Genel

Uğur Urfalılar 30 altını bozdurarak bir konut ve atölye projesi yaptı!

40 yıl önce mühendislik eğitimini tamamlayarak öğrenci değişimiyle Almanya"ya giden Uğur Urfalılar, döndüğünde borç aldığı 30 altını bozdurarak bir atölye açtı. Bir konut projesi yaptı, sonra aldı yürüdü  

Büyük binaları saran dev iskeleleri gördüğümüzde yanından geçer gideriz, oraya nasıl ve kimler tarafından dikildiklerini düşünmeyiz. İşte kimsenin üzerinde düşünmediği bir işi yapan Urtim"in kurucusu baba Uğur Urfalılar ve ikinci kuşak patron Serdar Urfalılar ile hikayelerini, yaptıklarını, projelerini, hedeflerini ve ekonomiyi konuştuk:

Urtim"in kurucusu ve ekibin ˜baba"sı olarak markanın hikayesini siz anlatın bize.

Yıldız Üniversitesi Makine Mühendisliği"ni bitirdikten sonra öğrenci değişimi programı ile Almanya"ya gittim. 1969 yılından söz ediyorum. Yurtdışında üniversite öğrencileri gelirdi bizde dışarıya giderdik. 3 yıl kaldım orada. Türkiye"ye geldim ve gazete ilanıyla bulduğum bir işe girdim. Avcılar"da emaye işiydi. Bedford kamyonetin şoför mahalinde 7 kişi doluşur işe giderdik. 8 yıl çalıştım bu şekilde. şžartların kötüye gitmesiyle oradan ayrıldım. Serbest çalışacağım dedim. Bir arkadaşımızın iş yerini devraldık. Borç aldığım 30 altını 10"ar liradan bozdurdum. Sonra 40"ar liradan ödedim. 1980 yılında tuvaleti bile olmayan 40 metrekare bir dükkanda çalışmaya başladım.

Dev projeler hayata geçsin diye kalıp ve iskele sistemleri üretiyorsunuz. Pazarın neresindesiniz

Türkiye"deki ilk 5 firma arasındayız. Bunların arasında Alman ve Avusturyalı dev firmalar da var. Yerimizi onlara kaptırmamaya çalışıyoruz. Yanından geçemediğimiz markalarla artık aynı masaya oturuyoruz. Pazarda net bir rakam yok ama kabaca söylersem 300 milyon liralık bir para döndüğünü tahmin ediyoruz. Yılda 30 bin ton kalıp ve iskele sistemleri üretimimiz var. 21 milyon liralık bir ciromuz var.

çok kolay olmamıştır bu büyüklüğe ulaşmak

çok zorlandık. O zaman iş yok. Adam yok. Bir kaynak işi aldım. Fason iş yapmaya başladık. Daha sonra şartlara bağlı olarak yerlerini kullandığımız çalıştığımız insanların işleri bozuldu ve bulunduğumuz yeri satmak istediler. 100 bin liraya aldım. Küçük işler yapıyorduk, zor yürüyordu. Yanımızda çalışan kaynak ustamız fason iş yapalım deyince, inşaat kalıpları yapan bir yerden fason iş almaya başladık. Soyak"ın binalarına gitti yaptıklarımız. çengelköy"de bin villa ve 3 bin konut projesinin işini aldık. Kalıp işi aldı yürüdü sonra.

Dönüm noktanız bir konut projesi oldu yani

Evet hızla ilerledik. Sonra Topçular"daki yerimizden Gültepe"de bir tesise, ardından da İkitelli"ye kendi yerimize taşındık. Sonra da üretimini Hadımköy"de 6 bin 500 metrekare kapalı alana sahip 20 bin metrekarelik tesise taşıdık. Hala buradayız.

İnşaata kalfadan dayak bile yedim

Bir yerlere kolay gelinmiyor. Arabadan ustabaşıyla birlikte sac, boşalttım. Sac yükledim. Her işi yaptım. Patron gibi hiç köşede oturmadım. şžantiyelerde durdum. Hatta şantiyede karşı tarafın kalfasından dayak yedim, tartaklandım. Olay Unilever"in binasının inşaatı sırasında yaşandı.  

Depremden sonra ibreyi mecburen dışarıya çevirdik  

 1999 depremiyle birlikte inşaatlar durdu ve bizim işlerimiz de bıçak gibi kesildi. Haliyle küçülmek zorunda kaldık. 2004 yılına kadar ciddi bir iş yapmadık. Hep iç piyasadaydık. Türkiye"deki dalgalanma sürüyordu. Kriz vardı. Piyasada biraz hareket olunca hemen 2004 yılından sonra ihracatta yoğunlaşma kararı aldık.

