın çok üstünde olduğu da hemen bütün sektör temsilcisi tarafından dile getiriliyor.

Yatırımcılar artacak
Daha çok sahil kesimlerinde inşa edilen rüzgar santralleri Balıkesir, Manisa, İzmir ve çanakkale bölgelerinde yoğunlaşıyor. Ancak bu rotalar dışında Hatay, Tokat, Amasya, Tekirdağ gibi illerde de yapımı devam eden rüzgar santrali yatırımları mevcut. Bugüne kadar inşa edilip elektrik üretimine başlayan rüzgar santrallerinin kurulu gücü yap-işlet-devret modeliyle inşa edilenler dahil 1.500 megavat olurken bu rakamın 4 yıl içinde 5 bin megavata ulaşması öngörülüyor. Yatırım tutarının megavat başına ortalama 1 milyon euro olduğu dikkate alındığında, gelecek 4 yılda bu alana yaklaşık 3 milyar euroluk bir yatırım yapılması öngörülüyor.
Bugüne kadar devletin yaptığı yatırımları özel sektörün risk alarak yapmasının Türkiye için çok önemli bir gelişme olduğunun altını çizen Tolga Bilgin, 'Bu alanda şu anda 1.500 megavat olan yatırımların, 4 yıl içinde 5 bin megavata ulaşabileceğini öngörüyoruz. Düzensiz üretimi olan RES ve HES'lere 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kanunu (YEK) ile verilen 7.3 dolar cent'lik alım garantisi, bu santrallerin finansman bulmaları kolaylaşacak ve dolayısıyla yatırım daha mümkün olacak' diyor. Devlet teşviklerinin piyasa oluşumunda büyük önem taşıdığını belirten Tolga Bilgin, hem çevreci ve hem de Türkiye'nin yüksek rüzgar potansiyeli nedeniyle bu alana girdiklerini kaydediyor.

Bandırma örnek oldu
Yap-işlet-devret modeli ve alım garantisi kalkmasıyla bütün yük ve risklerin yatırımcı üzerinde olduğunu aktaran Bilgin, özellikle karbon şahmına getirilen kısıtlamaların bu alandaki yatırımcıya yeni bir kazanç imkanı da yarattığını iletiyor. 'Bilgin Enerji Yatırım Holding, 2005 yılında Bandırma santrali için Türkiye'deki ilk gönüllü karbon azaltım sertifikasını aldı. Her yıl emisyonunu azalttığımız bu karbonu, çevreye karbon salan ve bunu sıfırlamak isteyen yurtdışındaki alıcılara ihraç ediyoruz. Bu model diğer RES ve HES yatırımcılarına örnek oluşturdu' diyen Bilgin, şu anki mevcut RES kurulu gücünün yüzde 15'inin kendi firmaları tarafından karşılandığını söylüyor. Bu alana yatırımların süreceğini ileten Tolga Bilgin, '2013 yılının sonunda, devreye girecek 50 megavatlık RES ile toplam kurulu RES gücümüz 300 megavat, HES'te ise 500 megavat kurulu gücümüz olacak. Yani 2013 yılı sonunda Türkiye tüketiminin yaklaşık yüzde 1,5'unu Bilgin Enerji olarak yerli ve yenilenebilir kaynaklardan karşılayabileceğiz' diyor.
Yenilenebilir enerji alanında ve sadece rüzgar enerjisine yatırım yapan şirketlerden biri olan Polat Enerji yoluna 2008 yılında ortaklık yaptığı Fransız enerji şirketi EDF ile yatırımlarını sürdürüyor. Polat Enerji'nin bu ortaklığı sadece yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmak üzere tesis edilmiş. Türkiye ekonomisinin en önemli sorunu olan dış ticaret açığını enerji alanındaki ithalatın ateşlediğini söyleyen Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Polat, ülkenin geleceği için enerji yatırımlarının çok önemli olduğunu aktarıyor. Türkiye'nin bu alandaki yatırımların yönünü yenilenebilir enerjiye çevirmesi gerektiğini ifade eden Polat, şirketin enerji yatırımlarım da bu doğrultuda şekillendirdiklerini aktarıyor. Bundan sonraki yatırımlarının da tamamen yenilenebilir enerjiye dönük olacağını belirten Polat, 'Grup olarak RES alanına yatırımlarımız toplam 355 megavat civarında. Ancak biz bu rakamı 500 megavata çıkarmak istiyoruz. Grup olarak enerji sektöründeki konsantrasyonumuzu tamamen bu alana verme kararı aldık. Rüzgar dışında güneş için de çalışmak istiyoruz fakat yasal alt yapı ve yatırım bedeli nedeniyle şu an için bu uzak görünüyor' diye konuşuyor.

Demirer rüzgarda ısrarlı
Rüzgar enerjisine yaptığı yatırımlarla bu alanın önde gelen gruplarından biri olan Demirer Holding'in Karbon Geliştirme Müdürü çağla Balcıeriş ise şirket olarak başka enerji kaynaklarına yatırımı hiç düşünmediklerini ifade ediyor. şžu anki yatırımlarıyla 12 santralde 270 megavatlık bir kurulu güce sahip olduklarını dile getiren Balcıeriş, devam eden yatırımların tamamlanmasıyla 2012 sonunda bu rakamı 480 megavata çıkaracaklarını kaydediyor.   Bugüne dek yaptıkları rüzgar santrallerinin devam eden yatırımlarla birlikte 576 milyon euroyu bulacağını söyleyen Balcıeriş, neden sadece bu alana yatırım yapmalarının gerekçesini ise şöyle anlatıyor: 'çevreye değer veren bir şirket olarak sürdürülebilir kalkınma ve karbon ekonomisini de iyi araştıran bir şirketiz.
O nedenle yaptığımız tüm çalışmalar sonucu enerji sektöründe rüzgar santrali dışında başka bir alana girmeyi düşünmedik.'
Balıkesir bölgesinde hayvancılık, dokuma ve enerji alanında yatırımları olan Best Aşž de sadece rüzgar enerjisi alanına yatırım yapan gruplardan biri. Grup Başkam Rona Yırcalı, 50 milyon Euro'luk bir yatırımla 50 megawatlık bir rüzgar enerjisi santralini devreye alma hazırlığında olduklarını ifade ediyor. Uzun zamandır çalışmaların sürdüğü rüzgar santralinde üretim denemeleri yaptıklarını dile getiren Yırcalı, Temmuz ayında üretime start vereceklerini belirtiyor.
NEDEN SADECE YENİLENEBİLİR ENERJİYE YATIRIM YAPIYORLAR
Devlet teşvikleri piyasa oluşumunda büyük önem taşıyor. RES ve HES'lere 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kanunu (YEK) ile verilen 7.3 dolar cent'lik alım garantisi, bu santrallerin finansman bulmalarım kolaylaştırıyor. Üretimden doğan ve emisyonunu azaltılmış karbonu, çevreye karbon salan ve bunu sıfırlamak isteyen yurtdışındaki alıcılara ihraç ediliyor. Dünyada karbon salımın getirilen sınırlamalar yenilenebilir yatırımlar için ek bir kazanç imkanı sağlıyor. Gerek rüzgar gerekse su santralleri için yüzde 100 yerli kaynak olması da yatırımcıyı cezbediyor. Gelecekte çevreci ve yenilenebilir yatırımların daha ön planda olacağını öngören şirketler şimdiden bu alanda güçlenmeyi tercih ediyor.
Ekonomist