Tuz Gölü Doğal Gaz Depolama Tesisi inşaatı tüm hızıyla sürüyor!
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, "Tüm dünyada kabul gören bir teknoloji olarak nükleer enerji, artan enerji talebimizi karşılama noktasında önem verdiğimiz bir kaynak durumundadır" dedi.
Albayrak, TBMM Genel Kurulunda, 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı'nın görüşmeleri sırasında Hükümet adına yaptığı konuşmada, Türkiye'nin net ithalatçı olduğu doğal gazda kaynak çeşitliliğini sağlamak adına enerji diplomasisi adımlarına hız kesmeden devam ettiklerini belirtti.
Berat Albayrak, "Hükümetimizin kurulduğu 24 Kasım'dan bugüne, bölgemizdeki tüm doğal gaz tedarikçi ülkeleriyle, bölgelerdeki oyuncularla görüşmelerimizi sıkılaştırıp enerji arz güvenliğinde atılacak adımlarla ilgili her türlü çalışmayı kapsamlı bir şekilde, detaylı bir şekilde yürütüyoruz. Milletimiz müsterih olsun" diye konuştu.
Arz güvenliği stratejisinde, kaynak çeşitlendirilmesinin yanında önem verdikleri diğer konunun da depolama kapasitesi olduğuna dikkati çeken Albayrak, Tuz Gölü Doğal Gaz Depolama Tesisi'nin inşaatına tüm hızıyla devam edildiğini söyledi. Albayrak, "2017 yılında ilk fazı, 2020 yılında da ikinci fazı devreye girmek suretiyle Türkiye'deki doğal gaz depolama kapasitemizi artırmaya son hızıyla devam edeceğiz" dedi.
Albayrak, 2021 yılına kadarki süreçte, Silivri'de bulunan TPAO'nun doğal gaz depolaması için kullandığı bölgedeki sahaların çalışmalarını da başlatarak daha geniş bir doğalgaz depolama kapasitesine sahip olmak için yatırımlara devam edeceklerini kaydetti.
Dünyada özellikle yakın dönemde önemi gitgide artan LNG alanındaki depolama ve sisteme gaz basma kapasitelerinde genişletmeye de devam ettiklerini anlatan Albayrak, "Boru hattıyla aldığımız gazın dışında son yıllarda ehemmiyeti her geçen gün artan LNG sistemini, Türkiyemizdeki mevcut 2 LNG terminalinin kapasitesini genişletmek ve yenilerini yapmak noktasında da devam ediyoruz" açıklamasında bulundu.
Enerji arz güvenliği çerçevesinde önem verdikleri bir diğer konunun da uluslararası petrol ve doğal gaz ticaretinde Türkiye'nin jeopolitik konumunun avantajını kullanmak olduğunu vurgulayan Albayrak, "Özellikle, bölgeden geçen doğal gaz boru hatlarının kesişim ve dağıtım noktası haline gelmeyi amaçlıyoruz. Bu kapsamda sadece Türkiye'nin değil, başta Avrupa Birliği olmak üzere bölgedeki tüm ülkelerin doğal gaz ticaretinde ihtiyaç duydukları işbirliklerini, ülkemiz çıkarları ve öncelikleri doğrultusunda değerlendiriyoruz" görüşünü dile getirdi.
-Elektrik altyapısının modernizasyonu
Arz güvenliğinde doğalgazla birlikte ikinci kaynağın elektrik olduğunu belirten Albayrak, şunları kaydetti:
"Biz, elektriğin arzı konusunda da vatandaşlarımızın bu kaynağı en kaliteli ve en ucuza almaları için çalışmalarımızı son sürat devam ettiriyoruz. Elektrik arzı noktasında 2016 yılını önemli bir yıl olarak gördük. Son dönemde yaşanan kesintilerle ilintili olarak önemli bir çalışmanın startını verdik. Türkiye'deki elektrik iletim ve taşıma altyapısı ömür itibarıyla çok yaşlı. 30 ila 40 yıllık bir elektrik şebeke sistem altyapısından bahsediyoruz. Kendi döneminin şartlarına göre yapılmış bu yatırım bugün itibarıyla 73 bin megavata ulaşmış, sistem kurulu gücüne hizmet etme noktasında, bu yükü taşıma noktasında artık yeterli hizmeti ortaya koymuyor. Bu sebeple özel sektörle, Türkiye'nin altyapısını 2020 yılına kadar, bugün itibarıyla yaklaşık yüzde 15-20'ye yakın yenilediğimiz bu altyapıyı, oluşturduğumuz yeni bütçeyle yüzde 75-80 bandına çekmek için altyapı yenileme hamlesinde mutabakata vardık. Beş yıl sürecek bu yatırım hamlesi kapsamında, Türkiye'nin elektrik altyapısının modernizasyonu çerçevesinde 18 milyar liralık bir altyapı yatırımı gerçekleştireceğiz."
