Sektörel

Türkiye'ye yatırımlar ve ilgi azalmayacak!

İstanbul Finans Merkezi Girişimi Başkanı Artunç Kocabalkan'nın sorularını yanıtlayan TAV Grubu CEO'su Sani Şener, Rusya ile yaşananlardan 3. Havaalimanı'na, gelecek planlarından İstanbul Finans Merkezi'ne kadar birçok konu üzerinde açıklama yaptı...

TAV Grubu CEO'su Sani Şener, İstanbul Finans Merkezi Girişimi Başkanı Artunç Kocabalkan'a gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin ve TAV'ın geleceğine ilişkin görüşlerini aktaran Şener, 15 ülkede 70 havalimanında var olmanın kolay olmadığına dikkat çekerek, "Önümüzde ciddi projeler var ancak grup olarak akıllı olmayan hiçbir işe girmemiz ve yatırım yapmamız mümkün değil" dedi. İşte Rusya ile yaşananlardan 3. Havaalimanı'na, gelecek planlarından İstanbul Finans Merkezi'ne kadar birçok konun konuşulduğu Sani Şener'in röportajının detayları... 


AK: Rusya'yla yaşamın anlaşmazlıklar Türkiye havacılık sektörünü ve TAV'ı 2016'da nasıl etkiler? 


Rusya ile krizin Türkiye ve Rusya için sürdürülebilir olduğuna inanmıyorum. İki ülkenin istemeseler de stratejik ve jeopolitik doğal ortaklıkları var. Dolayısıyla bu sıkıntının belirli bir süre soma biteceğine inanıyorum. Sürerse her iki tarafa da ekonomik açıdan ciddi sıkıntılar yaratır. TAV Grubu olarak, Rus turistlerin ülkemize gelmemesinden sadece Antalya'da Rus charter uçaklarına hizmet veren yer hizmetleri şirketimiz etkilenir. İstanbul'da Rus yolcunun oranı zaten yüzde 3.77; o açıdan fazla etkilenmeyiz. Tabii ki şu anda Türkiye'nin etrafı yangın yeri, Türkiye de dış politikada kendini gelişmelere göre konumlandırıyor. Bu tamamıyla ülkemizin dış politikası. Yurtdışında iş yapan firmalar olarak kendimizi konumlandırmaya mecburuz. Çünkü dış ticaretle dış politika paralel gider. TAV'm raporlama teknikleri çok gelişmiştir, tüm grubun operasyonel ve finansal rakamlarına grubun tüm yöneticileri çok hakimdir. Onun için, organizasyon yapımızın da avantajı ile çok hızlı hareket edip esnek olabiliyoruz. Bu da gelişmelere göre kendimizi hızlıca konumlandırmamıza imkan tanıyor. 


HAVACILIK SEKTÖRÜ HEMEN KENDİNİ TOPARLAR 

Bana şimdi iyimser diyebilirsiniz, iyimser değilim, hiçbir zaman da olmadım hiçbir konuda. Ben pozitif bakıyorum olaylara, çünkü iyimserlikle pozitif bakmak arasında ciddi bir fark var. İyimserlik insanı vurdumduymazlığa da itebilir ama pozitif olmak inşam dinamik bir şekilde uyanık tutar ve atak hale getirir. Çünkü bugünkü dünyada, sermaye dinamik, pazarlar dinamik, teknoloji çok hızlı değişiyor, dış ilişkiler dinamik, insan kaynakları da öyle. Çok hızlı kendini pozisyonlayan ve yenileyenler ayakta kalacaktır. Sıkıntılar olacaktır elbette 2016'da... Döviz fiyatları yükselebilir, yolcu sayılan azalabilir ancak kısa vadede, küresel dünyada insanlar ve ürünler için fiziksel taşıma işini yapan havacılık sektörü hemen kendini toparlar. 



İŞLETMEDİĞİMİZ HAVALİMANLARINA DA GİRDİK 


AK: İstanbul Atatürk Havalimanı sonrası grup içinde daha önemli bir yere gelmesi beklenen TAV'm hizmet şirketlerinin büyüme planları hakkında bilgi verebilir misiniz? 


