Türkler için gayrimenkul her zaman yatırım aracı oldu!
Ant Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Okay, Four Seasons Hotel Bosphorus’ta iş dünyasının önemli temsilcileriyle bir araya geldi. Okay, ekonomiye ve sektöre ilişkin önemli açıklamalarda bulundu
Geçitiğimiz yıl Ağustos ayındaki kur dalgalanmaları ekonomideki tabloyu değiştirdi. Özellikle özel sektörün borçluluğu ve yükselen enflasyon ekonominin en önemli gündem maddelerinden biri oldu. Diğer yandan, ABD başta olmak üzere İngiltere’de Brexit ve Avrupa ülkelerindeki sorunlar 2019 yılında da izlenmeye devam edecek gibi görünüyor. Four Seasons Hotel Bosphorus’ta iş dünyasının önemli temsilcileriyle bir araya gelindi. Fortune Turkey Dergisi'nde yer alan habere göre, Ant Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Okay, ekonomiye ve sektöre ilişkin soruları yanıtladı.
Mehmet Bey gayrimenkul sektöründe kur ve faizlerdeki yükseliş etkisiyle sektörde talep daraldı. Şu andaki durumu değerlendirir misiniz?
Hem yurtiçinde hem yurtdışında çalışan bir firma olarak iki tarafı da değerlendirmek istiyorum Yıllardan beri sektörde yurtdışında da iş yapalım, orası iyiyken yurtiçini destekleyelim diyorduk. Ya da yurtiçinde işler iyiyken diğer tarafı destekleyelim gibi... Yurtdışında biraz işi olanlar sektörde daha iyi durumda. Sadece yurtiçine çalışanlar maalesef arz talep dengesinin bozulmasından etkileniyor. Şu anda ciddi bir konut stoğu birikti. Tabi satışların düşmesinde birkaç tane faktör var. Arsa fiyatlarının yüksekliği, bunun konut fiyatlarına yansıması, enflasyonun etkisiyle alım gücünün azalması... Türkler için gayrimenkul her zaman bir yatırım aracı oldu. Ancak bugün geldiğimiz noktada rekabet ve nakite sıkışanlar nedeniyle ucuza satışlar sonucunda şimdi aidat sorunları ortaya çıktı. Sektör olarak nerede yanlış yaptık? Gayrimenkul işine kontrolsüz bir şekilde çok farklı sektörlerden kişiler girdi. ABD’den örnek vermek istiyorum. Biz uluslararası iş yapan 250 müteahhit içinde 70-80’inci sıralardayız. ABD’de iş yapmak istediğimizde ‘kimse gel, şu sıradasın’ demedi. ‘ABD’li bir firmayla yüzde 50 ortak olarak iş yap, rüştünü ispatla dedi. Dolayısıyla Türkiye’de sektör, iyi para kazanılması nedeniyle cazip görüldü. Arsası olan sanayiciler projeler yaptı. Türkiye’de herkes bu rüzgara kapıldı. Ancak, dünyada böyle bir durum yok. Bir de sektörle ilgili açıklanan veriler çok gerçeği yansıtmıyor. Bazı moral verici haberler doğru ama bazı haberler de yanıltıcı oluyor. Örneğin, birisi evini satmış, başkası almış. İstatistiklere şu kadar konut satıldı diye giriyor. Ama bunlar ekonomiye katma değer sağlamıyor. Bunları görenler biraz frene bastı ama görmeyenler maalesef gaza bastı. Rusya ile uçak krizi sonrasında gönderilmeyen 30 firma arasındaydık. İşlerimize devam ettik. Ama tek pazarda kalmak iyi değil diyerek Ruslarla birlikte Londra’da taahhüt işleri yapmaya başladık.
Her türlü malzemeyi Türkiye’den gönderdik. Londra’da eski binalar yıkılıp yeniden yaptırmıyorlar renovasyon ediliyor, korunuyor. Dikkatimi çeken şey Türkiye’de, metrekaresi 50 bin pounda satılan bir yer görsek hemen yanında kentsel dönüşüme başlıyoruz. İngiltere’de yüksek fiyatlara rağmen kiralık ev bulamıyorsunuz. Buna rağmen binalar yıkılıp daha yükseği yapılmıyor, ihtiyaca göre imar veriliyor. Devletin burada müdahaleci edici olması, ihtiyaca göre imar izni vermesi lazım. Biz inşaatçılar arsa bulduk mu hemen proje geliştiriyoruz, kontrolsüz bir büyüme yaşanıyor. Şimdi Emlak Bankası varlığa dayalı menkul kıymet üretecek. Bu tür gelişmeler lokomotif dediğimiz sektörü harekete geçirebilir ama zaman alacak tabi.
Mehmet Bey yurtdışında ve yurtiçinde 3.2 milyar dolarlık projeleriniz var. Yurtdışındaki işlerinizden bahseder misiniz? Sektörün hareketlenmesi için neler yapılmalı?
Kaybedilmeyecek bir pazar. Son dönemlerde orada öğrendiklerimizi buraya da taşıdık. Rusya’da en son ikinci büyük havalimanı olan Domodedova Havalimanı’nm 2’nci terminal binasını inşa ettik. Prestijli bir proje oldu bizim için. Avrupa’nın en yüksek binalarını yapıyoruz. İngiltere’de üç proje tamamladık. Amerika’da New York ve Miami’de 500 milyon dolarlık işlerimiz var. 20 tane devam eden şantiyemiz var. Bir de turizm işindeyiz. Yatırım ortamında her şey güven ve istikrarla ilgili. Bunlar olduktan sonra bu ülkenin önü çok açık. Geçtiğimiz birkaç yılda yaşanan terör olaylarından önce hem turizm canlıydı hem de yabancılar Türkiye’den konut alıyordu. Şimdi 250 bin dolarlık konut alana vatandaşlık veriliyor ama daha çok Suriyeli ve İraklılardan ilgi var. Özetle istikrar ve güven sağlandıktan sonra Türkiye her zaman çok cazip olacak turizmden yatırıma kadar. Gayrimenkulde fiyatlar düşecek beklentisi var. Türk insanının en doğru yatırım enstrümanı gene konut diyorum. Bu dönemde neleri yanlış yaptık ona bakalım. Sektöre çok oyuncunun girmesi, fizibilitelern doğru yapılmaması gibi nedenlerle arz talep dengesizliği oluştu. Şimdi stokların eritilmesi planlanıyor. Vatandaşların alıma geçmesi için güven ortamının yaratılması ve bankacılık sektörünün faiz indirimi ile gerekli desteği sağlaması gerekiyor. Faizler düştüğünde yatırımlar gayrimenkule yönlenecektir. Emek yoğun bir sektörüz. Bu sektörün korunması gerekiyor.