Genel

Tuz Gölü'nün yarısıyla Türkiye'nin enerji ihtiyacı karşılanır mı

Form şžirketler Grubu Yürütme Kurulu Başkanı Tunç Korun, dışa bağımlılığın azalması için Tuz Gölü'nün yarısı büyüklüğünde bir alana kurulabilecek fotovoltaik santralinin, tüm Türkiye'nin elektrik ihtiyacını karşılayacağını söylüyor

Enerji tüketimini sıfıra indirmeye çalışan binalar sadece faturayı azaltmak için değil, kaynakların korunması açısından da bir gereklilik haline geldi. Güneş panelleriyle enerji üretilmesi artık alışıldık bir uygulama. Isı pompalarıyla ısınma ve soğutma sağlanması ve saf günışığıyla aydınlatılma yapılması da son 5 yıldır popülerleşen, nispeten yeni yöntemlerden.

45 yıldır klima sektöründe çalışan ve büyük binalar için ekolojik iklimlendirme uygulamaları yapan Form şžirketler Grubu, 15 yıldır da toprak kaynaklı ısı pompaları ve deniz suyundan soğutma sistemleri yapıyor. Form şžirketler Grubu altodaki Form Temiz Enerji, toprak ve su kaynaklı ısı pompası sistemleri yanında, fotovoltaik ve küçük rüzgar uygulamaları konusunda da çalışıyor. Firmanın sunduğu çözümlerin en ilginçlerinden biri de gün ışığı aydınlatma sistemi. Bu sistem, güneş ışıklarını aydınlatma sağlayacak şekilde binanın içine aktarıyor ve normal aydınlatmayla elektrik harcanmasını engelliyor. Türkiye'de pek çok alışveriş merkezi, havaalanı ve banka binasında uygulamalarda bulunan Form şžirketler Grubu, ayrıca LEED ve BREEAM sertifikaları için de danışmanlık hizmeti veriyor.

KLİMALAR 2 KATI VERİMLİ

1995'ten beri ısı pompası konusunda faaliyet gösterdiklerini belirten Form şžirketler Grubu Yürütme Kurulu Başkanı Tunç Korun, sistemin nasıl çalıştığını şöyle anlatıyor: 'Toprak kaynaklı ısı pompası sisteminde, klimanın dış ünitesi toprağa gömülüyor. Dış ünite normalde havada durduğunda, dış hava da çok sıcak olduğu için, verimi düşüyor. Toprağın içine konulunca, toprak 3 metrenin altında daha serin olduğu için, çok daha verimli çalışıyor. Her iki klima da birer birim elektrik harcamasına rağmen, dış ünite toprağa gömüldüğünde 2 katı ısıtma ve soğutma yapabiliyor'.

Özellikle toprak kaynaklı ısı pompası konusunda Türkiye'deki hem ilk hem de en büyük uygulamaları yaptıklarım söyleyen Korun, 'Ümraniye'deki Meydan AVM, 7-8 yeşil ödül aldı. Bunlardan bir kısmını da toprak kaynaklı ısı pompası uygulaması sebebiyle aldı. Meydan Türkiye'de 1, Avrupa'da 5. en büyük, ısı pompası kullanılan proje. Bunun dışında Antalya'daki 7 yıldızlı Sungate Oteli'nin bütün binalarındaki kliması, deniz suyunu kullanarak çalışıyor. Antalya'da yeni açılan Terracity AVM'de yeraltı suyunu kullandık. Terracity Türkiye'nin şu anki en büyük su kaynaklı ısı pompası uygulaması' diyor.

SABİHA GÖKçEN SAF GÜNIşžIĞIYLA AYDINLANIYOR

İmalatına yeni başladıkları gün ışığı aydınlatma sistemlerini anlatan Korun, Sunvia sisteminin tamamen güneş ışınlarıyla aydınlatma yaptığını belirtiyor. şžu  , ana kadar firmanın yaptığı en büyük uygulama da, Sabiha Gökçenin motor bölümü. Burada 350 adet günışığı aydınlatma birimi kullandıklarını belirten Korun, 'Sistem gün ışığını bina içine taşıyarak, doğal bir aydınlatma ile yüksek oranda enerji tasarrufu sağlıyor. Sunvia SV-550, güneşli havalarda 400 watt'lık florasan ampullerle aynı güçte aydınlatıyor ve bu sayede saatte 400 watt tasarruf sağlanıyor. Günde 8 saat, 1 yıl (320 gün) boyunca kullanıldığında yaklaşık 800 kg karbondioksit emisyonunu da engelliyor. Güneş almayan plaza, fabrika gibi yapılarda gün ışığı ile yeşil binalar için önemli bir aydınlatma çözümü oluyor' diyor.