SŞ: TAV olarak şu anda servis şirketlerimiz ve inşaat şirketimizle birlikte dünyada 70 havalimanında varız. Bunlardan 14 tanesine yatırımını yaptık ve işletiyoruz, 6 tanesinin inşaatım yapıyoruz. Diğer 50 tanesinde ise yer hizmetleri, duty-free hizmetleri, bilişim hizmetleri ve yiyecek-içecek işletmesi yapıyoruz. İstanbul Yeni Havalimanı ihalesinden çekildikten sonra, bizim işlettiğimiz havalimanlarında hizmet veren servis şirketlerimizin işletmesini yapmadığımız havalimanlarında da hizmet vermesi stratejisini çok ciddi bir şekilde uygulamaya koyduk. Ve Grup olarak 70 havalimanına ulaştık. Kenya Nairobi havalimanında varız. ABD'de VVashington'da lounge, Houston'da duty-free mağazalarını işletiyoruz. Suudi Arabistan'da IT ve yer hizmetleri şirketimiz var. Bakın bu kolay bir iş değil; 15 ayrı ülkede çalışıyoruz, her ülkenin rekabet hukuku, iş hukuku, ticaret kanunları farklı. 15 ülkenin kanunlarına uygun, göçmen şirketler kuruyoruz, bunlara İK sağlıyoruz, eğitiyoruz, yatırım yapıyoruz ve tedarik zinciri kuruyoruz. işte TAV'm hep bahsettiğim bilgi sermayesi ve sosyal sermayesi bu. Sermayelerimizin güçlü olması bu sonuçları getiriyor. 



PAHALI BAŞARISIZLIKLARA YOL AÇAN İŞLERE GİRMEYİZ 


AK: Türkiye'de ya da yurtdışında devam eden ya da 2016 içinde hayata geçebilecek nitelikte özelleştirme ya da satın almalar olacak mı? 
Biraz detay alalım... 


SŞ: Güneydoğu Asya, Ortadoğu ve Afrika'ya ilgimiz sürüyor, ciddi projeler var önümüzde. 

Ancak bizim grup olarak akıllı olmayan, pahalı başarısızlıklara yol açabilecek, finansal ve operasyonel kapasitemizin üstünde hiçbir işe girmemiz ve yatırım yapmamız mümkün değil. Bizim ciddi bir avantajımız var, iyi bir küresel marka olduk. Yatırımcılarımız ve ortaklarımız bize güveniyor, riskleri küçümsemediğimiz gibi gözümüzde de büyütmüyoruz. Ama iyi bir markayı yaratmak kolay değil, kaybetmememiz lazım. Marka olmak popüler olmak değil, seçilebilir olmak ve başkaları tarafından önerilebilir olmak demektir. TAV bu dediğim pazarlarda hem seçiliyor, hem de öneriliyor. Onun için biz İstanbul Atatürk Havalimanı'ndaki hizmet süremiz bitene kadar oradan kaybedeceğimiz EBİTDA'nın yerini dolduracağımıza inanıyoruz.


AK: İstanbul Yeni Havalimanı'nın 2018'de açılması planlanıyor. Tarihin öne çekilmesi söz konusu mu? 


SŞ: 3. Havalimanı'nın biteceği tarihten ziyade, bizi 2021 yılında süresi dolan sözleşmemiz ilgilendiriyor. Çünkü DHMİ 3. Havalimanı ihalesine çıkmadan önce, bize 3. Havalimanı'ını erken bitmesi halinde kâr kaybımızın 2021 yılına kadarki kısmının karşılanacağını garanti etti. Çünkü bizim aldığımız krediler, ödediğimiz peşinatlar, kontratımız, borsadaki değerimiz hepsi 2021 yılma göre hesaplanmış. DHMİ sözleşmesine sadık kalarak ihaleden önce ilk olarak bu işi halletti. Biz Atatürk Havalimanı'nda Ulaştırma Bakanlığı, THY, DHMİ ve TAV olarak çok büyük işler yaptık. Hep ilkleri hayata geçirdik. Aldığımızda 10 milyon olan yolcu sayısı 60 milyonlara çıktı. Avrupa'nın en büyük üçüncü havalimanı oldu. Görevimizi en iyi şekilde yaptık. THY'nin başarıyla büyümesinde karınca kararınca bizim de katkımız vardır. İstanbul'u dünyaya tanıttık. İstanbul'dan sonra Ankara, İzmir, Bodrum ve Gazipaşa'da ve yurtdışındaki havalimanlarımızda işletmelerimize devam ederken, çok büyük bir havalimanını da portföyümüze katabiliriz tabii ki. Türkiye'ye ilgi piyasaya rağmen devam eder 


AK: Piyasanın heyecanla beklediği FED'in faizi 0.25 oranında artırması sonrası planlarınızda ya da beklentilerinizde herhangi bir değişiklik yaptınız mı? 