Gerek yatırımların takibi gerekse dağıtım şirketlerinin verdikleri hizmet kalitesi açısından müşteri memnuniyetinin ölçülmesi için bir dizi mekanizmayı hayata geçireceklerini aktaran Albayrak, "Bu alanlarda üzerine düşen yatırım ve iyileştirmeyi yapmayan, öte yandan müşteri memnuniyetinde istenilen standartları yakalamayan dağıtım şirketlerini yakından takip edecek ve mevzuattaki tüm mekanizmaları işleteceğiz" ifadesini kullandı.
-"Elektrik üretim santrali sayısı bin 566'ya ulaştı"
Yerli ve yenilenebilir kaynakların elektrik üretimindeki payının artırılmasına da önem verdiklerini dile getiren Albayrak, "2015 yılında işletmeye alınan yeni santraller ve bu kapasitelerin artışı 4 bin 288 megavat. Ülkemizde 2002 yılında 300 elektrik enerjisi üretim santrali varken bu sayı 2016 yılında bin 566'ya ulaştı. Mevcut santrallerin dağılımı 561 hidroelektrik, 235 doğal gaz, 114 rüzgar, 36 kömür, 21 jeotermal ve 156 adediyse diğer kaynak türlerine aittir" dedi.
Albayrak, yenilenebilir enerji alanında gelinen noktayı daha da ileriye taşımayı amaçladıklarını belirterek, "Daha büyük ölçüde yenilenebilir enerji tesislerinin daha rekabetçi bir yapıyla yerli imalatı önceleyen planlamayı hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Bu planlamayla hem yenilenebilir enerjinin üretimdeki payı artacak hem bu alanda üretilen elektriğin fiyatı düşecek hem de kullanılan teknolojinin yerli üretim olması sağlanacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
Enerji verimliliğinin artırılması noktasında çok önemli yatırımlar ve iyileştirmeler yaptıklarını anlatan Bakan Albayrak, bundan sonraki süreçte de AB verimlilik standartları çerçevesinde üniversiteler, iş dünyası ve sivil toplumla birlikte bilinçlenme hamlesi başlatarak gerek hanede gerekse sanayide enerji tasarruf ve verimliliğinde arzulanan noktaya ulaşmak için çalışmalara hız verdiklerini söyledi.
-Nükleer enerji
Enerji stratejisinin bir diğer önemli konusunun da nükleer enerji santralleri olduğunu belirten Albayrak, "Tüm dünyada kabul gören bir teknoloji olarak, nükleer enerji, artan enerji talebimizi karşılama noktasında önem verdiğimiz bir kaynak durumundadır" açıklamasında bulundu.
"Ülkemizin enerji stratejisindeki nükleer yatırımları bir yandan büyüyen sektörün ihtiyaçlarını karşılarken diğer yandan kaynak çeşitlendirilmesi açısından da önemli bir rol oynayacaktır" ifadesini kullanan Albayrak, şöyle devam etti:
"Nükleer enerji alanına geç girecek olmamız bize başka avantajlı bir noktayı ortaya koyuyor. Ülkemizde inşa edilecek olan bu santraller dünyadaki birçok santralin aksine 2000'li yılların teknolojisini ihtiva etmesi noktasında hem güvenlik hem verimlilik açısından daha iyi bir noktadadır. Ülkemiz enerji alanında iki açıdan hem yerli hem de uluslararası yatırımcılar için sağlıklı bir yatırım iklimine sahip. Türkiye hem büyüyen enerji sektörüyle hem de Avrupa'nın arz güvenliğini sağlama noktasında sahip olduğu konumla büyük bir yatırım potansiyeline sahiptir. Tabii ki enerjide olduğu gibi büyük ölçekli yatırımlara ev sahipliği yapabilmemiz için birtakım şartlara sahip olmamız gerekiyor. Bunun en öncelikli hususu istikrar. Yaklaşık 14 yıldır devam eden istikrar, beraberinde ülkemizde ekonomik istikrarın oluşmasına da yardımcı oldu. Belki de bu sayede küresel ekonomik daralmalara karşı doğru pozisyon alabildik, büyümemizi sürdürdük ve enflasyon da tek hanelerde devam etti."
Albayrak, geçen yıl bölgesinde yaşanan krizlere rağmen Türkiye'deki yatırımların yol kazası yaşamadan devam ettiğini belirterek, TANAP kapsamında, 2018 yılında, ilk gazın 6 milyar metreküplük ilk kapasiteyle devreye alınmasının düşünüldüğünü söyledi.
-"Enerji, stratejimizdeki önemli başlıklardan biri olmaya devam edecek"
Berat Albayrak, "Altı yıldır başlayan ama son iki yıldır artan, bölgemizde yaşanan bu çalkantılara rağmen Türkiye'deki yatırım iklimini muhafaza etmeyi başardık. Bundan sonraki süreçte de bunu korumak için enerji, stratejimizdeki önemli başlıklardan biri olmaya devam edecek" dedi.