ENERJİ çEşžİTLİLİÄžİ SİYASİ AçIDAN DA ÖNEMLİ

Korun nükleere yönelinmesini tehlikeli ve gereksiz bulduğunu ifade ederek 'Nükleere yapılan yatırıma çok yakın bir rakamla güneş enerjisi santralleri yapılabilir' diyor ve ekliyor: 'Bunun yerine Tuz Gölü'nün yarısı kadar bir alana kurulacak fotovoltaik tarlası, Türkiye'nin elektrik ihtiyacının büyük bölümünü karşılayabilecek elektriği üretir. Pratikte bu en az 5 yıl sonra yapılabilecek bir şey. Gerekli yatırım miktarı, hız, imkn, imalat kapasiteleri anlamında, hemen yapılması mümkün değil. Ama devlet önünü açabilirse konunun, rüzgrda yaptığı gibi bir ihaleye çıkıp bir an evvel bununla ilgili lisansları verebilirse, ilgili yönetmelikleri çıkartıp insanların evlerinin çatışma ya da fabrikalarının çatısına fotovoltaik kullanmasına bir imkn verirse, çok daha hızlı gelişecektir.'

Bununla beraber bütün elektriğin güneşten sağlanamayacağını da belirten Korun, güneş enerjisi ve diğer sistemlerin beraber yürümesi gerektiğini söylüyor: 'Türkiye'nin bütün elektriğini güneşten karşılayabiliriz demiyoruz. çünkü bu pratikte mümkün değil. Tabii ki hidroelektrik santraller, rüzgr, doğalgaz santralleri olacak. Ama Türkiye'nin elektrik üretim şeklinin yüzde 60-70'inin yurtdışına, tek bir ülkeye bağlı olarak çalışması, siyasi olarak da tehlikelidir. Rusya doğalgazı kesse, Türkiye'nin elektrik üretiminin yüzde 50'si gidiyor. Hiçbir ülkenin elektriğinin yüzde 50-60'ını tek bir ülkeye bağladığı bir uygulama yok' diyor ve ekliyor: 'Bu sebeplerden, güneş ve rüzgrla üretilen yenilenebilir enerjinin önünün açılması gerektiğine inanıyoruz.'

İZOLASYON VE FOTOVOLTAİK TEK BAşžINA YETERLİ DEĞİL

Form şžirketler Grubu, Türkiye'de en çok bilinen 2 çevreci sertifika konusunda da danışmanlık hizmeti veriyor. En son Varyap Meridian'ın LEED uygulamasını alan grup, burada 45 kilowatt'lık bir uygulama yapacak. Korun, 'Partnerlerimiz aracılığıyla LEED ve BREEAM alınması sırasında nelere dikkat edilmesi gerekiyor, dosya nasıl hazırlanıyor gibi konularda destek veriyoruz. Bizim esas konumuz, LEED ve BREEAM alacak bir binaya daha yüksek kategoride sertifika alabileceği ürünleri temin etmek. Örneğin gün ışığı aydınlatma sistemi ve toprak kaynaklı ısı pompası puanı artırıyor. Bunu sadece ürün satmak anlamında değil, danışmanlık vererek yapıyoruz. Ayrıca bakım servisi de veriyoruz, ki bu işin önemli bir parçası. En iyi malzemeleri kullanıp A sınıfına göre bir proje yapsanız dahi, bunu doğru şekilde devreye alıp bütün ekipmanların uyumlu çalıştığını teyit etmezseniz eğer, sertifikayı sonuçlandıramıyorsunuz. Bu yüzden 3. partiler tarafından yapılması gereken, çok önemli bir kısmı da var. O hizmeti de veriyoruz' diyor.

Korun, 'Sırf toprak kaynaklı, yeşil çatılı, izolasyonlu bir bina diye sertifika verilmiyor' diyor ve şunları söylüyor: 'Kazı sırasında çıkan toprağın ne şekilde atıldığına, binanın konstrüksiyonunda kullanılan malzemelerin ne derece çevreci olduğuna, malzemelerin ne kadar uzaktan geldiğine de bakılıyor. Ayrıca binaların içinde kullanılan aydınlatmasından klima cihazına, elektrik aletine kadar her türlü ekipmanın A veya A+ olmasına dikkat ediliyor. En önemlisi de, kullanıcılara bütün bunların sonucunda konforlu bir ortam sağlaması. Her şeyden kısıp, içeriyi ne sıcak ne de soğuk tuttuğunuz, insanların rahatsız bir ortamda yaşadığı, ama metrekareye çok az bir enerji harcanan projeler de puan alamıyor.'
Hürriyet/Eda UTKU