SŞ: Şimdi finansal olarak geleceği tahmin etmek istemiyorum, piyasalar çok dinamik, FED'in yanı sıra ECB ve Çin Merkez Bankası 'mn ne yapacağını bilemeden konuşmak faydasız olur. Verilere dayalı gelecek tahmini yapmak lazım. Mesela petrol zengini ülkeler petrol gelirlerinin düşmesi ile yurtdışındaki sermaye fonlarından çok ciddi paralar çekmeye başladılar, bunun da özellikle gelişmekte olan ülkelere ciddi etkisi olacaktır. Yani petrol fiyatının düşüşü ithalatta çok ciddi tasarruf sağlayacak ama petrol zengini ülkelerin yatırımlarda kullanılan paraları da ülkelerine geri dönecek. FED'in faiz artışıyla birlikte de tabii ki yabancı parada da geri dönüş olacaktır ancak Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler listesinin en tepesindeki bir ülkeye yatırımların ve ilginin devam edeceğine inanıyorum. 


AK: Reform paketinden neler bekliyorsunuz? 


SŞ: Ekonomik reformları yapmak kolay, onlar yapılır, yapılmaya da başladı ancak yapısal reformlar çok önemli. Yapısal reformlar deyince, bence en önemli iki tanesi hukuk ve eğitim. Hukukta uzun yıllar süren sonuçlamayan davalar konusu buna bir örnek. Eğitimde ara eleman sıkıntısının giderilmesi ve temel bilimler eğitimlerinin çok güçlendirilmesi gerekliliği de eğitim reformuna bir örnek. Araştırmacı, sorgulayıcı bir eğitim, ekonominin ana motoru olan insan kaynaklarının yetişmesi açısından çok önemli.



İstanbul Finans Merkezi ekonomiye çok şey katacak 


AK: İstanbul Finans Merkezi (İFM) projesine bakışınız nedir? Sizce İFM ekonomiye ve sektörünüze nasıl bir etki yapar? 


SŞ: Türkiye son 15 yılda ekonomik anlamda ciddi bir atılım yaptı. İstanbul, sahip olduğu kültürel ve toplumsal değerlerin yanı sıra ekonomik anlamda da tüm dünyada önemli bir çekim merkezi. İstanbul Finans Merkezi projesi bu zemin üzerinde yükselmesi planlanan; gerek İstanbul'un gerekse de Türkiye'nin küresel finans piyasasındaki yerini sağlamlaştırması beklenen, sembolik anlamı dahi güçlü bir proje. 

Bu proje sadece bir emlak projesi gibi algılanıyor olabilir oysa içini dolduracak finansal enstitülerin katkıları ve bilgileri öne çıkarılmalı. Yeri konusunda da fazla bir bilgim yok ama Asya yakasında olacağı söyleniyor. Havalimanını Avrupa yakasında yapıp İFM'yi Asya yakasında yapmak da sıkıntılı olabilir. Genellikle havalimanlarından ulaşımı kolay olan bir yerde olması daha iyi olabilirdi diye düşünüyorum. Ancak dediğim gibi çok detay bilgim yok yanıltıcı da olmak istemem. Sadece gerekliliği, İstanbul'a ve Türk ekonomisine çok şeyler katacağına inancım tabii ki çok fazla. 


Integral Menkul Değerler, TAV İşletme Hizmetleri'nin İstanbul Atatürk Havalimanı iç ve dış hatlarda yer alan primeclass Lounge'larında 'İntegral Finans Merkezleri'kurdu. İntegral, bu alanlarda uzman kadrosuyla ziyaretçilere finasal piyasalar, BİST, VİOP ve Forex gibi konularda kişisel finans hizmeti sunacak. 


Sabah