Türkiye'de yabancı uyrukların taşınmaz mal edinmesi
Türkiye ile karşılıklılık olan ülkelerde yabancı uyruklu gerçek kişiler, imar planı yapılmış yerlerde iş yeri veya mesken olarak kullanılmak üzere taşınmaz edinebilirler
Türkiye ile karşılıklılık olan ülkelerde yabancı uyruklu gerçek kişiler, imar planı yapılmış yerlerde iş yeri veya mesken olarak kullanılmak üzere taşınmaz edinebilirler. Ancak bir kişi bu suretle 25 dönümden fazla taşınmaz edinemez. Ayrıca ilçe bazında yabancı gerçek kişilerin edinecekleri alan toplam imarlı alanın yüzde onunu geçemez.
Tapu kanunu vakıflar dernekler ve ticaret şirketleri olarak ayırdığımız tüzel kişilerden yalnız ticari şirketlere izin vermektedir. Burada yabancı sermayeli şirketle yabancı şirket ifadesinin karıştırılmaması gerekir Yabancı sermayeli şirketler Türk Kanunlarına tabi Türk şirketleridir. 2003 tarihli Doğrudan Yabancı Yatırımcılar Kanunu ile yabancı yatırımcılar yerli yatırımcılarla eşit muameleye tabi tutulmuştur. Vakıflar Kanunu da, kurucuların çoğunluğunun yabancı olduğu vakıfların taşınmaz edinimine izin vermektedir.
Yabancı ülkede o ülke kanunlarına göre kurulan ticaret şirketleri ise ancak özel kanunla Türkiye’de taşınmaz mal edinebilirler. Yabancıların askeri yasak bölgelerde ve güvenlik bölgelerinde edinecekleri taşınmazlar için izin gerekir.
Tarım arazilerinde yabancıların mülk edinmek hakkının kısıtlanması birçok ülke tarafından kabul edilmektedir. Fakat genel eğilim hassas bölgeler dışında yabancı gerçek ve tüzel kişilerin bina ediniminde serbest bırakılması yolundadır. Hatta bir çok ülke yatırım yapmaları ve iş imkanı sağlamaları koşuluyla yabancıları taşınmaz mal edinmeye teşvik etmekte.
Ülkemizde yabancıların mal ediniminde en büyük kısıtlama ülkeler arasında mütekabiliyet-karşılıklılık aranmasıdır. Anayasamıza göre mütekabiliyet (karşılıklılık) dünya milletler ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olmanın gereğidir. Ancak globalleşen dünya, tüm ülkeleri bu konuda daha esnek davranmaya zorlamaktadır. Çünkü yabancı yerleşim talebi ile artan hareketlilik uluslararası sermaye girişinin hızlanmasını da sağlamaktadır.
Yunanistan'da, yabancı gerçek ve tüzel kişiler, sınır bölgelerinde mal edinemezken Avrupa Topluluğu Mahkemesi kararı ile Yunanistan Avrupa Birliğine üye ülkelerin vatandaşları bakımından sınırlamaları kaldırmak zorunda kalmıştır.
Almanya'da, yabancı gerçek ve tüzel kişilerin taşınmaz edinmeleri konusundaki sınırlamalar 30 Temmuz 1998'de yürürlüğe giren Medeni Yasanın Uygulanmasına İlişkin Yasa ile kaldırılmıştır.
Macaristan'da, gelirleriyle en az beş yıl Macaristan'da yaşamını sürdürebilecek olanlara taşınmaz edinme izni verilebilmektedir.
İtalya'da, yabancıların taşınmaz edinmeleri özel bir sınırlamaya tâbi tutulmamıştır.
Ülkemiz açısından konu ayrıca önem taşımaktadır. Çünkü yabancılardan özellikle turizm yörelerine ciddi talep gelmektedir. En ufak bir hadisede ardı ardına gelen rezervasyon iptallerini ulusça üzüntüyle izlediğimiz günler çok da uzak değildir Oysa yabancılara yapılacak taşınmaz satışı turizm gelirlerine süreklilik ve devamlılık sağlayacaktır.
Ne var ki, ülkemiz açısından mütekabiliyet sorunu, Osmanlı dönemi kapütülasyon, duyun-u umumiye uygulamaları ve yer satın alınarak kurulan İsrail örneği sebebiyle ayrı bir hassasiyet konusudur.
Bu sebeple , karşılıklılık sotunu tartışılırken öncelikle her türlü spekülasyona açık olan “yabancılara tarım arazileri satışının” gündemde olmadığı konusuna açıklık getirilmeli, bina satışı konusu ayrıca ele alınmalıdır. Sorun ülke yararı açısından bu çerçevede tartışılmalıdır.