Türkiye'den ev mi alınmalı, hisse mi?
Habertürk Gazetesi yazarı Yiğit Bulut Türkiye'den ev mi yoksa hissemi alınmasının daha akılcı olacağını inceledi
Yabancı bir dostum sordu, ben de sizlere aktardım!
Değerli dostlar, Türkiye'de yatırım yapmak isteyen yabancıların en çok sorduğu soruya cevap aramak ve özellikle son dönemde Avrupa ve Amerika basınında çıkan "Türkiye'de ev alın" tavsiyeleri ile içeride yapılan "emlak yorumlan" arasında tezat var mı sorgulamak istiyorum.
Bu sorgulamayı yaparken bazı noktaları net olarak tespit etmemiz gerekli.
1- Avrupa Birliği süreci, Yeni Dünya Düzeni, değişen Türkiye modeli gibi detaylar orta ve uzun vadede emlak fiyatlarına mutlaka olumlu yansıyacak ama kısa vadede özellikle finansal-siyasal gerekçeler ile geri çekilmeler de olabilir!
2- Ana soru şöyle sorulabilir: Emlak yatırımları diğer finansal araçlar gibi algılanabilir mi? Böyle bir değerlendirme doğru olur mu? Bu soruya "bir hisse senedi grafiği üzerinde cevap arayalım" ve "emlak fiyat trendleri de hisse fiyat hareket mantığına uyar" tezini ortaya atarak konuyu derinleştirelim. Grafik üzerinde bazı dönemleri "sizin konut almaya niyetlendiğiniz" dönemler olarak varsayalım. O dönemde, yani fiyatlar balon içindeyken, sizlere "kısa vadede emlak fiyatları düzeltmeye maruz kalabilir, ama orta-uzun vadede yukarı"
deseydim, belki kavramlar çok açık olmazdı. Oysa yaşananlar grafiğe dökülünce yorum çok açık ve net; fiyat kısa vadede geri çekiliyor, realizasyonlar oluşuyor ama sonrasında yeniden yukarı dönüyor.
3- Bu bir hisse grafiği ama aslında bir "emlak fiyat grafiği" çizsek mantık çok farklı olmaz. Sadece dalgaların sayısı daha az ve genişliği daha büyük olarak karşımıza çıkar.
4- Bütün fiyat trendleri, buna oturduğunuz veya almayı düşündüğünüz evin fiyatı da dahil olmak üzere, "patlama-çöküş" teoremine göre hareket ederler. Dipler ve tepeler her zaman vardır.
Sonuç: "Türkiye'de ev alın" tavsiyesi ile "fiyatlar geri çekilir" tezi çelişen değil, doğru analiz edildiğinde birbirini tamamlayan yapılardır. Ana soru; ev mi, hisse mi şeklinde sorulduğunda "yatırım tercihine" göre cevap verilebilir.
Son söz: Türkiye'de emlak fiyatları önümüzdeki dönemde elbette yukarı gidecek hatta Amerika ve AB'deki fiyatları dahi geride bırakabilir. Ama şunu da asla unutmamak gerekir; kısa vadede "kâr realizasyonları" oluşması ve fiyatların geri çekilmesi doğaldır ve ana trendi bozmaz.
Türkiye piyasaları neden dünya kadar
Kimilerine göre dünya piyasaları çöküyor, bazılarına göre ise yaşananlar sadece realizasyon! Ben, 2007 Kasım sonrasında yaşananların düzeltmesinin zirve yapıp realize olduğunu ama trendlerin hâlâ kırılmadığını düşünenlerdenim.
Değerli dostlar, dünya piyasalarında yaşananların "ne olduğundan ayrı", Türkiye'nin durumunu doğru algılamamız gerektiğinin altını çizmek istiyorum!
Türkiye neden bazı dönemlerde Amerika dahil birçok ülkeden "olumlu yönde" ayrıştı ve neden Türkiye'ye para girdi? İşte tam bu noktada özellikle algılama karışmışken, bazı noktaları hatırlatmak istiyorum:
1- Bana göre en önemli detay, yeni dünya düzeninde Türkiye'nin en güçlü ortaklıklarının Amerika'nın da desteği dahilinde Rusya-Hindistan-İran-Çin ve Arap ülkeleri arasında oluşmasında gizli!
2- IMF-Dünya Bankası çizgisinde borçlanan kısır Türkiye modeli, borçlanmadan yeni dünya düzeninin güçlü elemanları ile iş yapan Türkiye modeli ile yer değiştiriyor.
3- Petrol parası ile yeniden süper güç olma yoluna giren Rusya'nın konumu ve burada yaratılabileceği "marjinal paranın" Türkiye'ye akacak olması, tartışılması gereken önemli detay! Daha açık bir tespit yapayım: Rusya'da para varsa bunun değerlenip harcanacağı yer tartışmasız Türkiye olacak!
4- Avrupa projesi ölüyor! Bu projeye umut bağlayan paranın da Türkiye'ye doğru kayma süreci başladı. Yunanistan'ın IMF'ye teslim edilmesi, AB'nin öldüğünün resmi açıklaması!
5- Türkiye'nin yeri ve dünya düzeni denklemi kayıyor!
Sonuç: Yeni Dünya Düzeni ve denklemde "yeri değişen Türkiye" gerçeği fiyatlamaları değiştiriyor.
Yiğit Bulut/Habertürk