Türkiye'deki binaların yüzde 45'i depreme hazır değil!
Türkiye' de mevcut binalara bakıldığında durum pek de iç açıcı değil. Yüzölçümünün yüzde 92'si deprem kuşağında bulunan ülkemizdeki 20 milyon konutun yüzde 45' i sağlıksız...
Deprem gerçeğini bundan 15 yıl önce Marmara Depremi ile bir kez daha hatırlamış olan Türkiye'de mevcut binalara bakıldığında durum pek de iç açıcı değil. Yüzölçümünün yüzde 92'si deprem kuşağında bulunan ülkemizdeki 20 milyon konutun yüzde 45'i sağlıksız...
Yani hem depreme karşı güvensiz hem de enerjiyi israf eden, sosyal donatıları olmayan, sağlıklı ve konforlu yaşam imkanı sunamayan niteliksiz yapılar... İşte bu noktada, kentsel dönüşüm sürecinin doğru yönetilmesi ve kamuoyunun bilinçlenmesi çok önemli.
Yakın geçmişimizdeki en şiddetli deprem olan 17 Ağustos 1999 depreminin 15'inci yıl dönümünde açıklamalarda bulunan Çukurova Gayrimenkul İcra Kurulu Başkanı Cafer Kara, "Aynı acıları tekrar yaşamamak için binalar, deprem anında kaçılacak değü, içine güvenle sığınüacak yerler olmalı. Tüketiciler konut seçerken elbette estetik değerlere önem vermeli ancak öncelikleri statik değerler olmalı." diye konuştu.
ÖNLEM VE EĞİTİM ŞART! Yakın zamana kadar ülkemizde mühendislik ve mimarlık hizmetlerine gereken önemin verilmediğini vurgulayan Cafer Kara, depremlerin oluşturacağı hasarları azaltmanın en etkin iki yolunun depreme dayanıklı yapılar inşa etmek ve toplumu depreme karşı eğitmek olduğunu vurguladı.
YAPI DENETİMİ SAĞLIKLI İŞLEMELİ...
"Zemin etüdünden projelendirmeye, malzeme kalitesinden yapım faaliyetine kadar bina üretim sürecinin her aşamasında alınacak mühendislik hizmeti yapıların güvenli olmasının en önemli teminatıdır." diyen Kara, yapı denetiminin sağlıklı işlemesinin önemine de dikkat çekti.
Ankara Son Söz