Arsa ve Arazi

Türkiye'nin borçlarına 2B arazilerinin satışı yama olacak!

Katma değeri yüksek, bilgi yoğun üretim yapmayıp, 'tüketerek' büyüyen Avrasya'nın hızlı kapitalisti Türkiye'de, halkın bankalara borcu 7 Avrupa ülkesinin kamu borcunu geçmişti

Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) banka kredilerinin yüzde 74'ünün tüketici borcu olduğunu açıkladı.
TÜDEF raporunda bankaların tüm sektörlere verdiği 290,3 milyar TL'lik kredi tutarının 216 milyar TL'sini gelirlerinin çok üstünde borçlanan tüketiciler kullanmıştı.

Ve 165 milyar dolar ya da 125 milyar avro tutan bu borç yekunu, yedi Avrupa ülkesinin kamu borcundan fazlaydı.
Milli gelirin yüzde 10'una yaklaşan cari açık bile dik çizgi tırmanan ithalat ve sıcak-paranın köpürttüğü iç talebe dayanmış 'hırslı ekonomik büyüme' dengesizliğini gözler önüne seremiyordu.
Dolayısıyla milyonlarca vatandaşın banka borcu, 7 Avrupa ülkesinin kamu borcuna denkse, iki Lüksemburg ya da bir buçuk KKTC kadar 'ormanlık vasfını kaybetmiş' arazinin satışı da mubahtı.

Elbette yüzlerce yılda oluşan ve kendini yenileme yeteneğine sahip ormanlık alanlar içerdiği tüm canlı sistemle 'atıl atıl duran işlevsiz ölü alan' diye ilan edilip kadastrosu çabucak tamamlanırdı.
Ve ölçüsüz tüketimle sürdürülen büyüme fenomenine 'ormanlık vasfını kaybetmiş' diye nitelenen 470 bin hektarlık 2-B arazisi de satılarak katılırdı.

TBMM Başkanlığı'na 'vatandaşla devlet arasındaki 40 yıllık ihtilafı çözeceğiz' diye sunulan 2-B yasa tasarısının ayrıca kentsel dönüşüm projelerine geniş 'yemlik arsa' ağlayacağı anlaşılmıştı.
Tabii ki proje kapsamına giren yerleşim alanında yaşayan vatandaşa en küçük itiraz hakkı bile tanınmamıştı. 
2-B kapsamındaki ormanlık alan ve milli parkların göbeğinde, dibinde yer alan 470 bin hektarlık toprağın yüzde 4.7'sinde yapılaşma vardı ve yaklaşık 300 bin hektar temiz biçimde yerel, yabancı yatırımcılarını bekliyordu.
En az 26 milyar lira gelir beklenen 2-B arazilerinin satışı gerçekleşirse Cumhuriyet tarihinde görülmemiş büyüklükte su havzası, ormanlık alan, tarım arazisi kamusal mülkiyetini ve hukukunu kaybederek 'özelleştirilmiş' olacaktı.

2-B arazilerinin yüzde 10'unun bulunduğu Antalya ve kıyıları, Muğla'nın Fethiye, Köyceğiz ve Dalaman gibi tarihi ve doğal güzelliklere sahip beldeleri, Mersin, Sakarya, Balıkesir, Ankara gibi 36 il 2-B rant haritalarıyla görücüye çıkıyordu.
Bu arada İstanbul'un Beykoz, Şile, Çekmeköy, Zekeriyaköy, Bahçeköy, Kemerburgaz gibi ormanlarını kemirerek saklanmış binlerce kaçak lüks konut da durduğu yerde ödüllendiriyordu.

Devasa hazine arazilerindeki bu mülkiyet değişikliğiyle umulan 50 milyarlık rant piyasalara ilaç gibi gelecekti...
2-B yasa tasarısının ince işçilik mevzuatından anlıyorduk ki, arazilerin bir kısmı ise kentsel dönüşüm kisvesiyle önce 'kamulaştırılıp' sonra 'özelleştirmek' suretiyle üzerinde yaşayan yoksullardan temizlenerek sermayeye transfer edilecekti...
Böylece bir ülke büyüklüğündeki 4 milyon dönüm kıyı, ormanlık alan ve tarım arazisini 'geriye dönüşsüz tüketecek' Türkiye'nin bu çok pahalı büyüme modeliyle dünya iktisat literatürüne girmemesi olanaksızdı...
 
Nihal Kemaloğlu/Akşam