Elektrik enerjisi kurulu gücündeki yenilenebilir payının, özel sektörün payının ve yerli kaynakların payının 13 yıllık süreçte rakamsal bazda her oranda arttığını dile getiren Albayrak, "Liberalleşme noktasında birçok özelleştirme, verimlilik artışının önünü açtık. Elektrik dağıtım bölgelerinin özelleştirilmesiyle müşteri memnuniyetinin artırılmasının, piyasanın liberalleşmesinin önünü açtık" diye konuştu.
Berat Albayrak, "Sadece bütçe ile Bakanlığımıza ayrılan ödenek değil, aynı zamanda enerji sektörüne giren her kuruşun sorumluluğu üzerimizdedir. Biz hem bu olanı adil, müşteri memnuniyeti öncelikli ve Türkiye'nin yarınlarını güven altına alacak şekilde büyütürken hem de gelecek nesillere daha yaşanabilir bir çevre, daha müreffeh bir toplum bırakmanın gayreti içerisindeyiz" dedi.
Enerji yatırımlarının güçlü ve müreffeh Türkiye için şart olduğunun altını çizen Albayrak, "Ben halkımıza buradan çok net, açık, sarih bir şekilde şunu ifade etmek istiyorum. Biz iktidarımız döneminde hep şunu öncelikledik: Ne aldanan olacağız ne aldatan olacağız" ifadesini kullandı.
-"Bilgi sahibi olacağız ki fikir sahibi olalım"
Elektrik dağıtımıyla ilgili alınan bedellerin sıkça kamuoyunun gündemine geldiğini hatırlatan Albayrak, şunları kaydetti:
"Türkiye'de aktif enerji bedelinin yanında alınan bedeller var. Perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli. Tüm bunların hepsi iktidarımız döneminde değil bakın, ülkemizde elektrik satışı başladığından beri alınan bedeller. Şimdi, bunu bir kenara koyalım. Sonra, enerji fonu diye bir şey var. İktidarımız döneminde mi geldi bu? 1986 yılındaki 3291 sayılı torba kanunda koyulmuş bir bedeldir. TRT payı var. TRT payı, 1984 yılında 3093 sayılı Kanun'la oluşturulmuş bir bedeldir ki 2003 yılında iktidarımız döneminde bunun payı yüzde 3,5'tu, yüzde 2'ye düşürdük. Sonuncusu da elektrik ve havagazı tüketim vergisi. 1981 yılında 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nda oluşturulmuş bir bedeldir. Bugün olan, geçtiğimiz yıl hayata geçirdiğimiz yasal düzenleme kapsamında perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma, kayıp kaçak, iletim ve dağıtım bedellerinin hepsinin bir kalemde birleştirilmesi noktasında yapılmış bir düzenlemedir. Bugün, Türkiye'de yüzde 6,8 düzenleme zammı yapılmıştır. "
Albayrak, 200 kilovat elektrik tüketen asgari ücretli bir ailenin 2002 yılında elektrik faturasına ödediği oranın yüzde 20 olduğunu anımsatarak, bugün, bu oranın yüzde 6,3'e gerilediğini belirtti.
Albayrak, "2002 yılında doğal gazın asgari ücretteki payı, ortalama bir ailenin ödediği yüzde 32,2 iken bugün bu oran yüzde 11,5'tir. Bugün, Türkiye, hem gelişmektedir hem yatırımını yapmaktadır hem altyapısını yenilemektedir, hem artan elektrik enerjisi, doğal gaz enerjisi, bilumum enerji yatırımları özel sektörle, piyasanın liberalleşmesini de destekleyecek şekilde gerçekleşmektedir" dedi.
Dünyada 442 adet nükleer santralin bulunduğunu, 100'den fazlasının da inşaat halinde olduğunu aktaran Albayrak, şunları söyledi:
"Fransa, elektrik enerjisinin yüzde 70'inden fazlasını nükleerden karşılıyor. Paris'in 60-70 kilometre dibinde nükleer santral var, New York'un 100 küsur kilometre etrafında nükleer santral var. Bilgi sahibi olacağız ki fikir sahibi olalım ama bilgi sahibi olmadan konuşursak ancak cehalet üzerine konuşuruz. Türkiye nükleer santralleri yapacak arkadaşlar. Kömür santrallerini yapacak, hidroelektrik santrallerini yapacak ama 13 yıldır yaptığımız gibi hem çevreye hem topluma hem millete taşıdığımız sorumluluk gereği sonuna kadar bunun mücadelesini vereceğiz. AK Parti iktidarıyla çok daha fazla çalışıp çok daha az konuşarak bu millete hizmet etmeye devam edeceğiz." görüşünü dile getirdi.
Albayrak'ın konuşması sırasında bazı CHP milletvekilleri üzerinde "Nükleer Santraller Sağlığı Bozar" yazılı afişleri gösterdi.
AA