İlk yılımızda 8 yurtdışı fuarına katılarak dış bağlantılar kurduk. 2006 yılında Romanya"da şirket kurmuştuk. Böylece Romanya üzerinden Doğu Avrupa"ya hızlı bir şekilde ihracat yaptık. şžu anda ciromuzun yüzde 55"ini ihracat oluşturuyor. Yaklaşık 12 milyon liradan söz ediyorum. 25 ülkede varız. Fuarlar vizyonumuzu genişletti. Devletin iş seyahatlerine katıldık.

Peki ya kriz...

Kriz ile birlikte KOBİ olmanın verdiği esneklik avantajımızı kullanıp hemen Kuzey Afrika ve Ortadoğu pazarına yöneldik. Son iki yılda Libya, Cezayir ve Irak"ta çok hızlı bir ivme kazandık. Kriz yılında yüzde

10 büyümeyi başardık. Biz de dahil birçok KOBİ, krizde tasarruf etmeyi öğrendi. Mesela biz sabit harcamalarımızı yüzde 20 azalttık. Giderlerimizi dizginledik. Eğer son yaşanan kriz olmasaydı şu anda bulunduğumuz yerin iki katı yukarıdaydık. Buna rağmen yüzde 25"in üzerinde büyüdük. Kriz sayesinde bir kültür kazandık.  

Alman'ın elinden iş bile alıyoruz

Dünyada kalıp ve iskele üretiminde lider ülke Almanya. Ancak Türkiye, 5-6 firma ile Alman kalitesini yakaladı. Ellerinden iş bile alıyoruz. Eskiden   iş vermezler, hatta yüzümüze bakmazlardı. Gelecekten umutluyuz. çünkü Türk müteahhitleri dünyada büyük başarılara imza atmaya devam ediyor. Müteahhitlerimizin dünyada aldıkları işler 2003 yılında 3 milyar dolarken, 2007 yılı sonunda bu rakam 27 milyar dolarlara ulaştı. Hedef,   2-3 yıl içinde 50-55 milyar dolar.

Minik Efe ve evinin bahçesi stresini alıyor

 İşlere bir süre ara verdikten sonra tekrar çocuklarının başına gelen Uğur Bey boş zamanlarında ailesiyle bir araya gelerek stres attığını söyledi. Bahçede olmayı sevdiğini anlatan Uğur Urfalılar œAile bağlarımız çok kuvvetli, sık sık bir araya geliyoruz. Özellikle de torunum Efe"yle vakit geçirmekten çok keyif alıyorum. Bütün dünyamız o dedi. Herkesin el ele vererek çalışması gerektiğinin altını çizen Uğur Bey œPartiler kavgayı dövüşü bırakıp, ülke için birlikte çalışmalı diye mesaj vermeyi ihmal etmiyor.

Haydar Aliyev Merkezi için 23 TIR gitti

 En ilgi çeken projelerden biri de Bakü Haydar Aliyev Merkezi. 23 TIR malzeme gönderdik bu proje için. Bunun dışında Libya"da Enka"nın yaptığı arıtma ve sulama kanallarının tamamını yaptık. Bingazi Stadyumu var. Avrupa Konutları, Sakarya Otogarı, Otoport, metro inşaatları, metrobüslerin inşaatları, tersaneler. Bunun gibi         bir çok projede emeğimiz var. Biz malzeme gönderiyoruz, kullanılmasını öğretiyoruz, geri dönüyoruz. Eğer adam talep ederlerse biz yapıyoruz.

˜Bizim ekip çok sağlam'

Urtim Kalıp ve İskele Sistemleri"nde değişik birimlerde görev alan aile fertleri iş dışında da sürekli beraber. Anne Sadiye Hanım, çocuklarını birarada topluyor. Ailenin babası Uğur Bey, Urfalılar ailesini œKızım Sergül, benle aynı okuldan Yıldız Teknik Üniversitesi Makine bölümünden mezun. şžu an satış departmanımızda görev alıyor. Diğer kızım Sergin, İTÜ İnşaat mezunu, pazarlamada çalışıyor. Ahmet Selim de işletme okudu, mali işlerimizden sorumlu. Serdar"a da yönetimi bıraktım. İSO"nun en genç meclis üyesi aynı zamanda İstanbul Demir ve Demir Dışı Metalleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyeliği var. Ben de gelip gidiyorum, başlarındayım diye anlatıyor.

Peki Serdar Bey, siz işlerle ilk ne zaman tanıştınız

İlk başlarda çok hevesli değildim doğrusunu isterseniz. Kir pas içinde bir iş bu çünkü. Ama sonra sonra sevdim. çocukken babamla yollarda, inşaatlarda çalıştım. Hatta kamyonet şoförlüğü dahi yaptım. O zaman üniversitede öğrenciydim. Arkamdan ˜ne kadar modern kamyonetçi, böylesini görmedik" diyorlarmış. şžimdi buradayım.
Star/Fulya Erdem